"Ne?!" Yeni uyandığından kaynaklı bozuk sesiyle bağrınca gülmemek için kendimi zor tuttum. "Güzellik ne dediğinin farkında mısın? Ayrıca saat neredeyse gece yarısı. "
"Harry lütfen. Bak çok önemli. Şimdi yola çıksak sabaha oradayız. Diğer konsere yetişiriz lütfeeeeenn"
"Ne için?"
"Liam'ın doğum günü hediyesi için."
"Niye? Buradan alamaz mısın?"
"Ya hayır. Video yapacağım. Sizde bana yardım edeceksiniz."
"Siz derken?"
"Loui, Niall, Halen ve sen."
"Ne yapacakmışız?"
"Yaşadığımız olayları canlandıracağız."
"Nasıl yani? Halen sen olacak ve Loui ve Niall da Liam olacak öyle mi? Diğer kızlar neden yok?"
"Ya hayır ben onu ayarladım. Ayrıca diğer kızların haberleri olsun istemiyorum."
"Bilemiyorum güzellik, ben..."
"Lütfeeeeeeennnnn" Harry'ye yavru kedi bakışı atarken bıkkınca nefesini dışarı verdi. "Tamam. Peki." Çığlık atıp Harry'nin boynuna sarıldığımda o da kollarını belime doladı. "Ben hemen Niall, Loui ve Halen'a haber vereyim." Diyerek Harry'den ayrıldım ve odadan çıktım.* * *
Çocukların ısrarlarına rağmen kendi dediğimi yaptırmıştım. Hemen uçak bileti ayırttırıp 1 saat içinde otelden ayrıldık. Saat gece 1.30'a geliyordu ve hiçbir şey umurumda değildi. Sadece videoyu yetiştirmek istiyordum.
Londra'ya varana kadar videoda hangi anıları canlandıracağımıza ve kimin hangi yerde hangi rolde olacağını taslak halinde ayarladım. Ve bu arada hepsi uyuyordu.
Sabah saat 9'a doğru Londra'ya varmıştık. Açık alana çıkar çıkmaz derin bir soluk aldım. Evimi, şehrimi çok özlemiştim.
Eve gittiğimizde anılar gözlerimin önünde belirirken hepside oturmuş yüzüme bakıyorlardı; "Sebeb-i toplanışımız belli; Liam'ım doğum günü hediyesi. Daha doğrusu benim hediyem. Özel olmasını istiyorum ve bunu söylemekten çekinmiyorum. Bence ilk sahneden başlayalım."
"Ne sahnesi?"
"Bu eve geldiğimde yemek hazırlamıştım ve sonra beraber sofrayı toplamıştık. Hatırladınız mı?" Halen konuya Fransız bir biçimde yüzüme bakarken ona döndüm; "Halen merak etme senin burada görevin yok. Burayı Harry ve Louis oynayacak." Dediğimde hepsi şaşkınlıkla bana baktılar. Ve bu da kahkaha atmama sebep oldu.
"Loui Liam'ı? Harry de beni canlandıracak."
"Afedersin, ben niye sen oluyorum Jessica?"
"E çünkü saçların uzun" Harry dışında herkes kahkaha atarken "ay durun!" Dedim. Ve yanıma aldığım küçük el bavulumu alıp odama çıktım. Odam. Benim odam...
Çantamdan minyonlu pijamalarımı çıkarıp üzerime geçirdim ve saçlarımı da ev topuzu yaptıktan sonra bizimkilerin yanına döndüm.Beni gördüklerinde dalga geçmelerini önemsemeden Harry ve Louis'yi alıp mutfağa götürdüm. Niall kamerayı kurarken bende Harry ve Louis'ye o anı anlatıyordum: tabakları tezgaha koyduktan sonra arkama dönmemle Liam'ın dibimde bitmesi ve Liam'ın öpecek kadar yakınıma gelip öpmeden benden uzaklaşması...
Niall, kameranın arkasından "yuhh! bunları geldiğin ilk gün mü yaşadınız?" dediğinde ona dönüp "sen susta işini yap!.." dedim ve Lou ve Harry'ye "anladınız değil mi?" diye sordum. ikiside onayladıktan sonra Niall'ın yanına, kameranın arkasına geçtim. kayda başlamadan önce bir eksiklik fark ettim. ama neydi? tabii ya! "Harry, bir dakika." deyip Harry'nin yanına gittim. mutfak önlüklerinin olduğu çekmeceden tatlı pembemsi bir önlük çıkarıp Harry'ye giydirdim. Harry "cidden mi?" bakışları atarken "bu daha başlangıç" bakışı atmayı esirgememiştim. son olarak başımdaki tokayı çıkarıp Harry'nin saçına bağladığımda küçük kız çocuklarının babalarının saçlarında yaptıkları gibi bir saç stili ortaya çıkmıştı. kahkahama engel olmaya çalışırken "şimdi hazırız" deyip kameranın arkasına döndüm. herkes hazır olduğunda "kayıt!" dedim ve Harry, tezgahta Pelinsu tripleri yaparken Louis'nin içeri girmesini izledik. mükemmel olmasa da her şey normal giderken Louis'nin Harry'nin arkasına geldiğinde "nabor boboğom" demesi olacakların habercisi gibi geliyordu. elimi alnıma vurup korkuyla onları izlerken Harry'nin bir anda arkasını dönüp incelttiği çatal sesiyle "ayy Liamm! korkuttun beniii" demesiyle daha fazla dayanamadım. "Kestiiikkk!!" kameranın arkasından çıkıp benim harika oyuncularımın yanına geldiğimde Louis, "noldu Jessica? bence çok iyi gidiyorduk yani neden durdurdun??" dedi. karşılığım beklediğinden erken gelmiş olmalı ki yerinde hafifçe sıçradı. "iyi mi gidiyordu? ya ama böyle olmadı ki! hem Liam böyle mi konuşuyor Louis?! ya Harry? abi ben öyle miyim? ne bu Pelinsu tripleri???" Tanrım çıldıracağım! hepsi hepbir ağızdan "Pelinsu?" diye tekrarlayınca sesimi istemsizce yükselterek "siz anlamazsınız!" deyip derin bir nefes aldım. Niall kameranın arkasından sırıtarak bakarken "neye gülüyorsun sen? buraları kayda almadın umarım Niall!" Niall anında kafasını sağa sola sallarken bende söylene söylene yerime geçtim "Ay Tanrım bana bir şeyler oluyor şekerim yükseldi. nolursun şunu olaysız bir şekilde atlatayım başka bir şey istemiyorum"
kameranın arkasında ki yerime geçtiğimde son kez Harry ve Louis'ye seslendim; "bakın anladınız dimi? tutkuyla, aşkla. ya siz Larry'siniz yaparsınız. coşturun Larry shipperları. hadi aslanlarım hadi yavrularım hadi kuzularım hadi."
kaydı başlatıp işaret verdiğimde Harry bu sefer daha, yani nasıl desem, daha kız gibi (ufff rezillik) davranarak ve kıvırtarak tezgahta bir şeylerle ilgileniyordu. arkasından Louis yavaşça yaklaşıp "Jeeesss..." dediğinde Harry yine aynı triple arkasını döndü. Tanrım... lütfen berbat etmesinler.
"Liamm?? korkuttun benii. ne istiyorsuuun?" ufff yine o ince çatal ses... korku dolu gözlerle onları izlerken Louis, "seni bebeğim" dedi ve Harry'ye doğru yaklaştı. Harry, o yaklaştıkça daha geriye kaçıyordu ve kaçacak yeri kalmayınca masaya çarptı. Louis, Harry'yi öpmek için ona yaklaşırken Harry elinden geldiğince kaçmaya çalışıyordu. sonunda onların bu hallerine ve ağırlıklarına masa da dayanamayınca masayla beraber ikiside yere devrildi. ben biliydim böyle olacağını... derin bir nefes aldım ve yanlarına gittim. arkadan Niall'ın kahkahası gelirken bende Harry ve Louis'yi ayağa kaldırdım. "bir işi becerin ya! ya şurada ben olmak, Liam olmak çok mu zor? ya bebeğim nedir? Liam hiç bebeğim der mi? tamam, der ama o ses tonu neydi? ya Harry? uuufffff deli olucam bakın ay benim tansiyonum çıktı. nerden girdim bu işe ben ya. off Liam offf şu halimi görsen ayaklarıma kapanırsın ama işte nerdee..." kendi kendime söylenirken tekrar çocuklara döndüm; "bakın son kez çekeceğiz ve bu sefer düzgünce oynayın. herhangi bir aksilik, düşme, devrilme istemiyorum anlaşıldı mı?" çocukların bıkkın çıkan seslerini ve söylenmelerini aldırmadan tekrar yerime geçtim "veeee kayıt!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR
Fanfiction"Sen hayatımda gördüğüm en yalancı insansın. Sana aşık olduğum için kendimden tiksiniyorum." sakin ses tonu söylediklerini yumuşatmak yerine daha küçük parçalara ayırıyordu kalbimi. Gözlerimdeki damlalar görüş alanımı yavaş yavaş kapatırken duydukla...