Jessica'dan:
Harry'yle konuşmak iyi gelmişti. O bana eskinin acısını azda olsa unutmama yardım ediyordu. Yaşadıklarım çok zordu. Hala etkilerinden kurtulamadım; alışkanlıklarım, kaybettiklerim, feda ettiklerim... Her şeye rağmen sevdiğim insanlar... Ama tabii kide onlar beni, benim onları sevdiğim kadar sevmediler. Yinede, ne olursa olsun pes etmedim. Yapabilirdim. Ama yapmadım. Çünkü benim gerçekleştirmem gereken hayallerim vardı. Hala var ve ben onları gerçekleştirmeden pes etmeyeceğim.
''Hadi aşağıya inelim.''
''Tamam.'' Elimi yüzümü yıkayıp aşağıya indiğimizde herkes turla ilgili farklı iş yaparken Amy beni gördüğü anda kolumdan tutup mutfağa doğru sürükledi. Mutfağa girdiğimizde Amy aniden boynuma sarıldı. ''Amy??'' hiçbir şey söylemeden sadece sarılıyordu. Omzumda hissettiğim ıslaklık ile kollarımı bende aynı şekilde Amy'nin bedenine sardım sıkıca.
''Bi'tanem ağlama lütfen. Bak iyiyim, sorun yok. Hem çok abarttım sorun bende yaani. Ama bu konularda biraz hassasım, o yüzden öyle oldu. Yoksaa biliyorsun çok güçlü biriyim ben. Yani, en azından öyle görünüyorum. Büyük ihtimalle. Ama güçlü hissetmemde bir şey yani... Değil mi?''
''Ne çok konuştun Jessica yaa...'' kıkırdayarak benden ayrıldığında bende ellerimi hafif kızarmış yanaklarına yerleştirip gözyaşlarını sildim. ''iyisin, değil mi? Bak ben çok iyiyim. Ben iyiysem, sende iyi olacaksın. Anladın mı?''
''Tamam, iyiyim. N'olur sus Jessica. N'olurr.'' ikimizde kıkırdarken tekrar birbirimize sarıldık ve mutfaktan çıkıp diğerlerinin yanına gittik. Amy bilgisayarının başına geçerken bende onun yanına geçip ne yaptığını izlerken kimse konuşmuyordu ki, Niall'ın sessizliği bozmasına kadar: ''Eee? 2. konser Belçika'da. Yarın yola çıkıyoruz. Bu konu hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Sizi dinliyorum.'' Loui olduğu yerde unuttuğu bir şeyi hatırlamış gibi heyecanla kıpırdanınca ona baktım.
''Tabii ya! Aklımdan çıkmış. Jessica, senin imzalaman gereken birkaç evrak kalmış. Modest! bahsetmişti.''
''E ben her şeyi imzalamıştım. Turla ilgili olanlarıda...''
''Evet de, Modest! e-mail atmış. Bende sordum ama gözden kaçmış dedi.''
''Tamam, yarın hallederiz. Hem nihayet şu ''meşhur'' Modest!'i 1D üyesi olarak bende görebilirim.''
''İşte o olmaz.''
''A ah nedenmiş o??''
''Jessica, biz bile adamı veya kadını doğru düzgün görmedik. Düşün, biz bile. Adam ya da kadın, her kimse. Görüşmelerimize hep elçi falan gönderdi. Hobbit'in yüzüğü gibi korunuyor resmen. Bir ''kıymetlimissss'' demedikleri kaldı.'' dediğinde herkes kahkahaya boğuldu. ''Ne saçma şey ya!..'' dedim kıkırdamalar azalırken ''James Bond filmi çekiyoruz sanki. 007 Modest! Management!!! Kod Adı ''Kıymetlimissss'' '' kahkahalar tekrar artarken Niall ve Liam bir kaç saniye geriden gelmişlerdi. Sanırım ''James'' demem ters tepmişti.
''Hmm... O zaman ben evrakları nasıl imzalayacakmışım? Yüzünü hiç görmediğimiz, sesini bile zor duyduğumuz, hatta hiç duymadığımız ''Modest!'' ah pardon ''Kıymetlimisss'' takma adlı sahte ''Doktor Pençe'' bunu da söylemiş mi?''
''Doktor Pençe? Ay çocukluğuma döndüm. Neyse, hem zaten Londra'da değiliz şu an fark ettiysen. Ayrıca bir miktar hızlı konuştuğun için tam anlamamış olabilirim ama, Modest!'in attığı e-mail'deki kağıtlar yarın postayla gelecekmiş.''
''Hmm iyi bari. Biricik menajerimiz Modest! bunu da düşünmüş.'' ciddi bir tavırdan sonra kıkırdarken Amy yerinde doğrularak araya girdi: ''Ya anladım Modest! sizin baş, 1'inci, ilk ve en gizemli menajeriniz. Ama bende sizin, hepinizin teker teker kişisel asistanıyım yani.'' Amy'ye doğru dönüp yüzümü bebek suratı gibi yapıp ''Oyy benim oşkom kıskanmış mıı??'' derken, yüzümdeki bebek ifadesiyle Liam'ın gözleri buluştuğunda yüzümü eski güzelliğine getirdim. Ve bende bunu yaparken Liam'ın neler düşündüğü kıkırdaması ve dudağını ısırmasıyla belli oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR
Fanfic"Sen hayatımda gördüğüm en yalancı insansın. Sana aşık olduğum için kendimden tiksiniyorum." sakin ses tonu söylediklerini yumuşatmak yerine daha küçük parçalara ayırıyordu kalbimi. Gözlerimdeki damlalar görüş alanımı yavaş yavaş kapatırken duydukla...