Akşam çok büyük bir kutlama olmayacaktı, her zaman nasıl toplaşıyorsak öyle bir toplanma olacaktı ama benim kalbim normalden fazla hızlı atmayı durduramıyordu.
Aynanın karşısında makyajımın son dokunuşlarını yaparken üzerimde Liam'ın bakışlarını hissedince kafamı kaldırıp ona baktım; sade bir siyah pantolon-gömlek kombini onun üzerinde nasıl bu kadar güzel durabilir diye düşünmeden kendimi alamadım.
''Jess?'' ahh düşüncelerime odaklanmaktan yine adımı seslendiğini duyamamıştım: ''Hı? Efendim?'' gülümseyip elini çenemin altına koydu ve eğilip dudaklarıma yumuşak bir öpücük kondurdu. ''Seni etkilediğimi bu kadar belli etme sevgilim.'' ne diyeceğimi bilmeyerek ona bakmaya devam ettim. ''Ben hazırım, aşağıda seni bekliyor olacağım. Niall mesaj attı, 2 dakikaya gelirler.''
''Hıhım, tamam. Geliyorum ben de hemen.'' göz kırpıp odadan çıktığında derin bir nefes aldım. Niye bu kadar gerginim? Evet Liam'ı görmek, onu düşünmek beni her zaman geriyor ama bu sefer başka bir gerginlik hissediyorum. İyi mi, kötü mü emin değilim ama umarım bu geceyi bir an önce atlatabilirim.(Jessica'nın kıyafeti)
Elimdeki fırçayı yerine koyup ayağa kalktım ve ceketimi alıp üzerime geçirdim. Gözüm aynadaki yüzüğümün yansımasına takılınca bakışlarımı yüzük parmağıma çevirdim. Bir rüyanın içinde olmadığımın farkına varmıştım artık ama sanki bir anda bu yüzük parmağımdan kayıp düşecek gibi geliyordu. Bunun hissettiğim gerginlikle bir ilgisi olabilir miydi?
''JESSICAAAAAA'' kızlar bir anda odaya dalınca korkup geriye çekildiğimde kolum parfümlerinden birine çarpıp yere düştü ve tuz buz oldu. Kızlar şok içerisinde bana bakarken ben de yerdeki sıvının yansımasından kendimi izledim. 1-2 saniyelik zaman diliminde içimdeki gerginlik kendini iyice açığa çıkararak karanlık yüzünü bana gösterdi.
''İyi misin? Sana bir şey olmadı değil mi?
''Ay umarım kıyafetine bir şey olmamıştır!''
''Düşündüğün şeye bak Demi!''
''Napiyim Jessica iyi görünüyor. Şu anda üzerindeki takım daha önemli benim için.'' Demi, Katy ve Halen kendi aralarında kırık cam parçalarını nasıl temizleyeceklerini tartışırken Amy beni kolumdan tutup kendine çevirdi: ''Je?'' gözlerimi yerdeki sıvıdan zorla ayırarak Amy'ye baktım. ''Sen iyi misin?''
''E-evet.'' verdiğim cevaptan en az Amy kadar ben de memnun değildim ama başka ne söyleyebilirdim ki?
''Ay uğursuzluk falan mı var acaba?''
''Ne uğursuzluğu Demi?''
''Ne bileyim niye kırıldı o zaman güzelim parfüm.'' Amy'nin bakışlarından kaçarak kızlara döndüm: ''Kızlar bırakın bir yerinizi keseceksiniz. Ben sonra temizlerim.'' 3 çift göz aynı anda sinirle bana dönünce ellerimi kaldırıp teslim oldum: ''Tamam, bir şey demedim. Siz devam edin.'' Amy ne zaman getirdiğini anlamadığım süpürgeyi kızlara verip elimi tuttu: ''Siz burayı halledin ben Jessica'yı aşağıya götürüyorum.''
''Tamam 5 dakikaya geliriz biz de.'' kızları odada bırakıp Amy'yle beraber aşağıya, çocukların yanına indik. Liam elleri belinde merdivenlerin başında bizi bekliyordu: ''O ses neydi?''
''Bir şey yok, parfüm düştü yere.'' Amy benim yerime cevap vererek beni Liam'ın yanında bırakarak salona geçti. ''İyi misin sen?''
''Hı? Evet, kolum çarptı zaten, bir şey yok.''
''Ondan bahsetmiyorum. Durgun gibisin. Kötü bir şey mi oldu?''
''Ha-hayır hayatım merak etme. Heyecanlı gibiyim sadece. Aptallaştım o kadar.'' yalandan da olsa gülümseyerek Liam'ı da kendimi de rahatlatmaya çalıştım. ''Yalnız kalınca o heyecanının icabına bakarız.'' deyip göz kırpınca yüzümün kızardığını hissettim. ''Liam!'' Gözlerimi kaçırarak onun yanından ayrıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR
Fanfiction"Sen hayatımda gördüğüm en yalancı insansın. Sana aşık olduğum için kendimden tiksiniyorum." sakin ses tonu söylediklerini yumuşatmak yerine daha küçük parçalara ayırıyordu kalbimi. Gözlerimdeki damlalar görüş alanımı yavaş yavaş kapatırken duydukla...