Hataydı şu anda karşısında ki yetişkini hafife alması tamamen hataydı. Karnına aldığı darbeyle ağzından kanlar akarak tel örgülere çarptıktan sonra yüz üstü yere yığıldı. Etraftan gelen " kalk ayağa "," hey ufaklık daha fazla devam edebilecek misin ki" , " bu herifi gördüğün an vaz geçmen gerekirdi " di tezahürat sesleri kulağına batarken karnındaki acıyla ellerinden destek alıp dizlerinin üstünde doğrulurken başını kaldırdığında pureitoyla yüz yüze geldi. Onun bu dövüşü izlerken amacına kavuşmuş gibi gayet iyi bir şekilde gülümserken gördüğünde şaşkınlıktan gözleri kocaman açılmış bir şekilde ona bakakaldı. Dişlerini öfkeyle gıcırtadarak içinden pureitoya lanetler okuyup ayağa kalkmaya çalışıyordu. Rakibi ise sadece ellerini beline koyup onun ayağa kalkmasını izlemekle yetiniyordu. Gerard ayağa kalkarken gözleri bulanıklaşmaya başlamıştı. Bir kaç derin nefes aldıktan sonra içinden " en azından bir çocuğa vurmaktan çekinmeyen bu lavuğa bir tane geçirmek istiyorum " diye geçirdi. Son gücüyle adama doğru koşup bir yumruk atacakken rakibi ani bir refleksle kenara çekilip gerardın ensesine bir tane geçirince Gerard aldığı darbeyle donup kalmıştı. Yere yığılırken kendi haline acıyan bir gülümseme ile gözleri kararıp yere yığılmıştı. En son kulağında duydukları ise insanların ona attığı kahkahalardı. Gerard o an anlatmıştı. Çok acımasız bir dünyaya ayak bastığını ve bu kafede çıkan her kimse yetişkin yada çocuk olduğu umursanmıyordu. Sadece kazanıp kazanmadığına bakıyorlardı. Gerard fernandes bu dövüşten sonra hayata karşı acımasız olmasını öğrendi. Daha on üç yaşında.
Gözlerini yavaşça açtığında bulanık görüyordu. Bir kaç kere kırptıktan sonra daha net görmeye başladı. Bembeyaz bir tavana bakarken buldu. Vücudu hareket ettirdiğinde hareketsiz kaldığından dolayı vücudunda bir ağrı hissedince yüzünü buruşturdu. Başını hafif yana çevirip gözleriyle odayı araştırdığında kendi odası olmadığını anladı burnuna gelen ilac kokusunu aldığında hastanede olduğunu anladı. Kokudan rahatsızlığını belli edercesine yüzünü buruşturup başını diğer tarafa çevirdiğinde eğik şekilde koltukta uyumakta olan otose yi gördü. Ona boş gözlerle bakarak burda olmasına şaşırmış bir şekilde " burda beni mi bekledi. İyide neden " diye kendi kendine sordu. Kapıya doğru baktığında kapı kapanma sesi duydu. Karşı odadan geldiğini tahmin etti. Bir kadının acıma sesiyle " zavallı küçük kız hem annesiyle hem babasını kaybetmiş " dediğini duydu. Yanındaki kadın ise endişeli bir ses ile " başka kimsesi yok mu " diye sordu. Gerard ayak seslerinin kendi odasına doğru geldiğini fark edince bu konuşanları umursamamaya karar verip odayı yeniden araştırmaya başlamıştı. Kadın ise " sadece amcası var. Ama ondan önce erzanın uyanıp uyanmama sorunu var " diyerek gerardın odasına girdiğinde onun boş gözlerle odayı incelediğini fark edince sevinçli bir sesle " aaa uyanmış " yanındaki aynı sesle " bayağı erken olmuş " dedi. Bu sesleri duyan otose de hemen gözlerini açarak gerarda bakarak uyandığını görünce sevinçten göz yaşları dökmeye başlayıp " Tanrıya şükür uyandın " diyerek hemen kalkıp doktorlar geldiğinde yerinde doğrulmuş olan gerarda sarıldı. Gerard ondan böyle bir sarılmayı beklemediği için bayağı şaşırmıştı. Sonra onun sıcaklığıyla içinin ısındığını hissetmişti. Bu his ona iri annesini hatırlatıyordu. Gözlerinden bir damla yaş akarak titrek bir sesle " çok sıcaksın " diye fısıldadı. Kadın ondan uzaklaşıp yüzüne baktığında gözlerine baktı. Nemli olduğunu fark edince yanağını okşayarak " beni bayağı endişelendirdin " dedi.
Doktor bu anı bozmaktan pek hoşlanmasada " polishika san izniniz varsa gerard sanı kontrol edebilirmiyiz " dedi. Otose durumu fark ederek " ah tabikide buyrun " dedi. Doktorlar kontrolü yaptıktan sonra gerardın dosyasını inceleyerek " bu gece de mizafirimiz olacaksın yarın akşama doğru taburcu olabilirsin " dedi. Otose doktorun söylediklerinden memnun bir şekilde " bunu duyduğuma sevindim pazartesi günü okula gidebilecekmi peki " diye sordu. Doktor düşünür bir şekilde " bir günlüğüne evde de dinlense iyi olur. " dedi. Gerardın başını okşayarak eğilip yüzüne bakarak " bir daha serserilere dalaşmayacağına dair söz vereceksin değil mi gerard kun " dedi. Bunu duyduğunda gerard şaşırmış sonra kaşlarını çatarak içinden " o tipine bahane buna sığınmış " diye geçirdi. Sonra sahte sevimli gülümseme sini takınarak başını sallayıp " olur " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cadı ve Peri
Actionmezat savaşından sonra en az 15 en fazla 70 bölümlük (uzayadabilir) bir jerza hikayesi yazmaya karar verdim. Umarım bunu beğenmenizi ümit ediyorum. kitabın adında lonca isimlerine gönderme yaptım. Fairy tailin anlamı zaten belli ama crime sorcir...