''It's time to get up in the morning, in the morning. Got McDonalds breakfast for you''
''Why any other brand''
''We drove 2 miles to get it''
''So you have to get up and eat it''
''You lazy bunch of children Jessica you crazy girl
Don't be selfish''''So you got to get up, time to get up
You gotta get up, its time to get up
Its time to get up, its time to get up, its time to get up''''It's time to get up wake up''
''It's time to get up!''
Uyanmam için nasılda uğraşıyorlar. Uyandığımın farkındalar ama devam ettiriyolar. Bende o zaman Harry'lik yaparım: ''TIME TO GET UUP!''
''Wuhuuuu!!!''
''Nihaayeettt''
''Günaydııınnn''
''Sizede günaydın da gerçekten hamburger yemeyeceğiz, değil mi?!''
''Hem evet hem hayır. Yani şarkı öyle olduğu için, evet. Ama Harry kalkmadığı için ve bizde yapmaya üşendiğimiz için Just Eat'ten sipariş ettik. Bu yüzden de hayır.''
''Çok iyi düşünmüşsünüzde, beni erkenden kaldırsaydınız ben hazırlardım.''
''Kıyamadık. Çok güzel uyuyordun.'' Lıam öyle bir ses tonuyla söyledi ki kalp atışlarımı hızlandırmıştı. Yanaklarım kızarmıştı. Hemen gözlerimi ondan ayırdım; ''Harry nerde peki?'' dememle Harry gözlerini ovuştura ovuştura odadan içeri girdi ve ''burdayım.'' deyip yatağın diğer tarafına kendini attı. Louı gözlerini devirip benim üzerimden geçip Harry'nin üzerine atladı. Nıall'da elindeki gitarla onun olduğu tarafa geçerken Lıam yatağın ortasına yattı ve aynı şekilde Harry'ylede uğraştılar. Bende olduğum yerde gülerek onları izliyordum. Harry kalkmayınca devreye girdim; ''Tamam ben halledicem. Çekilin.'' yatağın üzerinde ayağa kalkıp Harry'nin üstüne atladım:
''Good morning, good morning.. We've danced the whole night through.. Good morning, good morning to you..Good morning, good morning..It's great to stay up late Good morning, good morning to you...''
''Off ciddi misin Jessica??!''
''Ya napıyım! Çocuklar kadar iyi bi şey bulamadım. Aklıma ilk bu geldi.'' hepimiz kahkaha atarken Harry'nin üzerinden kalkmıştım ve Harry'de nihayet kendine gelmişti.
''Hadi çıkında duş alıyım.''
''Ben kalsam olur mu Jessica?Görmem sadece bakarım.'' Nıall'a şaşırmış gözlerle bakarken; ''Ne?! Bakmakla görmenin arasında çok fark var bi kere!''
Lıam Nıall'ın ensesinden tuttu ve bana göz kırpıp odadan çıkarttı. Harry'yi de zorla yataktan kaldırıp odadan çıkarttıktan sonra nihayet duşuma girebilirdim...
Saçlarımı kurutup gelişigüzel bir topuz yaptıktan sonra aynaya bakıp büyük bir hızla odadan çıktım. -gelmiş geçmiş en iyi gelişigüzel saç diyebilirim.çünkü çok güzel olmuştu- Çocukların internetten sipariş ettiği sandviçleri elimize alıp evden çıktık. Programın yapılacağı stüdyoya geldiğimizde bir anda ellerim ve bacaklarım titremeye başlamıştı. Kalp atışlarım yüzündendir belki ama, gerçekten iyi hissetmiyordum! Halen ve Demi beni hazırladıktan sonra kulisteki koltukta oturup yayının başlamasını beklerken sunucu yanıma geldi: ''Naber Jessica? Seni heyecanlı görüyorum.'' aman ne büyük bir başarı! ''Evet, çok heyecanlıyım. İlk televizyon programım olacak.'' ''Umarım iyi geçer. Birazdan arkadaşlar seni gelip alacak ve yayına başlayacağız. Sadece doğal olman yeterli olacaktır.'' ''Teşekkürler.'' odada yine tek başıma kalmıştım. Off televizyonu açsam daha çok heyecanlanacağım. Telefonu ellerimin titremesi sonucunda düşürebilirim. En iyisi gözlerimi kapatıp arkama yaslanmak.. Evet iyi bir fikir, kesinlikle öyle yapmalıyım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR
Fanfiction"Sen hayatımda gördüğüm en yalancı insansın. Sana aşık olduğum için kendimden tiksiniyorum." sakin ses tonu söylediklerini yumuşatmak yerine daha küçük parçalara ayırıyordu kalbimi. Gözlerimdeki damlalar görüş alanımı yavaş yavaş kapatırken duydukla...