Bir hikayenin daha sonuna geldik. Bu hikayeyi o kadar çok seviyorum ki size çok teşekkür ederim. Bana destek olduğunuz için çoook teşekkürler :) Önceki bölümde de demiştim. Size bir sürprizim var. Biraz bekliyeceksiniz bu sürpriz için. Ama sevineceğinize eminim :) Ve sizi son bölümümüzle uğurluyorum. Diğer hikayelerimde sizinle görüşmek üzereee <3
''Hepsi aynı anda, aynı yerde birleşiyorlar.''
Başımı olumlu anlamda salladım. Peter, Chris,Jason'dan sonra şimdi de Paige katılmıştı grubumuza. Neden toplandıklarını bilmiyorduk. Ama bunun iyi bir şey olmadığı kesindi. Derin bir nefes aldım.
''Sanırım öleceğim! Kafam dondu!'' dedim bağırarak. Derek'in yerindeydik. Herkes buradaydı ve yüzlerinde sinirli bir ifade vardı. Onlar da herşeyin farkındaydı. Gözlerimi sımsıkı kapattım. Dişlerimi sıkmaya başladım. Derin sessizliği telefonumun sesi böldü. Mesaj gelmişti. Telefonumu çıkartıp mesaja baktım.
Okula gel. Yalnız. -Chris
Gözlerimi telefonumdan bana bakan gözlere çevirdim.
''Chris. Beni çağırıyor.'' dedim gözlerimi herkesde gezindirerek. Isaac oturduğu sandalyeden kalktı. Burun delikleri sinirden dolayı açılmıştı.
''Biz de geliyoruz.''
''Hayır. Yalnız gelmemi istedi.'' dedim ben de sandalyemden kalkarak. Yüzünde alaycı bir gülümseme oluştu.
''Hadi ama onu mu dinleyeceksin?''
''Isaac. Tek gideceğim.'' dedim otoriter bir sesle. Bu sözleri duyunca somurttu. Yüzümde ufak bir gülücük oluştu. Yanına gittim ve ona sımsıkı sarıldım.
''Hemen geleceğim.'' dedim kulağına fısıldayarak. Ayrıldıktan sonra hızla kapıya doğru ilerledim.
''Sophie.'' Arkama baktım. ''Dikkatli ol.'' dedi Scott. Uzun bir süre ona baktıktan sonra zoraki bir gülümsemeyle başımı salladım ve kapıdan çıktım.
***
Okulun kapısından içeri girdiğimde sadece kapının kapanma sesini duydum. Yavaş adımlarla ilerlerken ayak seslerim koridorda yankılanıyordu. Telefonuma gelen mesajla irkildim ve telefonumu cebimden çıkarttım.
Matematik sınıfı. -Chris
Seri adımlarla matematik sınıfına ilerledim. Kapısına geldiğimde derin bir nefes aldım. Elimi kapının koluna koyup yavaşça açtım. İçerideki sıraların birisinde oturuyordu. Arkası bana dönüktü. Kapı sesini duyunca kafasını bana çevirip bana baktı. Yüzü ifadesizdi. Bu benim ürkmeme sebep oldu. Yanına biraz yaklaşıp kollarımı göğsümde buluşturdum.
''Neden beni çağırdın?''
Yerinden kalktı ve önümde durdu. Yüzünde sahte bir gülümseme vardı.
''Burada neden bulunduğuna dair bir fikrin yok değil mi?''
Büyükçe yutkundum. Sahiden ben neden buradayım? Neden burada, onun yanındayım? Büyük ihtimalle bu büyük bir tuzaktı ve ben buna kendi ayaklarımla gelmiştim. Başımı olumlu anlamda salladım. Yüzündeki gülümseme sahteliğini bıraktı ve doğallığa döndü. O anda kapı açıldı. Kafamı kapıya çevirdiğimde iki büyük adam bize doğru geliyordu. Anlamayan gözlerle bakarken ikisi kollarımdan tutup beni sürüklemeye başladılar.
''Beni nereye götürüyorsunuz!? Beni bırakın!'' diye bağırıyordum. Fakat beni umursamadan ilerlemeye devam ediyorlardı. Merdivenlerden aşağı indik. Bodrum kapısına geldiğimizde adam ayağıyla kapıyı açtı ve beni içeri soktu. Biraz ilerledikten sonra adamlar beni aniden bırakınca yere serildim. Başka ayak sesleri duydum. Birkaç saniye sonra biri alkış tutmaya başladı. Yüzümü kaldırıp sesin geldiği yöne baktım. Peter yavaş adımlarla yanıma geldi. Yanında Jason ve Paige vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen Wolf (Brand New Friend)
Fanfiction''Beni dikkate alıyor musun? Tanrım almıyorsun! Hadi ama kim bilir kaç günden beri tanışıyorsunuz ve ... ve ... '' daha fazla konuşamamıştım. Çünkü tam da karşımda tişörtünü çıkarmıştı. Kısacası yarı çıplaktı. Sesli bir şekilde yutkundum ve gözlerim...