Cadı ve Peri

sadece hamile

Gerard arabayı sürerken erza yanında oturup somurtuyordu. Gerard arabayı bilmediği bir ola sapınca erza meraklı bir şekilde yerinden doğrulup etrafına bakıp meraklı bir şekilde " Nereye gidiyoruz " diye sordu. Gerard yan gözle erzaya bakarak " bugün ektiğin yaşlı bayana " dedi. Erza iyice gerilerek " ne ama hazır değilim ve gelmeyeceğimizi sannetmiyormu " diye sordu. Gerard muzur bir gülümsemeyle " merak etme böyle de çok tatlısın ayrıca ona süpriz yapacağız " dedi. Erza koltuğa iyi sokulup çekinerek " peki bu durumdan dolayı mı " diye sorunca gerard lafını kesip " evet evlilik hazırlık ları için onun yardımına ihtiyacımız var " dediğin de erza şok içinde gerarda bakıyordu.

Gerard erzanın bakışlarını fark edip dik dik bakarak " ne oldu " dedi. Erza suratını asarak " ne bileyim evleneceğimden haberim yoktu da " dedi. Gerard düz bir surat la " söylemedim mi sana yaa " dedi. Erza sinitlenmeye başlayarak " hani erkek önce kıza sorar tek taş eşliğinde benimle evlenirmisin diye ama öyle bir soru yönlendirilmediği için haberim yoktu kusura bakma" diye bağırdı. Gerard ufak bir kahkaha atıp alaylı bir şekilde " bu acelenin sebebi karnındaki hatırlatırım " dediği erza direk karnına sarılıp alıngan bir surat ifadesiyle " çocuğuma laf etme " dedi. Bunu duyunca başta şaşkınlık geçirsede sonra kahkaha atmaya başlayarak " tamam tamam Özür dilerim " sonra ciddi bir surat ifadesiyle " ama onun benim de çocuğum olduğunu da unutma " muzur bir ifadeyle " sonuçta onu oraya koyan benim " dedi. Erza ise yanağını ısırarak somurtuyordu.

Birden aklına gelip çantasından telefonunu çıkararak " madem otase sana gidiyoruz miraya haber vermem lazım " dedi. Başını anlamış bir şekilde sallayarak " doğru ya laxusdan onu evden çıkarmasını söylemiştim " dedi. Erza ona endişeli bir şekilde bakarak " laxusun yanına mı gitti " diye sordu. Gerard erzanın endişesini farkederek " ne oldu " diye sordu. Erza titreyerek yüzünde soğuk terler oluşarak " Mira çıkarken içinde bıçak setinin olduğu çantasını getirdi. " dediği an gerard arabayı bir köşeye çekip direk cep telefonu nu çıkarıp laxusu aradı. Erza ise gerarda sokulup kulağına dayıyordu. Gerard telefonun açılmasını beklerken koltuğa iyice yaslanıp erza ya yer açtı. Telefon açılmayınca erzayı kendinden uzaklaştırıp arabayı yeniden çalıştırınca erza endişeden ağlamaklı bir sesle " ya Mira laxusu öldürdürüp hapse girerse, sonra da sen arkadaşımı öldürdü diye inat yapıp onu çıkarmamazlık yaparsan sonra Mira hapiste sinir krizi geçirip koğuştaki herkesi öldürüp ufacık bir kutuya tıkarlarsa " stresten çığlık atarak " ve orda havasızlıktan ölürse " dedi. Gerard gözlerini devirip erzaya ters ters bakıp " umarım hamilelik süresince böyle saçmalayıp çocuğu da böyle etmezsin " dedi. Sonra önüne bakıp " hoş ikimizden birine benzerse kesin manyak olacak ama neyse " kısık sesle kendi kendine söylendi. Erza o sırada yaşadığı panikten dolayı hiç bir şey duymamıştı.

Kestirmeden laxusun spor salonuna doğru sürdü. Spor salonuna vardıklarında ise gerard önde yürürken erza ise koşarak arkasından geliyordu. Hocalardan birine rastladığında laxus nerde diye sordu. Adam endişeli bir surat ifadesiyle olanları hatırladı.

Flashback

Laxus elindeki çalışma programlarıyla dolu kağıtlarla odasına gireceği sırada " laxuus " diye cırlak bir ses duyunca sinsi bir sırıtmayla ( yemi yuttu ) diye düşünüp kıza doğru döndüğünde karşılaştığı manzarayla ürperme ve şok arasındaki ince çizgideydi. Kendisine doğru hızla koşan şeytana benzeyen kızı görünce zayıfça dudaklarından " Mira " kelimesi döküldü. Mirajane laxusun üstüne atlayıp bacaklarını beline sardığında laxusun dengesini kaybedip elindeki kağıtları düşürerek kendi odasına doğru sendeleyerek girerken " sen benim iznim olmadan nereye gittiğini sanıyorsun " diyerek kapı arkalarından kapanıp olan büyük bir gürültü eşliğinde eşya kırılma sesleri ve çığlık sesleri geliyordu.