GEZİ

109 18 10
                                    

Jessica'dan:

"And we danced all night to the best song ever
We knew every line now i can't remember"

"Yaaa kapatın şu lanet şeyiiiii!!" Kafamı yastığın altına sokup sesi azaltmaya çalışsamda yapamamıştım.
Şarkı devam ederken bıkkınca nefesimi dışarı verip kafamı yastığın altından çıkarttım ve komidinde duran telefonu elime alıp alarmı kapattım. "Ohhh şükürler olsun..." kafamı tekrar yastığa gömdüğüm anda kapının tıklatılmasıyla bir küfür mırıldanıp yerimden kalktım ve kapıyı açtım: "Harry?"
"Güzellik, diyeceğim de, pek bir güzellik göremiyorum" deyip kahkaha atınca kaşlarımı çattım. "Ne demek istiyorsun Haz?"
"Ayna diyorum Güzellik. Ayna." Yanımda duran banyo kapısından hızla içeri girip aynaya baktım; "AAAAAAA!" çığlığım banyonun fayans duvarlarında yankılanırken bende aynadaki kişiyi tanımaya çalışıyordum. "Pal-pal-palya-palyaço-palyaço guvi olmuşuuuummmm!!" Geçen geceden kalma makyajım yüzümün her bir milimetresine yayılmıştı.
Hızla yüzümü yıkadığımda tenimin rengi belli olurken banyodan çıktım ve hâlâ kapının önünde pis pis sırıtan ağabeyime baktım; "hah! Şimdi bir şeye benzemişsin." Kahkahası kulaklarıma dolarken bende ellerimi belime koyup Harry'ye öldürücü bakışlar attım: "Ha ha ha! Ne söyleyeceksen söyle ağabey. Duşa gireceğim." Kahkahalarını zorla durdurup nihayet sadede geldi: "Belçika turu yapacağımızı söylemiştim. Duşuna gir, sonra üzerini giyin. Kahvaltıyı dışarıda yapacağız. Sonra seni götüreceğim çok güzel yerler var." Gülümseyip "tamam ağabey. Yarım saate geliyorum." Dediğimde sinirim geçmişti. "Tamam güzellik." Kapıyı kapatıp odaya döndüğümde aklımda beliren anılarla başıma giren ağrı sayesinde başımı tutup yatağa oturdum; parti, Ed, düet, Calum, Liam, telefon, Sophia ve... alkol. Alkol mü? Tabii ya! Alkol. Liam'ın beni kolumdan turup klüpten çıkarıp otele getirmesi, benim için Türk Kahvesi söylemesi...
Türk Kahvesi. Ahhh tadı hâlâ damağımda...
Başımı kaldırıp komidinde duran kahve bardağına baktığımda istemsizce gülümsedim. Kahvenin yanında duran kağıt parçasını görünce kaşlarım çatılırken uzanıp notu aldım: "Alarm için özür dilerim Jess. Seni uyandırmaya kıyamadım. Alarm sesi için de üzgünüm ama kendine gelmen için bunu seçmek zorunda kaldım. Geçen gece için de özür dilerim, kendime engel olamadım. Sonrasında bana yaşattığın birkaç saatlik mutluluk için teşekkür ederim.
Liam"
Aklımda beliren birkaç anı sayesinde başıma giren keskin ağrı ile kendimi yatağa attım. Burnuma Liam'ın kokusu geldiğinde baş ağrım azalırken, aklıma gece Liam'ın benimle yatması geldi.
Gözlerimi açıp yavaşça yerimde doğrulunca karşımda duran aynadan kendime baktım; yüzümde hâlâ makyaj vardı ve saçlarım birbirine dolanmıştı. Ama üzerim... elbise yerine pijamalarım vardı. Ben değiştirmediğime göre?.. Liam. Üzerimi Liam değiştirmişti. Ya gördüyse? Yanaklarım kızarırken bir anda kulağımda bir ses yankılandı: "Jess. Şimdi elbiseni çıkaracağım. Ama söz veriyorum bakmayacağım, tamam mı?" Ahh benim şerefLiam aşkım. Tabii kide bakmadı, bakmaz. Benim ne hissedeceğimi tabii kide düşündü ve aksini yapmaz. "Öyle deyip bakmış olamaz mı? Nasıl olsa sen uyuyordun." Diye düşünebilirsiniz. Ama hayır. Benim ona güvenim tam. Ve güvenimi asla kırmayacağına da eminim.
Yüzümdeki gülümsemeyle yerimden kalktım ve banyoya girdim. Üzerimdekilerde kurtulduktan sonra kendimi ılık suyun altına bıraktım...

* * *

Vücudumu iyice kuruladıktan sonra iç çamaşırlarımı giydim ve yatakta öyle -yarı çıplak- oturdum. Banyodaki buhardan gerçekten bunalmıştım.
Üzerimdeki hararet gittikten sonra kot pantolonumu, üzerime pembe, sıfır kollu tişörtümü, pembe-beyaz Adidas spor ayakkabılarımı da giydikten sonra tekrar banyoya girip saçımı kuruttum.
Saçımı balık sırtı örmek istiyordum ama birkaç denememe rağmen kendimi örememiştim. Bu yüzden Halen'ı arayıp saçlarımı örmesini istedim ve benim iyi kalpli arkadaşım beni uykusuna tercih etmiş ve odama gelip sacimi örüp, tekrar uykusuna devam etmek için odasına gitmişti.
Çantamıda hazırladıktan sonra başıma üzerime uygun pembe çiçekli tacı taktım ve telefonumu şarjdan çıkarıp cebime yerleştirip odadan çıktım.

SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin