DÖVME

54 18 16
                                    

**multideki şarkının sözleri yine önemli :)) videodakileri de Jess Ve Liam olarak düşünebilirsiniz.
(Jelena shipper'dım ve Jailey'den sonra üzüntümü bu videoyu kullanarak belirtmek istedim birazda😅)**

Evan'ın mesajını umursamadan telefonu tekrar çantama attım. "Gidelim mi?" diyen Calum'a döndüğümde gözleri daha çok parlıyordu. "Olur."

Öğleden sonra Calumların evine gittik. Çocuklar bizi görür görmez bir sürü soru sordular. Hepsine kaçamak cevaplar verirken Calum uzun uzun anlatıyordu. Daha doğrusu bana itiraflarda bulunuyordu. En son Micheal "neredeyse senin adına bir fan hesabı açıp sana hislerini anlatan bir sürü mesaj atacaktı ama zor tuttuk." dediğinde kahkahalarıma engel olamadım. Calum'a dönüp; "gerçek mi bu?" dedim kahkahalarımın arasında. "Yaani," dedi ensesini kaşırken "abarttığı kadar değil ama..." tekrar kahkaha atmaya başladım. "Sen hani bir aralar ortadan kayboldun ya? Hiç kimse haber falan alamadı?" dedi Luke.
"Eee?" Liam'ın aklıma gelmesiyle boğazıma oturan yumruyu yutmaya çalıştım. "O zaman görmeliydin Calum'u. "Gitsem mi?", "başına bir şey mi geldi acaba?" zor oturttuk yerine." tekrar kıkırdarken Calum'a baktım; yüzü kızarmıştı. Elimi elinin üzerine koyduğumda göz göze geldik; "utanmana gerek yok." dedim samimi bir sesle. Diğer elini de elimin üzerine koydu. Gözlerimin içine derin derin bakarken istemsizce gözlerimi kaçırdım ve elimi geri çektim; "ben artık kalkayım. Yarın uçağınız var zaten. Yeterince jetlag olacaksınız bari uyuyun biraz."
Calum "yok aslında sorun değil-" derken Ashton sözünü kesti; "Calum uykusundan bile taviz veriyorsa gerçekten seviyor demektir." herkes kahkaha atarken ben burukça gülümsedim ve ayağa kalktım; "siz iyice dinlenin. Albümünüzde ve turunuzda başarılar dilerim. Yapacağınızdan eminim." teker teker çocuklarla vedalaştıktan sonra Calum beni kapıya kadar uğurladı.
Kapının önüne çıktığımda arkamı döndüm. Gözlerimiz birleştiğinde burukça gülümsedim; "iyi yolculuklar." yaklaşıp ellerini vücuduma doladığında ben de ellerimi beline sardım. Kulağıma "seni seviyorum" diye fısıldadığında kalbime bir hançer saplanmış gibi hissettim. Yavaşça ondan ayrılırken burukça gülümsedim ve "ben de." deyip ordan uzaklaştım.

Eve girer girmez jakuziyi doldurdum ve kendimi suyun içine bıraktım. Tanrım... bunu neden daha önce yapmamıştım?
Kaç saat suyun altında durduğumu bilmiyorum ama çıktığımda havanın karardığını gördüm. Yavaş hareketlerle üzerimi giyindim ve kısalıklarına alışamadığım ve sanki kafamda hiç yokmuş gibi hissettiğim saçlarımı nemli bırakarak aşağıya indim ve bir çay koyarak kendimi televizyonun karşısına attım. Rastgele bir film seçtim ve birkaç dakika sonra kendimi uykunun yumuşak kollarına attım.

Telefonumun çalmasıyla gözlerimi açtım. Birkaç saniye ne olduğunun idrakına vardıktan sonra sehpanın üstündeki telefonuma uzandım; bunu yaparken boynumun yattığım yerden ve saçlarımın ıslaklığından dolayı tutulduğunu fark etsem de çok hareket etmemeye çalışarak telefonu elime aldım ve arayana baktım: Demeteria💕
"Kim öldü de bu saatte arıyorsun?"
"BENİM JESSIAM KALBİM ÖLDÜ!!!" bağırdığı için telefonu kulağımdan uzaklaştırmak zorunda kaldım; "Ne diyorsun Demetria?"
"Haberleri gördüm diyorum!!"
"Ne haberi?!"
"Beyinsiz salak sen o telefonu ne diye taşıyorsun yanında?! Aç ve haberlere bak biraz!" telefonu yüzüme kapattığında birkaç saniye ekranla bakıştık. Ardından teker teker sosyal medya hesaplarına bakmaya başladım; "1D grubundan Jessica Albert ve 5SOS grubundan Calum Hood el ele görüntülendi!"
"Kardeş grupların üyelerinden Calum Hood ve Jessica Albert kameralarımıza pek kardeş gibi görünmediler."
Tanrım... keşfetim Calum ve benim fotoğraflarımızla dolmuştu. Aralarından biri dikkatimi çektiğinde fotoğrafa dokundum; @jessiamisrealbitches: "bu fotoğraftakilerin Jessica ve Liam olduğundan %100 eminim ve Jessiam kalbim çıkan bütün haberleri yalanlıyor."
Fotoğrafa baktığımda gerçekten Liam ve benim Pensilvanya'daki otelden gizlice çekilmiş bir fotoğraf olduğunu gördüm. Kalbim ritmini saniyeler geçtikçe arttırırken ben de haberlere bakmaya devam ediyordum;
@mybabymichy: "Jessica ve Calum çoooook yakışıyorlar! Sonunda shiplediğim bir çift gerçekten sevgili oldu! Haters gonna Hate!!!"
@OneDgirl: "Bence Jessica ve Liam beraberlerdi ama bunu örtmek için Modest denen g*tkafalı böyle bir oyun düzenledi. PROMO."
yazılanlara gülsem mi ağlasam mı diye karar vermeye çalışırken telefonun ekranını kapattım ve geriye yaslandım. Yaşadıklarımı kalbimin nasıl kaldırdığını hala anlayamıyordum.
Telefon elimde çalmaya başladığında önce biraz korktum, sonra arayana baktım: Calum.
Kalp atışlarım hızlanırken biraz bekledim ve telefonu açtım; "Günaydın aşkım."
"Günaydııın"
"Nasılsın? Napıyosun?"
"Ahh biraz yorgunum. Dün çok değişik bir gündü."
"Evet, öyleydi." gülümsediğini hissettim. "Biz havalimanına gidiyoruz. Uçağa binmeden önce sesini bir duymak istedim."
"İyi yapmışsın. İyi yolculuklar, kendinize çok dikkat edin."
"Tamam birtanem," arkadan çocukların bağrışlarını duyduğumda istemsizce kıkırdadım "çocukların sana selamı var."
"Onları çok öpüyorum. Sen de söyle"
"Bana yok mu?"
"Ne?"
"Öpücük?"
"Ha," yutkundum "önce sana sonra onlara var."
"O zaman tamam. Şimdi kapatmam lazım. Seni seviyorum. Görüşürüz."
"Görüşürüz." telefonu kapatıp tekrar kendimi koltuğa bıraktım. Birkaç saniye sessizliği dinlerken telefon tekrar çalmaya başladığında bağırarak bir küfür söyledim ve arayana bakmadan telefonu açtım: "Ne vaar?"
"Noluyor be?!"
"Harry?"
"Evet küçük hanım, benim. Ne bu agresiflik sabah sabah?"
"Ya bilm- bir dakika! Sabah sabah mı? Sen döndün mü?!!"
"Evet, döndüm. Ama çok kalmayacağım."
"Ne demek döndüm! Niye haber vermiyosun?!"
"Güzellik saat farkı diye bir şey var, değil mi? Ayrıca yeni geldim sayılır o yüzden bekleyeyim dedim."
"Abi ben seni çok özledim."
"Ben de öyle güzellik. Bugün buluşalım."
"Eveeet. Sana çok ihtiyacım var. Ben şimdi üzerimi falan giyinicem sonra beraber kahvaltı yapalım."
"Olur, ben sana konum atarım."
"Tamam abi. Seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum güzellik."
telefonu kapatır kapatmaz içimi bir heyecan ve sevinç doldurdu. Hızla yerimden kalktım ve odama çıktım. Saçlarımı taradıktan sonra kot pantolonumu, beyaz boğazlı kazağımı ve siyah Converse'lerimi giydim.

SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin