bir hafta

502 24 25
                                    

Marcus büyük bir keyifle telefonu nu elinde döndürüo gelecek mesajı bekliyordu. Aiden bulunduğu salondan içeriye girince yapmacık bir neşeyle " aideeen bil bakalım ne yaptım " dedi. Aiden umursamaz bir şekilde koltuğa yığılıp ayaklarını sehpaya uzatarak " gerarada meydan okudun " dedi. Marcus tüm neşesi sönmüş bir şekilde suratı asılarak " çok sıkıcısın " dedi. Aiden tembel bir şekilde kumandayı alıp televizyon kanallarını gezerek " aslında biraz şaşkınım Edgar a olanları duyunca" dedi. Marcus eğlenir bir şekilde gülerek " hiç sorma ya hatunlar manyak çıktı. Soğuk odaya kapatmak nedir " sonra alaylı yapmacık bir korkuyla " ben ellerine düşsem ne olur acaba " dedi. Aiden yan gözle marcusa bakıp sinsi bir gülümsemeyle " tanıyalım mı onlarla " dedi.

Falasback

Otasenin evinde natsu yorgunluktan bitkin bir şekilde dört farklı çatal bıçakların dizildiği masaya yığılarak " bittim " dedi. Otase elindeki cetveli sert bir şekilde masaya vurarak " kalk ayağa senden Görgülü bir centilmen yaratana kadar uyumak yok " dedi. Natsu nun göz Yaşları şelale biçiminde akarak " şeytaaan cadaloz " dediği an kafasına en sertinden bir cetvel darbesi yediğinde başını kavgaya hazır bir şekilde kaldırırken otasenin gözlük camları bembeyaz etrafında alevler saçar gibi bir aura yayarak " bir şey mi dedin velet " dedi. Korkudan bembeyaz kesilip başını hayır anlamında sallayarak " bir şey demedim " dedi.

Natsu zihninde normal zamana geri dönüp gözlüklerini takıp hararetli bir şekilde bilgisayar başında araştırma yapan gerarda nefret dolu bakışlarıyla " senden nefret ediyorum " dedi. Bunu duyan Gerard natsuya anlamamış bir şekilde bakarken Natsu tek damarı belirip yılan gibi tıslayarak " niye bana büyük annenin bir şeyi öğretirken terminatöre bağladığını söylemedin " dedi. Gerard hiç istifini bozmadan leptobunun başından dönüp natsuya gözlüklerinin arkasından bakıp " büyük annem naptı natsu " dedi. Natsu isyan edercesine ayağa fırlayıp iki elini masaya vurarak " ne yapmadı ki ona bana salon kurallarından biraz bahsedemisin dedim. On dakika sonra elinde cetvel o korkunç eğitmenler gibi giyinip beni centilmene dönüştürmeyi aklına koydu " dedi.

Gerard pişkin bir gülümsemeyle gözlük arkasından natsuya bakıp " hadi yaa eskileri hatırladım ama sen biraz abartmadın mı bana o kadar sert değil di " dedi. Natsu yerine oturup gözlerini devirerek gerarda bakıp " nasıl bir ucubelik yaptın kim bilir " dedi. Gerard sadece masumane bir şekilde gülmekle yetinmişti. Natsu konuyu değiştirmek istercesine gerardın bilgisayarına bakıp " bu arada sen napıyorsun o mercekleri takmış " dedi. Gerard gözlükleri ni düzeltip bilgisayar başına geri dönerek " tezi mi e postayla rektöre yolladım. Sonra da birini araştırıyorum . " natsuya yan gözle bakıp tek gözünü kırparak " tabi grayin öğrettiği bir kaç yöntemde var " dedi. Natsu bıkkın bir şekilde tek kaşını kaldırıp " bunca olayın ortasında ne ara o tezi yazdın " dedi. Gerard çok rahat bir şekilde bilgisayarından başını kaldırmadan " hoca verdiği gün yazmaya başlayıp bir hafta da bitirdim " dedi. Natsu şaşkınlık dolu gözlerle " normalde yazımı bir ay süren bir dosyayı bir haftada mı bitirdin harbi ucubesin " dedi. Bu son lafını cafede oturdukları masaya yeni gelen laxus duymuş olmalı ki alaylı bir şekilde masaya oturup " tabiki de öyle ne sandın " dedi.

Gerard kaşlarını çatıp o ikisine bakarken arkadan gelen gray ve gajelda masaya oturmuşlardı. Gerard işini bitirip leptobun kapağını kapatarak " evet böyle toplanmayalı bayağı olmuş gibi hissediyorum " dedi. Gajel rahat bir şekilde sigara yakarak " bir hafta oldu aslında ama bayağı yoğundunuz anlaşılan " diyerek sigara dumanı nı üfledi. Gerard gülümseyerek kahvesinden bir yudum alıp " aslında beni çok yoğun iki hafta daha bekliyor arada sizden yardımlar isteyebilirim evleniyorum da " dediğin de laxus dışında üç erkek ona gerardın alnında üçüncü bir göz çıkmış gibi bakıyorlardı. Laxus suratını asarak o üçüne bakıp " harika bir gram akılları vardı onuda aldın " dedi. Gerard sevk alır bir şekilde gülümseyip gözlük camları bembeyaz " bu halleri hoşuma gitti " dedi. Laxus asarlar bir şekilde bakarak " lan kendinize gelin hemen " diyerek masayı eliyle sarstı. Gray " nasıl " , natsu " neden " , Gajel " kiminle " diye sordu. Gerard çok rahat bir şekilde kahvesinden bir yudum daha alıp bacak bacak üstüne atarak " erzayla hamile olduğu için ufak bir davet eşliğinde evlenmeye karar verdik " dedi. Üçüde şaşkınlık içinde " Ohaaaa " dediler.

Gerard sadist bir surat ifadesiyle " bu ifadeyi daha çok sevdim " dedi. Laxus uyarıcı bir ses tonuyla " psikolojik işkencelerini başka insanlara sakla " diğer üçüne de bakarak " sizde duydunuz işte daha fazla uzatmayın aklınızı başınıza toplayın " dedi. Gray itiraz edercesine " nasıl üsteleme bu manyak kızıl cadaloz dan çocuk peydalamış bir de onunla evleniyor " dedi. Gerard şaşkın bir şekilde graye " gray hala kucağından juviayı aldığı için erzaya kızgınmısın ona " dedi. Gray dişlerini gıcırdatarak " tabikide" dedi. Natsu çoktan kabullenmiş bir şekilde " boş ver gray sende gerardla öpüşürken araya girersin olur biter " dedi. Gray dehşet içinde Natsuya bakarken gajel sigarası ağzında tembel bir şekilde " tabi onda o göt varsa " deyip yan gözle gülğmsemesine rağmen tüm şeytani aurasını yayan gerarda bakıyordu.

Gajel bitmekte olan son sigarasından bir nefes çekip " hey büyük anne ve kızkardeşlerin bu durum hakkında ne düşünüyorlar " dedi. Gerard biraz düşünceli bir şekilde " başta yarım saat kendine gelmedi sonra on beş dakika boyunca beni azarladılar " laxus ise sinir bozucu bir alayla " sonra bu ucubeyi başlarından savacak bir enayi buldukları için sevindiler " dedi. Gerard kendini savunurcasına " o bikere bebek ve evlilik sevinci " dedi. Laxus katılırcasına " haa evet bide o var " dedi.

Gerard konunun değişme isteğini belli edercesine " her neyse dün sevgili babamı ziyarete gittim " dedi. Laxus ona dik dik bakarak " ne istiyormuş " dedi. Gerard leptobunu yeniden açıp bir kaç mail sayfası açarak " bütün sabah phureitonun avukatının gmail adreslerini araştırdım " gray bilgisayarı önüne alıp kendiside araştırmaya başlarken Gerard " phureitonun nakamura agust diye bir düşmanı var. Geçen yıl yurda kesin dönüş yapmış ve bizimkinin başını ağrıtmaya başlamış " dedi. Natsu kaşlarını çatarak " eee bundan sanane o moruk artık umurunda değil sanıyordum " dedi.

Gerard sıkıntılı bir şekilde sigara yakarak " sorun da burda başlıyor. Benden onun hapisten çıkmasını sağlayan dosyayı vermemi istiyor " dedi. Laxus yerinde doğrulup " aklını mı sıyırdı o " dedi. Gajel kaşlarını çatarak " onun hapise düşmesini sağlayan siz ikiniz değilmisiniz " dedi. Gerard sigarasından bir duman çekip " aynen öyle ama bunu yaparsam bunu görmezden geleceğini saten uğraşırken bize ayıracak vakti olmadığını bile söyledi " dedi. Laxus hiç inanmamış bir şekilde " bunu yapacağını sanmıyorum bizi rahat bırakacağına dair bir kanıt yok " dedi. Gerard sert bir şekilde izmariti kül tablosuna bastırıp " beni erzayla hatta sizinle tehdit etti " dedi. Suratında onu öldürmek isteyen bir ifade vardı.
Gray laptop dan başını kaldırıp " gerek kalmayabilir o agust denen adam emekli olduğu için bu ülkeye dönmüş " dedi. Gerard kaşlarını çatarak " bunda nasıl bu kadar emin olabiliyorsun " dedi. Gray ekrana bakarak " mail konuşmaları öyle gösteriyor " dedi. Gerard kuşkulu bir şekilde ellerini çenesinin altında birleştirerek " bu konuyu düşünmek için daha vaktim var gibi görünüyor " graye bakarak " o adamın adresini öğrenebilir misin " diye sordu. Gray omzunu silkerek " kolay iş mesaj atarım" dedi.

Gerard In telefonu mesaj sesiyle ötmeye başlayınca natsu etkilenmiş bir şekilde " Oha ne kadar hızlısın " dedi. Gray natsu nun kafasına vurarak " geri zekâlı ben değil dim " dedi. Gerard hiç umursamadan mesajı okurken bir an durdu.

Marcus azami bu cuma gecesi olmak üzere size meydan okuyor. Kabul ediyor musunuz ?

Sıkıntılı bir şekilde nefesini vererek tembel bakışlarla ekrana sinsi bir sırıtmayla " bu hafta kesinlikle yoğunum " diye kendi kendine söylendi.

Başta bölüm yazmıştım. Fakat içime sinmediği için silip başka bir bölüm yazdım. O yüzden biraz gecikti. Kusura bakmayın. Kısa ve dolu bir bölüm yazdığımı düşünüyorum.

Cadı ve PeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin