YENİ BÖLÜÜÜÜMM!! :d öNCELİKLE HERKESE İYİ OKUMALAR DİLİYORUM VE BUGÜN TEEN WOLF'UN 3.SEZON DİĞER YARISININ 1.BÖLÜMÜNÜN YAYINLANMASI SEBEBİ İLE BİR HEDİYE VEREYİM DEDİM :d UZUUUUNCANA YAZDIM VE BU BÖLÜMDE HERŞEY ORTAYA ÇIKIYOR MİLLET!
''Ve bütün bu anlattıkları doğru. Öyle mi ismi Derek olan şahıs?'' dedim alaycı bir tavırla. Gözlerini devirdi ve gözlerini bana dikti.
''Bizi nasıl unuttun bilmiyorum fakat unutman tam bir aptallık olmuş. Özellikle beni!'' dedi eliyle kendini göstererek. Bu sefer gözlerimi deviren ben oldum.
Bana yarım saattir bir şey anlatıyordu. Hikaye aynen böyle;
''Biz bir tatile gitmişiz. O günün ertesi günü biz saldırıya uğrayacakmışız. Bir kurt sürüsü tarafından. (Kurtlar bize neden saldıracaksa. Kurt adam türü şeylerden de bahsetti.) Sonra bu bunların karşısına çıkmış bizi korumak için. Onu muaf etmişler. Zorla bizim evimize gelmiş. Orada bayılmış. Sonrasını bilmiyormuş fakat Scott diye bir çocuk ona anlatmış. Herkes bir yerlere dağılmış. Aralarında bende varmışım. O çocuk da benim peşimden gelmiş. Ben bir çukura düşmüşüm. Sonrasını bilmiyormuş çünkü çukur çok derinmiş.''
Ne güzel değil mi? Zaten o gördüğüm rüyalar ve halüsinasyonlar yetmiyormuş gibi hikayeler çıktı başıma. Kolumdaki saate bakıp hızla ayağa kalktım.
''Eve gitmem lazım. Babam beni çok merak etmiştir.'' dedim ve gıcık bir gülüşle arkama döndüm. O sırada hızla yanıma geldi ve kolumdan tutarak beni kendine çevirdi.
''Baban mı? Baban da kim?'' dedi şaşkın gözlerle. 'Sahiden mi?' bakışı atıp konuşmaya başladım.
''Evet. Bilirsin. Her insanın bir babası ve annesi vardır ya.'' dedim alayla. Gözlerini kıstı.
''Senin baban ölmüştü. Öyleyse,baban kim?'' dedi. Hızla kolumu ondan çektim ve sinirle ona baktım.
''O kadar saçma hikayeni dinledim. Bu kadar yeter. Ama babama laf ettirmem.'' dedim ve hızla oradan çıktım. Zaten ormanlık bir alandı. Yolumu bulmakta zorlanacağımı biliyordum. Ağaçlar arasında ilerlerken bir anda başım dönmeye başladı. Biraz düzeldikten sonra etrafıma bakınmaya başladım. Yanımdan birisi geçti. Bir kız ile bir erkek. Kız çocuğa baktı ve sırıttı.
''Şu Derek'le uğraşmayı seviyorum. Isaac öyle durgun durma lütfen!'' dedi mızmızlanarak. Sonra ise görüntü buharlaşarak uzaklaştı. Yine mi halüsinasyonlar! O sırada arkamdan bir hırıltı geldi. Tereddütlü hareketlerle arkama döndüm. Bir kurttu. Ama gerçekten büyük bir kurt. Şey gibi... Kurt adam. Hızla üzerime geliyordu. Ben çığlık attım ve yüzümü kapadım. Ama hiçbir şey olmadı. O kurt gitmişti. Gözlerimi açtım ve hızla karşımdaki ufak gözüken yola koştum. Yola geldiğimde soluklandım. Önümden bir araba geçiyordu. İçinde bir çocuk araba sürüyordu. Sonra aniden karşılarından bir kurt gelmeye başladı. Araba hurdaya döndü. O kurdun ardından başka bir kurt geldi ve dövüşmeye başladılar. Bir kaç dakika sonra Ambulans sesiyle ikisi de kaçtı. İçinden bir kız ve o çocuğu çıkarttılar. Kıza iyice baktım. Bu... Bendim! Gözümü kırpıp açtığımda o görüntüler gitmiş. Bomboş bir cadde gelmişti. Tam o anda yoldan bir taksi geçiyordu. Hızla durdurdum ve bindim.
***
''Nerede kaldın?'' dedi babam kapıda. Üzgünce yüzümü buruşturdum.
''Özür dilerim. İngilizce öğretmenimize yardım ettim de. Kütüphanede yardım ettim.'' dedim gayet ustaca bir yalanla. Gülümsedi ve kolunu omzuma atarak içeri girdik. O anda Derek adındaki adamın dedikleri aklıma geldi 'Senin baban ölmüştü. Öyleyse baban kim?' Başımı salladım ve bu saçma şeyi kafamdan atmaya çalıştım. Babam benim gerçek babamdı. Bunu herkes biliyordu. Gülümseyerek yemek masasına oturduk.
***
''Miss Curie. Siz cevap vermek ister misiniz?''
''Ha?'' dedim gözlerimi kalemden çekip öğretmenime şaşkın gözlerle bakarak. Öğretmen başını sağa sola salladı.
''Gidişatınız hiç iyi değil Miss Curie. Lütfen kendinize çeki düzen veriniz.'' dedi. Ben de usulca başımı salladım ve yanımdaki Alisha'ya baktım. Öğretmenin taklidini yapıyordu. Hafifçe kıkırdadım ve kendimi derse odakladım. Diğer yanımdaki çocuk hızla yerinden kalktı. Bütün sınıf ona döndü. Bende dahil. O ise benim yüzüme bakıyordu.
''Senin olduğunu biliyordum.'' dedi ve hızla sınıftan çıktı. Ben de hızla arkasından çıktım. Hızla ona yetiştim.
''Neyden bahsediyorsun? Sen de kimsin?'' dedim derin nefesler alarak. Sinirle bana döndü.
''Senin yüzünden kayıp olan Melissa'ya aşık olan çocuk Austin!'' dedi. Melissa da kim?
''Kimden bahsettiğini anlamıyorum.'' dedim yüzümde sevecen bir tavır takınarak. Sinirli bir şekilde alayla güldü.
''Sophie. Arkadaşların ve ben dahil herşeyi biliyoruz. Bir şey saklamana gerek yok. Sen gittikten sonra kayıp oldular. Nerede olduklarını bilmiyoruz! HEPSİ SENİN YÜZÜNDEN!'' dedi ve hızla yanımdan uzaklaştı. Bu Derek'in anlattığı şeye çok benziyordu. Evet artık vakti gelmişti. Artık bu işin peşine düşeceğim.
O sırada zil çaldı. Hızla dolabıma gittim ve ders programına baktım. Sıradaki ders İngilizce'ydi. O bizim eve kadar gelen çocukla aynı ders. Onunla konuşmalıyım. Hızla sınıfa girdim ve öğrencilerin içeri doluşmasını bekledim. Herkes dolmuştu ve hoca gelmişti ama o çocuk yoktu. Yanımdaki kıza dönüp sordum.
''Burada bir çocuk vardı. Uzun boylu,kıvırcık bir şey. Neden gelmedi?'' dedim. Kız bana baktı.
''Bilmiyorum fakat Isaac çoğu zaman okula gelmez. Bir kız onu böyle yaptı diyorlar.'' dedi ve gülümseyerek diğer yanındaki arkadaşıyla konuşmaya devam etti. Demek ismi Isaac'di. Artık işim daha kolaylaştı. Hızla çantamı alıp dersten çıktım. Derek'in beni götürdüğü yere gidecektim.
***
''Hey! Kimse yok mu?''
Sesim o koskocaman yerde yayılıyordu. O sırada ayak sesleri duyuldu ve merdivenlerden inen Isaac'i gördüm. Şaşkın gözlerle bana bakıyordu.
''Şey,Derek nerede?'' dedim biraz utangaçlıkla. Ağzı açık beni izliyordu ki kendini topladı.
''Şimdi gelir. Bir yere kadar gitti.'' dedi hala şaşkınlıkla. O sırada içeri Derek girdi. O da şaşkınlıkla bana bakmaya başladı.
''Ben herşeyi doğru düzgün öğrenmek istiyorum. Özellikle kim olduğumu.'' dedim ikisine bakarak. Birbirlerine baktılar ve masaya doğru ilerlemeye başladılar. Ben de arkalarından gittim. Sandalyelere oturduk. Şu an aynı cinayet masası gibi bir durum vardı. Ve kendimi gülmemek için zor tutuyordum.
''Sophie Carter.'' dedi Isaac. Gözlerimi ellerimden çekip ona baktım. ''Gerçek ismin. Daha doğrusu senin bilmediğin ismin Sophie Carter.'' dedi ve hızla cebinden bir fotoğraf çıkarttı. Parmağıyla siyah saçlı çocuğu gösterdi.
''İlk Scott'la tanıştın bu o...''
***
''Şimdi siz kurt adam mısınız yani?'' der demez gülmeye başladım. Hatta kahkahalarla gülüyordum. İkisi ise normal gözlerle bana bakıyordu. Sonra boğazımı temizleyerek düzeldim.
''Tamam ciddiyim. Madem siz kurt adamlarsınız. Kanıtlayın.'' dedim kollarımı göğsümde birleştirerek. İkisi de ellerinden pençelerini çıkarttılar. Gözlerim açıldı. Onlar nasıl aniden oldu öyle. Yanlarına gittim ve iyice baktım.
''Bunlar pençe. Kurtlardan olanlardan.'' dedi Derek alay edercesine. Sonra ise aklına bir fikir gelmişçesine hızla konuşmaya başladı.
''Baban. Fotoğrafı varsa gösterir misin?'' dedi. Cebimden telefonumu çıkarttım ve ona fotoğrafı gösterdim. Göstermemle beraber ikisinin gözlerinin büyümesi bir oldu.
''Peter.'' dedi fısıltıyla. Bu sefer benim gözlerim açılmıştı.
''Babamın ismini nereden biliyorsunuz?'' dedim şaşkın gözlerle. O sırada duyduğumuz bir sesle hepimiz o yana baktık. Konuşmaya başladı.
''Birileri amcasını unutamamış.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen Wolf (Brand New Friend)
Fanfiction''Beni dikkate alıyor musun? Tanrım almıyorsun! Hadi ama kim bilir kaç günden beri tanışıyorsunuz ve ... ve ... '' daha fazla konuşamamıştım. Çünkü tam da karşımda tişörtünü çıkarmıştı. Kısacası yarı çıplaktı. Sesli bir şekilde yutkundum ve gözlerim...