tanışmak

508 26 23
                                    

On dakikadır Karşısındaki bodur morukla salondaki koltuklarda karşılıklı oturup birbirlerine tip tip bakıyorlardı. Makarov sonunda konuşmaya başlayarak sinirli bir şekilde " son bir haftadır ne haltlar çeviriyorsun o tilkiyle " diye sordu. Laxus sus işareti yapıp merdivenleri göstererek " sessiz ol Mira uyuyor " dedi. Makarov kaşlarını çatıp kısık sesle laxusa yaklaşarak " neler oluyor " dedi. Laxus bıkkın bir şekilde nefesini alıp dümdüz " bu aiden hırbosu miranın kardeşini kafeste fena benzetti. Tabi bunun sonucunda da Mira olayları öğrenince beni zorunlu görüp kıçıma tekmeyi bastı. Ha tabi jellal de kendi kadınından nasibini aldı. Bizde üstümüze atılan bu suçlamayı kaldırmak için günlerdir uğraşıyorduk ve başarılı olduk. Bu kadar " rahat normal bir şey anlatır gibi söylemişti. makarov bu kadar hızlı anlatılmasından dolayı boş bir şekilde gözlerini iki kere kırptıktan son " eee başka bir şey yok mu hepsi bu kadar mı " diye sordu.

Laxus umursamaz bir şekilde omuzlarını silkip " hepsi bu" der demez makarov öfkeden çıldırıp ağzından dumanlar fışkırarak laxusun üstüne atladı. Ayaklarıyla laxusun göğsüne basıp elleriyle gömleğinin yakasından tutup sarsarak " ulan gerizekalı o kadar olay oluyor ve şimdi mi anlatıyorsun bana " diye laxusu deli gibi sarsıyordu. Laxus dedesinden kurtulmaya çalışarak sinirli bir şekilde " rahat dur manyak moruk " diye bağırıyordu. İkisi deli gibi birbirini sarsmaya devam ederken mirajane çoktan giyinmiş merdivenlerden aşağı inip esneyerek " off ne bu gürültü " diye söylendi. Sonra makarovu laxusun üstünde ona dik dik bakan iki adamı görünce şaşkın bir şekilde " ne oluyor be " diye cırladı.

Laxus makarovu üstünden alıp koltuğun köşesine atarak üstünü düzeltirken bir yandan da makarov sinirli bir şekilde yumruğunu sallayıp " seni terbiyesiz dedene ne biçim davranıyorsun " diye söyleniyordu. Laxus kıza doğru gidip belinden sarılıp mutfağa doğru sürükleyerek " boş ver o manyağı sıradan dede torun tartışması" dedi. Mirajane şaşkın bir şekilde makarova birde laxusa bakarak tek kaşını kaldırıp " emin misin " diye sordu. Laxus başını sallayarak " evet " dedi.

Telefon sesi tüm odayı uğuldatırken gerard kafasını yastıktan kaldırmadan eliyle komudinin üstünde telefonunu arıyordu. Bulduğunda oflayarak eline alıp ekrana bakmadan açıp kulağına getirerek uykulu sesiyle " alo " dedi. Diğer ucundaki kadın onun uykulu sesiyle açmasına şaşırarak " benim düzen sahibi oğlum ne zaman dan beri önemli bir işi olduğu günler böyle uyuyor " diye azarlayıcı bir sesle konuştu. Gerard bu azarlamayı duyunca içinden hasiktir diyerek direk yataktan fırlayarak " büyükanne o bugün müydü " dedi. Kadın oflayarak " yirmi dakikaya evindeyim gerard çabuk hazırlan " dedi.

Gerard fırlayarak banyoya doğru giderken erza çıkardığı seslerden rahatsız olup gözlerini açtı. Yanında gerardı görmeyince çarşafı üstüne sararak doğrulup etrafa baktı banyodan sesler geldiğini duyunca " gerard " diye seslendi. Gerard beline havlu sarılı bir şekilde elinde de başka bir havluyla saçlarını kurulayarak çıkınca erzayı uyanmış görünce aceleci bir şekilde " aah günaydın " diyerek dolabın kapağını açıp takım elbiselerine bakıyordu. Erza şaşkın bir şekilde yataktan kalkıp ona bakarak " ne oluyor " dedi. Gerard aniden durup biraz düşünerek " aa önemli bir şey değil sadece büyük annem geliyor " der demez... erza bir süre durdu. Sonra kafasına dank ederek oda yataktan fırlayıp " nee olacak ne yapmam lazım " diyerek kafayı yeme raddesine gelince gerard hemen dibinde bitip dudağına küçük bir öpücük kondurarak yüzünü iki elinin arasına alıp öpücüğün etkisinde olan kızın yüzüne bakarak " şimdi sakin ol ve doğruca duş al hadi bende kıyafetlerini getiriyorum " dedi. Erza başını sallayarak doğruca duşa girdi.

Gerard kravatını bağlarken kapı çalınınca hala giyinmekte olan erzaya göz attıktan sonra doğruca kapıya doğru gitti. Açtığında karşısında otaseyi görünce mahçup bir gülümseme ile " ee Merhaba " dedi. Otase düzen ve disiplinin kendisi alrak gördüğü oğlunu böyle telaşlı görmekten keyif alarak ona yaklaşıp yanaklarından öperek " umarım bu sarsak tavırların için geçerli bir bahanen vardır. " diyerek geeardın yüzünü inceleyip yarım kalan kıravatını fark edince iki eliyle düzeltti. Gerard muzur bir gülümseme ile " başka işlerim vardı diyelim " dedi. Kadın sırıtarak kısık bir sesle " başka işlerle uğraşman aslında hoşuma gitti " dedi. Gerard utanarak başka yöne bakıp homurdanarak " bunları düşünmesene ben halimden gayet memnunum " dedi. otase şefkatli bir gülümseme ile buruşuk bir deri bir kemik kalmış eliyle gerardın yüzündeki dövmeyi okşadı. Gerard huylanarak eli alıp avucunun içinde tutup kadının parmak boğumlarını öpmekle yetindi.

Gerardın odasından sesler gelince ikiside o tarafa baktı. Gerard gayet soğukkanlı bir şekilde " erza çıkabilirsin saklanmana gerek yok yemez seni " dedi. Otase meredyle olan olayı hatırlayarak alıngan ve pişkinlik arasındaki bir gülümsemeyle " ben seni meredye böyle savunmamıştım " dedi. Gerard sadece gülümseyerek ona göz kırptı. Erza yakalanmaktan gayet rahatsız ve utanarak kapının arkasından küçük bir kız gibi çıkarak " konuşmanızı bölmek istememiştim " diye kendini savundu. Otase ona karşı gülümseyerek erzaya doğru yürüyerek " Erza sensin demek ultear senden bahsetmişti " diyerek kızın önüne gelip tokalaşmak için elini uzatarak " memnun oldum ben polucshika ama bana çoğunlukla otase derler gerard ın manevi annesiyim " dedi. Erza başını gergin bir şekilde kaldırarak avucundaki teri silip uzattığı eli tutarak " memnun oldum bende erza " dedi. Otese elini sıkıp erzanın ıslak saçları ve buruşuk kıyafetlerini inceleyerek erzanın rahatsız olduğunu fark edince hemen hızlı bir şekilde " seninle tanışmak gerçekten güzel " gerarda doğru gidip kolundan hafifçe tutarak " yeni geldim farkındayım ama oğlumu bügunlük almak zorundayım " dedi. Erza kadının beyaz etek ve ceketten olan takımı ve boynuna taktığı pembe olduğunu düşündüğü arasına anlar düşmüş saçıyla uyumlu renkteki fuları ve gerardın giydiği siyah takım elbisesine bakarak önemli bir yere gideceklerini anlayıp başını ve ellerini hayır anlamında sallayarak " Hayır hiç bir sorun yok hem eve gitmem lazım " diyerek konuyu toparlamaya çalıştı.

Kadın gülümseyerek " ah öyle mi o zaman seni bırakalım evine " diyerek erzanın koluna girerek onu kapıya doğru sürüklerken onlara kaşlarını çatarak bakan gerarda da " gerard sende ceketini ve erza sanın çantasını alıp gel hemen " dedi. Erza sürüklenmenin verdiği şaşkınlıkla " gerek yok ben alırım " derken otase gayet rahat bir tavırla " aaa boş versene erkekler ne için var " diyerek erzayı asansöre bindiriyordu. Gerard gayet asık bir suratla " tabi canııım " diyerek çanta ve çeketi alarak onların peşinden çıktı.

Bu bölüm kısa oldu arkadaşlar kusura bakmayın oruç başıyla bu kadar yapabiliyorum.

Cadı ve PeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin