*multimedyada Liam ve Paddy (Patrick)
"Uçak inmek üzereydi. Bende Niall'la sana bakmaya geliyordum. Yanına geldiğimde terler içindeydin. Bir şeyler sayıklıyordun ama anlaşılmıyordu. Seni uyandırmak için bayağı uğraştım. Ve haliyle de biraz korktum. Jess? İyi olduğuna emin misin?"
"Eminim Liam. Hem zaten uçakta indi, birazdan otele gideceğiz. Gerçekten iyiyim."
"Peki Jess..." Liam nihayet iyi olduğuma emin olduktan sonra derin bir nefes aldım.
"Jessie?"
"Efendim Joei?"
"Araba gelene kadar güvenlik odasında bekleyeceğiz. Ben bavulları aldım, gidelim mi?"
"Tamam, olur. Gidelim." Hepberaber güvenlik odasına doğru ilerlerken Joe'nun bir şey söylemeye çalışıp ardından vazgeçmesi içimdeki gülme hissini uyandırıyordu. "Hadi söyle"
"Hı? Neyi?"
"Joe? Sabahtan beri bir şey söyleyeceksin ama söylemiyorsun."
"Uhm şey... Jessie sen iyi olduğuna emin misin?"
"Joei dedim ya, iyiyim. Herkes gibi bende kâbus gördüm o kadar. Endişelenecek bir şey yok."
"Evet, yok ama uyandığında çok kötüydün. Normal bir insan kâbus bile olsa uyandığında ne bileyim en fazla korkmuş olur. Ama sen, yani bir gariptin."
"Ha yani ben normal değilim?!"
"Ya, tabii kide öyle bir şey demek istemedim ama-"
"Joei, iyiyim. Hem bak geldik sonra konuşuruz tamam mı? "
"Tamam, nasıl istersen." Kapıdan içeri girdiğimizde Liam'ın biriyle sarıldığını gördüğümde biraz şaşırmıştım. "Ahh gerçekten özlemişim. Tatilin nasıldı Paddy?" Paddy mi? Ah Patrick! Liam'ın koruması. Tanrım, bu adamı çok seviyorum. Fotoğraflarda gördüğümden daha tatlı ve... ponçikmiş... "tatilim gayet güzeldi Payno, teşekkür ederim. Viyana da size eşlik edemedim, kusura bakma."
"Tabii ki sorun değil. Seni gördüğüme sevindim dostum."
"Bende öyle." hayranlıkla onları izlerken Patrick'le gözlerimiz buluştu. "Jessica?"
"Uhmm sanırım, evet?"
"Woaww fotoğraflarda gördüğümden daha güzelmişsin Küçük Hanım. "
"Ahah teşekkür ederim. Bu arada tanıştığıma memnun oldum, Patrick?" Deyip elimi uzattığımde bana sarılması garibime gitmişti. Bende kollarımı onun sırtına koyduğumda Liam'la göz göze geldiğimizde gülümseyerek bizi izlediğini fark ettim. Benden ayrıldığında "Paddy diyebilirsin Küçük Hanım." tokalaşma ve özlem giderme faslı bittikten sonra Paddy'nin yönlendirmesiyle minibüse doğru yöneldik.
Liam, Paddy'yle daha rahat konuşabilmek için ön koltuğa otururken bizde tam takım arka tarafa geçtik. Herkes kendi arasında konuşurken bende eskiye dair bir şey internete sızmış mı diye kendimi araştırıyordum. Ama gerçekten çalıştığım kişiler çok güvenilir ve işlerinde çok iyilerdi. Ödediğim paraların hakkını gayet iyi bir şekilde vermişler. Paddy "Küçük Hanım?" Dediğinde kafamı telefondan kaldırıp dikiz aynasından ona baktım "Efendim Paddy?"
"Duyduğuma göre Türkiye'de yaşamışsın. Peki ailende orada mı?" Liam araya girip "Patrick, o konulara..." dediğinde lafını kestim. "Yok, sorun değil Liam. Ben, ailemi Türkiye'ye gitmeden önce kaybettim. Bir trafik kazasında. Aslında Türkiye'ye gitme nedenlerimden biri de buydu..."
"Ahh tabii ya! Ben çok özür dilerim, Jessica. Biliyordum ama, aklımdan tamamen çıkmış. "
"Gerçekten sorun değil Paddy. Kendini suçlama, unutman senin hatan değil." Ahhhh canıııııııımm ben gerçekten etkilenmiyorum. Sonuçta bu bir YALAN. Ailem zaten benim için hiçbir zaman olmadı. Artık ne ben onların "gerçekten" umurundayım, ne de onlar benim umurumdalar.
"Peki, yinede özür dilerim. Neyse konuyu değiştirelim bakalım. Ee senin var mı bir sevgilin?" dediğinde utangaçca gülümsedim ve başımı eğdim. Kafamı kaldırdığımda Liam'la göz göze geldik. "Aslında vardı. Rüya gibi bir ilişkimiz vardı ama kısa sürdü. Çünkü beyefendinin başka bir sevgilisi vardı. Şimdi de onunla beraber. Aslında bana ayrıldıklarını söylemişti ama bir gün elele yanımıza geldiler ve... neyse sonuçta ilişkimiz bitti ama onu hâlâ o kadar çok seviyorum ki. Onunda beni sevdiğini, o kızla mecburen çıkmak zorunda olduğunu da biliyorum aslında. Yinede, keşke her şey daha güzel olsaydı." demek isterdim ama Liam'ın gözlerinin içine bakarken sadece "Hayır yok. Talih kuşu bana uğramadı maalesef." diyebildim.
Liam'dan gözlerimi kaçırıp Paddy'ye döndüğümde Liam'la bakışmamızı anlamış ve aramızdaki şeyi hissetmiş gibi bir hali vardı. "Hmm öyle demek. Umarım talih kuşu en kısa zamanda sana da uğrar. Böyle bir kızın yalnız olması çok yanlış çünkü. Umarım kendin için en iyi olan kişiyi ve seni üzmeyecek bir kişiyi bulursun."
"Ahh teşekkür ederim Paddy. Umarım benim sevdiğim gibi o da beni sever. Yani, umarım öyle birini bulurum." Yok canııııım ne alttan alttan mesaj vermesi, trip atması. Bem öyle biri miyim?¿ beni hiç tanımamışsınız.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR
Fanfiction"Sen hayatımda gördüğüm en yalancı insansın. Sana aşık olduğum için kendimden tiksiniyorum." sakin ses tonu söylediklerini yumuşatmak yerine daha küçük parçalara ayırıyordu kalbimi. Gözlerimdeki damlalar görüş alanımı yavaş yavaş kapatırken duydukla...