Gözlerim başımdaki katlanılmaz ağrı ile açıldı. Tanrım bana ne olmuştu böyle.
Başımı kaldırıp yanıma baktığımda Liam'ı görmemle ona doğru dönüp başımı yastığa koydum ve onu izlemeye başladım. Bulunduğum yerden o kadar memnundum ki içim huzurla dolmuştu. Onu ne zaman, nerede, nasıl görsem içim istemsizce mutluluk ve huzurla dolup taşıyordu. Şükürler olsun...
Onu uyandırmamaya çalışıp yavaşça yataktan çıktım. Ayağa kalkmamla başıma giren keskin ağrı ile ağzımdan bir inilti çıktı ve başımı yanımda duran dolaba çarpmamla bu inilti çığlığa dönüştü.
''Jess? Noldu? Nerdesin? Düştün mü? Noldu?'' Liam çığlığım ile bir anda uyanınca uyku sersemliğiyle saçmalamıştı. Onun bu hali ağrımı biraz azaltmış ve gülmeme sebep olmuştu. Biraz sonra o da kendine geldiğinde bana katılırken ağrı bu sefer mideme, ardından yemek borumdan boğazıma gelirken banyoya koşup kapıyı kapattım ve klozetin kapağını açıp içimdekileri boşaltmaya başladım. Akşam çok bir şey yemediğim için sadece mide sıvımı boşaltıyordum ve bu da midemin iyice bulanmasına sebep oluyordu. Lanet olsun bu iğrenç şeyi durduramadığım yetmezmiş gibi canım çok acıyordu.
Bir anda kapı açıldı ve Liam yanıma gelip önüme düşen saçlarımı elleriyle topladı. Hayır bu iğrençliği görmesini istemiyorum. Tanrım rezil oldum!
Bir yandan böğürürken bir yandan da Liam'ı itip gitmesini söylüyordum. Ama gitmemekte ısrarcıydı. Sonunda içimi tamamen boşalttıktan sonra ben sifona basarken Liam da kalkmama yardım etti. Bir eliyle saçlarımı önüme düşmemeleri için tutarken diğer eliyle de yüzümü yavaş yavaş yıkıyordu.
Yüzümü yıkadıktan sonra yorgun gözlerle ona döndüm; ''Daha iyi misin?''
''Rezil oldum. İğrençti. Neden geliyorsun ki. Miden bulanmadı mı? İğrenmedin mi benden? Ufff Liam çok utanıyorum.'' ellerimle yüzümü kapatıp başımı önüme eğdiğimde eliyle çenemi zarifçe tutup başımı kaldırdı ve gözlerine bakmamı sağladı; ''Senin hakkında hiçbir şeyden iğrenmem.'' dedi ve burnumu öptü. O bunu yaparken istemsizce gülümsesem de, içimden ''sıçsam bile mi?'' diye düşünmeden edemedim...Ben kendime geldikten sonra sırayla önce Liam, sonra ben duş aldık. Liam içeride beni beklerken bende üzerimi giyindikten sonra ayna karşısında saçlarımla oynuyordum. Bu arada Liam da geçen geceden bahsediyordu.
''Ya hayır öyle demiş olamam!''
''Dedin Jess, emin ol dedin.''
''Peki, başka bir şey yaptım mı?''
''Bence bilmemen senin için daha iyi olur sevgilim.'' derken aynı zamanda kahkaha atıyordu. Tabii bende o ara yerin dibine girmekle meşguldum.Derin bir nefes alıp aynada kendime bakarken Liam içeriden bana seslendi; ''Jess buraya gelir misin?'' dediğinde bir şey demeden elimde tarakla yanına gittim. ''noldu hayatım?''
''gel yanıma otur.'' çok sakin duruyordu ve bu hali beni şaşırtmıştı. Bir şey demeden yanına oturdum. ''Liam? bir şey mi oldu?''
''Yoo bir şey olmadı saçını örmek istiyorum sadece.'' dediğinde gözlerinin içine baktım. Ya gelde sevme yaa tipe bak salak şeeyyyyy''Ya ama ben seni yeriimmm'' sırtımı ona döndüğümde o da elimdeki tarağı alıp saçlarımı taramaya başladı. ''Sevgilimin saçlarını örmek istemişim şurda, çok mu.'' o an o kadar mutluydum ki, saç örmeyi nerden öğrendiğini bile merak etmemiştim. Sonuçta iki tane ablası var yani.
Elleri saçlarım arasında gezinirken istemsizce hayal kurmaya başladım; ''Liam düşünsene...''
''Neyi aşkım?''
''Seninle evlenmişiz, bir kızımız olmuş; her şeyiyle sana benzeyen. Tam babasının prensesi. Sen yine onu önüne oturtup saçlarını kendi ellerinle örüyormuşsun. Çok mutlu bir ailemiz varmış.''
''Bunlar imkansız hayaller değil hayatım. Hatta bir gün hayal olmaktan çıkacaklar. Seninle çok güzel bir ailemiz olacak, sana söz veriyorum sevgilim." sözünü bitirdiğinde saçımı örmeyi de bitirmişti. Arkamı döndüğümde o da saçımı önüme aldı ve uçlarıyla oynamaya başladı. Ben onu hayranlıkla izlerken sonunda dayanamadım ve boynuna sımsıkı sarıldım. Aynı anda o da bir elini belime koyarken diğer eliyle saçlarımı okşayıp derin nefesler alıyordu.
"Bir gün tamamen benim olacaksın. Bayan Müstakbel Payne"
"Sonsuza kadar birbirimizin olacağız Bay Payne."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR
Fanfiction"Sen hayatımda gördüğüm en yalancı insansın. Sana aşık olduğum için kendimden tiksiniyorum." sakin ses tonu söylediklerini yumuşatmak yerine daha küçük parçalara ayırıyordu kalbimi. Gözlerimdeki damlalar görüş alanımı yavaş yavaş kapatırken duydukla...