Bu Lydia'ydı. Yanımıza geldi hızla. O topuklu ayakkabılarla nasıl koşabiliyor ben de anlamıyorum. Kaç yıllık deneyim olsa gerek. Oysa ben topuklu ayakkabının T'sini bile giymemiş insanım.
''Selam millet. Sonunda hastaneden kurtuluyorsun. Stiles çıktıktan tam bir hafta sonra çıkabildin.'' dedi ve bana sarıldı. Ona karşılık verdim.Yavaşça ayrıldı.
''Haydi şu hastane kokulu yerden kurtulalım. Bu kokudan nefret ediyorum.'' dedi Lydia ve ilerlemeye başladı. Arkasından tip tip baktım. Hastane kokusu zaten hastanede olur. Neyse takma kafana sen Sophie. Yeniden odaya girdim ve malesef ki değneklerimi aldım. Çantalardan birisini almaya kalkıştım fakat annem elime vurarak ''Sen hastasın, ben ve Stiles taşırız.'' dedi.
***
Eve gelene kadar karnım ağrıyarak güldüm. Annem çanta aldı taşımak için fakat sadece bir tanesini aldı. Oysa toplamda 6 tane çanta vardı. Zavallı Stiles hepsini taşımak zorunda kaldı. Lydia ise hastaneden çıktığımızda ortalıkta yoktu. Eve gitmiştir diye düşünüp biz de eve geldik. Stiles'ın çantaları taşırken ki tipini görmeliydiniz. Conan'dan bile daha komikti ki benim favori komedyenim Conan'dur.Ellen'de çok iyi fakat o daha komik geliyor. Evden içeri girdiğimizde Stiles çantaları fırlatırcasına yere koydu. Annem ona acayip gözlerle baktı.
''Yukarıya kim çıkarıcak peki tatlı çocuk? '' dedi. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Bir yanım onun için üzülse de diğer yanım gülüyordu ve söylemeliyim ki gülme tarafı daha baskın.Gözlerini umutsuzca kapattı ve çantaları yeniden yüklenerek yukarı çıktı. Aniden kapı çaldı. Ayaklarımı uzattığım sehpadan kaldırmak istemiyordum!
Annemin kapıyı açmasını bekledim fakat gelmedi. Büyük ihtimalle yeniden arka bahçedeki çiçekleri sulayarak babamın ne kadar şerefsiz bir insan olduğunu onlara anlatıyordu.Oflayarak ayağı kalktım ve kapıya ilerledim. Kapıyı açtım hızla.
Gelen Allison'dı. Gülümsedi ve bana sarıldı.
''Evine hoş geldin. O hastaneden bıktığın yüzünden anlaşılıyordu.'' dedi. Ayrıldık. Gerçekten de sonunda evime döndüğüm için mutluydum. O hastanede sürekli yatmak, hemşirelerin ve doktorların başına üşüşmesi, artık sinirlerimi attırmaya başlamıştı. Ama hastanede yatmanın iyi yanları da vardı. Yatıyorsun ve bütün gün televizyon izliyorsun. Yemeğin önüne geliyor, bir şey isteyince ayağına getiriyorlar. İyi yanları da var kabul ediyorum fakat kötü yanları daha çok var.
''İyi olduğuna sevindim. Şey... benim Stiles'ı da alıp gitmem lazım. Acil durum da. '' dedi şirin olmaya çalışarak. Üzgünüm fakat bu numaralar bana sökmüyor Allison hanımefendi. Gözlerimi kıstım ve ona iğneliyici bakışlar atmaya başladım.
''Üzgünüm Scott beni özellikle tembihledi. Hastasın ve dinlenmen gerekli. Yani izindesin. Bunu bir tür tatil olarak düşün ve sadece keyfine bak tamam mı?'' dedi Allison.Başımı salladım. Yüzündeki gülümseme yayıldı. Yukarıdan koşarak aşağı Stiles indi. Allison arkamdan hareketler yapmış olucak ki Stiles kafasını salladı.
''Haydi görüşürüz Sophie.'' dedi Stiles ve evden çıktılar.
***
Bütün gün evde oturdum ve bol bol abur cubur yedim. Ve hala daha yaptığım iş bu. Oturmak. Ağzımla garip garip sesler çıkartmaya başladım. Ve kendi ellerimle yaptığım donutun son parçasını da ağzıma attım. Donut yapmayı biliyorum da can sıkıntısından yine yapmıştım. Solumdaki değnekleri aldım ve yavaşça odama girdim. Yatağa kendimi attım. Saat 8'di. Akşamın 8'i. Gözlerimi tam karşımdaki küçüklük aşkım olan ayıcığım Bay Yastık'a baktım ve yüzümde ufak bir gülümseme oluştu. Küçükken tek arkadaşım oydu. İsminin yastık olmasının sebebi ise yastık gibi yumuşacık olmasıydı. Bir keresinde kolu kopmuştu. Ağlayarak annemin yanına gidip onu yeniden iyileştirmesini söylemiştim. Annem benim küçüklüğümden beri hemşireydi ve bunu bildiğim için babama değil de anneme koşmuştum. Annem iğneyi ve ipi getirdi. Onun kolunu diktikten sonra bana uzattı ve ''Eskisinden daha iyi oldu Bay Yastık.'' dedi. Bu anı hiç unutmam çünkü o gün annem Bay Yastık'ı kurtardığı için onu kahraman ilan etmiştim. Aynı Spider Man veya Hulk gibi. Süper kahraman.
Bu hatıralarla olan düşüncemi cama atılan taş engelledi. İlk başta umursamasam da sonra iki kere daha taş attı. Hızla yerimden kalktım ve tek ayağımla seke seke camın önüne geldim. Camın perdesini yavaşça çektim. Taşı atan kişiyi görünce hangi tepkiyi vereceğimi bilemedim. Şoktan dolayı donup kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen Wolf (Brand New Friend)
Fanfiction''Beni dikkate alıyor musun? Tanrım almıyorsun! Hadi ama kim bilir kaç günden beri tanışıyorsunuz ve ... ve ... '' daha fazla konuşamamıştım. Çünkü tam da karşımda tişörtünü çıkarmıştı. Kısacası yarı çıplaktı. Sesli bir şekilde yutkundum ve gözlerim...