Laxus mirajane nin kendisine bakan öfkeli gözlerine daha fazla baş kaldırmaya dayanamayarak derin bir nefes alıp gözlerini kapatarak " kardeşine olanlar için üzgünüm " dedi. Mirajane daha da sinirlenerek " Üzgün mü kendiniz organize ettiğiniz bir dövüş e üzülebiliyor musunuz " diye bağırdı. Laxus anlamadığını belli edercesine kaşlarını çatarak " ne" şaşkınlığı sesine bile etkilediği için boğuk çıkmıştı. Mirajane bu tepkisine başta şaşırmış sonra daha da sinirlenerek " numara yapmayı kes gerizekalı " diye bağırarak laxusun göğsünü yumruklayıp iterek bulundukları balkon trabzanına yaslanmasını sağlamıştı. Laxus mirajanenin dediklerini tam olarak idrak ettikten sonra kızın ellerini bleklerinden yakalayıp yüzüne bakmasını sağlayarak " bu saçma salak şeyi sana kim söyledi " diye korkutucu bakışları ile sesi kısık tehditkar bir şekilde kızın gözlerinin içine bakıyordu. Mirajane bu bakışlara şaşırarak yutkunup dişlerini gıcırdatarak yere bakıp " Edgar adındaki bir adamın lisannaya anlattığına göre elfmanı sırf senle karşılaşana kadar formuna kavuşmak için Kum torbası gibi kullandığını söyledi " dedi. Laxus bunu duyduğunda komik bir şekilde sıratını asarak içinden ( amk aiden Kum torbası olarak kullanacak başka birini bulamadın mı ) diye geçirince suratına yediği tokatla kendine geldi. Şaşkın bir şekilde kıza bakarken " şu alaycı bakışlarda neyin nesi " diye bağırınca laxus mirajane ni sakinleştirmek için ellerini havaya kaldırıp " sakin ol Mira önce beni dinle " dedi. Mirajane çıldırmış bir şekilde " neyi dinleyeceğim diye bağırdığında laxus eliyle kızın ağzını kapatıp gözlerinin içine tüm ciddiyetiyle bakıp " sus ve dinle " dedi. Kız sakinleşince elini çekip " 14 yaşından beri orda dövüşüyorum. " bunu duyduğunda mirajane şaşkınlık geçirdi. Laxus hiç umursamadan sözüne devam ederek " yılların verdiği güç ve tecrübeden dolayıda bir itibarımda oldu ama inan bana kardeşine olanlar la hiç bir alakam yok. Haberim olsaydı. Olsaydı engellemek için elimden gelen her şeyi yapardım. " dedi. Mirajane somurtarak " elfman senin spor salonuna geliyormuş. Bu durumu fark edip engelleyebilirdin " dedi. laxus sakin bir şekilde " bak Mira normalde bizim spor salonunda insanları sorla dövüştürmezler. Bunun arkasında başka bir şey var. " dediğin de mirajane hiç inanmamış bir şekilde " ya o kişi arkadaşın gerard olabilir mi" lacus bunu duyduğunda şaşırdı. Kız öfkeyle yüzüne bakarak " edgarın dediğine görw dövüşü o düzenlemiş " dediği an laxus beyninden vurulmuşa döndü. Mirajane hiç duraksamadan " aidenle olan vukuatınıda öğrendiğime göre buna kimin vesile olduğu gayet açık " diye lafına devam edecekken " laxus lafını keserek " daha fazla devam etmene gerek yok. Anlayacağımı anladım " kızın yüzüne yaklaşıp gözlerinin içine tüm karanlığı ve ciddiyetiyle baktığı an mirajane bunu gördüğün de baya ürkmüştü. Laxus hiç bozuntuya vermeden kızı duvarla kendi arasına sıkıştırıp elini baş hizasına duvara dayayarak " ama şunu bil ki kesinlikle hiç bir alakamız yok kanıtlayacağız bunu " diyerek kızdan uzaklaşıp çekip gitmişti. Mirajane ise sadece arkasından bakakalmıştı.
Şimdiki zaman gerardın eski evinin bodrum katı
Laxus konuşulanları her düşündüğünde daha da hırslanıyordu. Mirajanenin o laflarını her düşündüğünde Kum torbasına daha sert yumruk atıyordu. Sanki karşısında ki aiden gibi tüm gücüyle yumruk atıyordu. Onun suratını Kum torbasında olarak görünce öfjesinden çığlık atıp dönerek tekme atıp Kum torbasının yerinden çıkmasını sağladı. Torbanın ağzından kumlar pürüzsüz parkenin üstüne yayılmaya başlamıştı. Laxus öfke içinde oluşmakta olan Kum birikintisine bir tekme atıp kumların hava da uçuşmasını sağlamıştı. Bıkkın bir şekilde etrafında dolanıp tek eliyle saçlarını geriye yatırmıştı. Kendisi böyle suçladığı için öfkeden burnu soluyordu.
Gerard ise çocukluğunda kendisini kanlı yaralar içinde bırakan kanlı battaniyeye sarılı kütüğe bakıyordu. Ters oturduğu sandalyede kollarını sandalyenin sırtını sarmış saçlarından damlayan ter damlalarına aldırmadan o kütükle uzun yılların verdiği atışmalarının onda ve kendisinde olan izlerine bakıyordu. Preston un ona yara bere içinde kalana kadar antreman yaptırdığı günleri hatırlamıştı. Gün geçtikçe antreman aracı olmaktan çıkıp en büyük sırdaşı, öfkesini dindirmesine vesile olup yeniden mantıklı düşünmesini sağlayan bir stres giderme aracı olmuştu. Şimdi de olduğu gibi kolları ve bacakları morluklar ve her darbesinde oluşan deri soyulmaları oluşmuştu. Elleri her yumruk attığında o sert battaniyenin derisine açtığı berelerden dolayı kan içinde kalmıştı. Şu anda da her zaman olduğu gibi gene onu sakinleştirmekte başarmış gerardın öfkesini tam olarak yatıştıramazada nereye yönlendireceği konusundaki mantığı geri gelmişti.
Laxus yanına geldiğinde kanlar içindeki ellerini görünce bir elini beline koyarak " senin bu emektar benim öfkemi dindirmede işe yarar mı " diye sordu. Gerard hiç bir duygu belirtisi göstermeden boş bir sesle " öfkeyi dindirmiyor ama mantığı geri kazandırdı " dedi. Laxus kütüğe yaklaşarak ona bağlı battaniyenin üstündeki eski ve yeni kan lekelerine baktı. Bu kütüğü ilk gördüğü zamanki tepkisini hatırlayınca buruk bir gülümseme sergilemeden edemedi. Gerard donuk gözlerle " sağlam bir araştırma yapmamız lazım " dedi. Laxus onun haline bakarak " hazırlan o zaman çıkıyoruz " dedi. Gerard yere boş gözlerle bakarak sadece başını sallayarak onayladı.
Kuroh kendi minderinin üstünde bütün gece juvia ve grayin çıkardığı tuhaf seslerden dolayı bir türlü uyuyamamış. En sonunda gidip kapılarını parçalayınca onları susturmuş minderinde mışıl mışıl uyuyacakken bu sefer de kapı çalmaya başlayınca " sikecem ebenizi ama haa " der gibi bakıp kapıdaki kişiyi parçalamaya gitti.
Ön patileriyle kapı kolunu indirip kapı açıldığında tam kapıdaki lavuğa dalacakken gerard ve laxusun öldürücü karanlık bakışlarını görünce donup kaldı. " ha siktir ne oluyor lan " diye bakıyordu. Gerard sargılı elleriyle eğilip kurohun başını okşayarak bu durgun bir tebessümle " Naber koca adam gray nerde " diye sordu. Kuroh bu ikisinin bayağı yıkılmış olduğunu anlamış " başını çevirip burnuyla yıkılmış kapıyı gösterdi. Laxus oraya bakarak " onu bizim için çağırsana " diye sordu. Kuroh emin olmayan bir şekilde odaya doğru gitti. Gerard ve laxus ise salona gelmişlerdi. Gerard grayin salonunda özel olarak derlediği mini bara doğru giderek içkileri karıştırmaya başlamıştı. Laxus onu izleyerek " hafif bir içki beni kesinlikle kesmez " dedi.
Gray salona üstünde sadece bol bir kot pantolanla girince onların bu hallerini görünce durumun bayağı ciddi olduğunu anladı. Elindeki tşörtü üstüne geçirerek " eveeet görünüşe göre bayağı ciddi sorunlar içindesiniz " mutfaktan ufak üç bardak çıkararak diğer ikisine seslenerek " shotu tekiladan mı istiyorsunuz, votkadan mı " diye sordu. Gerard televizyonun karşısında ki koltuğa kurohun yanına oturdu. Laxus ise diğer yanına otururken " en sertinden olsun " dedi. Gray başını sallayıp tekila şişesini alıp tuz ve Buz dolabından limon alıp dilimledi. Kuroh ise iki yanında oturan sinirden somurtuklara bakarak imalı bir şekilde " ne hoş sohbetsiniz " der gibi baktı.
Bir saat sonra her şey anlatılmış dördüncü shot için blek teki tuz yalanıp üçü birden dördüncü bardağı kafaya dikip limonu yiyorlardı. Gray karşılarında oturup durum değerlendirmesi yaparak " üstünüze bayağı iyi plan kurmuşlar " sonra ikisinin ortasındaki köpeğe dik dik bakarak sinirli bir şekilde " bu arada sen niye benim shotlarımı içiyorsun " diye kuroha bağırdı. Kuroh kafası dağınık bir şekilde derin bir nefes vererek " kes sesini de doldur hadi " der gibi baktı. Laxus da shotun etkisinde " doğru söylüyor kes sırlamayı ve doldur şunları " dedi. Gray ne diyeceğini bilemez bir şekilde " şişko bir köpekle kafayı buluyorsunuz farkındamısınız " diye sordu. Üçüde tınlamayarak yeniden bardağı başlarına dikti. Gray kurohun bardağı ağzıyla kafaya dikişini izleyerek ( ne zaman dan beri böyle içebiliyor ) düşündü. Bu durumun altından kalkamayacağını anlayarak gerçek konuya geçmeye karar verdi.
Gerarda dönerek " eee plan ne " diye sordu. Gerard baygın gözler ile elindeki bardağı inceleyerek " o puştun bağırsaklarını deşip onla boğazlamayı düşünüyorum. " dediği an gray korkudan donup kalmıştı. Laxus sanki gerard çok normal bir şey söylemiş gibi " çok kan bulaşır yaa " dedi. Kuroh da gerard a buğulu gözlerle bakarak " başka işkence yöntemi seç bağırsakları nı gördüğü an şoktan geberip gider " dedi. Gray sekiz yıllık köpeğinin böyle sadistçe konuşmasından dolayı dehşete düşmüştü. Gerard biraz düşünür bir şekilde " eee o zaman kafatasını onun nohut beyniyle aynı boyuta gelene kadar eziyim " dedi. Laxus uykuya dalcağını belli eden sesiyle " anında geberir " dedi. Kuroh kafasını patilerinin üstüne yerleştirirken " kaburgalarını tek tek kır daha eğlenceli olur " dedi. Gerard başını onaylar şekilde sallayarak " olabilir oda daha ilginç gözüküyor " diyerek başını geriye yatırıp uykuya dalmıştı. Gray dehşetten donmuş bir şekilde " bunları duymadım. Kesinlikle duymadım " diye deli gibi kendi kendine tekrarladı. Sonra ayağa kalkıp onları odasına kitleyerek yatak odasına gece annesinin yanına giden küçük çocuk gibi juvia nın yanına sığındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cadı ve Peri
Actionmezat savaşından sonra en az 15 en fazla 70 bölümlük (uzayadabilir) bir jerza hikayesi yazmaya karar verdim. Umarım bunu beğenmenizi ümit ediyorum. kitabın adında lonca isimlerine gönderme yaptım. Fairy tailin anlamı zaten belli ama crime sorcir...