Gözlerimi yavaşça açtım. Düzeldikten sonra gözlerimi tavana diktim. Yüzüme büyük bir gülümseme yayıldı. Ben artık KONUŞABİLİYORUM! Annem daha bilmiyor. Bu sabah ona sürpriz yapacağım. Sevinçten geberip gidicek ama olsun. Buna değer. Yerimden kalktım ve aniden sendeledim. Tabi ya! Kırık bacak! Yatağın başındaki değnekleri aldım ve dolabımın karşısına geçtim. Bir tişört ve pantolon çıkarttım. Onları da zorlukla giyerek yavaşça aşağı inmeye başladım. Anneciğim benim bana kahvaltı yapıyordu. Annem okula gitmemem için yalvarsa da ben okula gitmek istiyordum. Derslere bayıldığımdan değil tabii ki. Yine bir şeyler dönüyor ve benim bunu öğrenmem lazım. Kahvaltı sofrasına oturdum.
‘’Günaydın anne.’’ Dedim normal bir şekilde.
‘’Sana da günaydın tatlım.’’ Dedi annem de. Onu gözlerimle takip ediyordum. Söylediği cümleden birkaç saniye sonra kaldığı yerde dona kaldı ve ağzı açık bir şekilde bana döndü.
‘’Sophie!’’ dedi annem ve hızla yanıma geldi. Hızla bana sarıldı. Tanrım boğuluyorum! Biri bana yardım edebilir mi?!
‘’Anne boğuluyorum!’’ dedim sesim boğuk bir şekilde. Hızla ayrıldı.
‘’Bu nasıl oldu? Yani nasıl konuşabildin?’’ dedi annem.
‘’Biliyorsun. Buraya gelince kendimi daha iyi hissettim ve böyle oldu işte. Artık eskisi gibiyim anne.’’ Dedim gülümseyerek. Annem ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Burnunu da çekmeye başladı.
‘’Hadi kahvaltını yap.’’ Dedi. Önümdeki salamlara ve reçele saldırdım. Biraz daha bir şeyler yedikten sonra ayağa kalktım.
‘’Ben gideyim artık.’’ Dedim. Annem geldi ve bana sarıldı.
‘’İyi dersler tatlım ve gerçekten çok mutluyum.’’ Dedi. Yüzümdeki gülümseme daha çok büyüdü. Yavaşça ayrıldım. Kapıdan malesef değneklerle çıktım. Yavaşça okula doğru ilerlemeye başladım.
***
Okula geldiğimde herkesin bana baktığını hissettim. Sende okulunun kapısının içinden kolunda değneklerle birisi girse seninde dikkatini çeker. Hızlı olmaya çalışarak binanın içine girdim. Kafamı yavaşça kaldırdım. Herkes olduğu yerde durmuş bana dik dik bakıyordu. Gözlerimi açtım ve bende yerimde durmaya başladım. Büyükçe yutkundum. Topluluğun içinden birisinin insanları yararak bana doğru geldiğini gördüm. Bu Allison’dı. Yanıma geldiğinde derin bir nefes aldı.
‘’Senin burada ne işin var? Evde dinlenmen gerekiyor unuttun galiba?’’ dedi.
‘’Dersler beklemez Allison. Derslerden geri kalmak istemiyorum.’’ Dedim ciddi olmaya çalışarak. Bana ‘Sahiden mi?’ bakışından attı. Kafamı salladım. Sonra bir anda durdu.
‘’Sen? Az önce ne yaptın? ‘’ dedi bana. Sonra yüzüne büyük bir gülümseme yayıldı.
‘’Sen konuşabiliyorsun.’’ Dedi 32 diş. Bende gülümsedim.
‘’Evet yapabiliyorum.’’ Dedim.
‘’Senin adına çok mutlu oldum.’’ Dedi kollarımdan tutarak. Başımı salladım. Sonra beraber sınıfa doğru yürümeye başladık. Benim dolabımın önüne gelince durduk.
‘’Ben de kendi dolabıma gidiyorum. Derslerim farklı maalesef. Sonraki ders görüşürüz.’’ Dedi ve el sallayarak gitti. Dolabımla uğraşmaya başladım. Kitabımı bir türlü bulamıyordum. Dolabımın en dibinde bulunca zevkle gülümsedim ve elime aldım. Arkamı döndüğümde ilk başta gülümsesem de sonra yeniden gülümsemem söndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen Wolf (Brand New Friend)
Fanfiction''Beni dikkate alıyor musun? Tanrım almıyorsun! Hadi ama kim bilir kaç günden beri tanışıyorsunuz ve ... ve ... '' daha fazla konuşamamıştım. Çünkü tam da karşımda tişörtünü çıkarmıştı. Kısacası yarı çıplaktı. Sesli bir şekilde yutkundum ve gözlerim...