Biliyorumm!! Şu anda hepinizin ağzından ''yaaa'' kelimesi geçiyor. Fakat bir sezon finaline gelmesi gerektiğini düşündüm. Ne de olsa her hikayenin bir sonu var :D Neyse sizi oyalamayım da okuyun. :D Sizi her zaman sevdiğimi unutmayın! Belki yakınlarda bir şeyler olabilir ;))) Takipte kalın. ;)))
''Kahvaltı mükemmeldi.'' Stiles ve hızla içeri geçti. Herkes içeride oturmuş,film gecesi yapmayı planlıyorduk fakat içimde çok kötü bir his var. Buraya gelmekle kötü ettiğimizi düşünmeye başladım.
''Hadi Sophie!'' diye bağırdı Scott içeriden. Kafamı salladım ve başımdaki kötü düşünceleri bir yerlere fırlattım. Lütfen pozitif ol Sophie.
Kucağımdaki patlamış mısırlarla salona gittim ve oturdum. Elime bir avuç mısır alarak ağzıma sıkıştırdım. Bu patlamış mısır harika! Filmi koltuklarımızda yayılmıştık izliyorduk ki büyük bir gürültü koptu.
''Ne oluyor?'' dedim kısık bir sesle. Herkes başını kaldırmış etrafına bakınıyordu ki bahçe kapısı açıldı. Sırılsıklam olmuş bir Derek vardı. Başını kaldırdı ve bize baktı. Yüzü çok masum bakıyordu. Ve bilirsiniz Derek ile masum kelimesinin yan yana durması bile hatadır fakat şu anda öyle değil. O sadece masum gözüküyordu. Bir anda büyük bir şimşek ışık saçarak çaktı. Tam o sırada da Derek yere yığıldı. Hızla kalkıp yanına gittim. Herkes ayağa kalktı. Herkes endişeliydi. Yanına gittiğimde yüzüstü yere yığıldığı için onu çevirdim. Çevirdiğim anda çığlık attım. Çünkü üzeri sırf kandı ve pençe izleri vardı. Açılan ağzımı elimle kapattım. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Bunu kim yapabilir?
Hızla ayağı kalktım ve cam kapıya doğru ilerlemeye başladım. O sırada bileğim kavrandı. Arkama baktığımda bunun Isaac olduğunu gördüm. Bana hiç anlam veremediğim gözlerle bakıyordu.
''Orası tehlikeli olabilir.'' dedi endişeli bir sesle. Gözlerimi dışarı çevirdim ve baktım. Şimşek çakıyor ve aşırı derecede yağmur yağıyordu.
''Gitmeliyim.'' dedim ve hızla kolumu çekerek dışarı çıktım. Etrafıma bakındığımda kimse yoktu. O an sadece bunun bir hayal olmasını istedim. Derek'e bir şey olmadı. Biz film izlerken sadece uyuyakaldım ve bu kötü kabusu gördüm. Fakat değildi. Gerçekti. Etrafıma bakınırken herkes yanıma geldi. Scott,Melissa ve Isaac pençelerini çıkarmış etrafa bakınıyorlardı. Allison da okunu almış etrafa bakınıyordu. Lydia da gururla etrafına bakınıyordu. Ben ise aralarında sadece çirkin ördek yavrusu gibi hissediyordum. Daha doğrusu ben ve Stiles.
''Herkes dağılsın.'' diye bağırdı Scott boğuk sesiyle. Hepimiz başımızı salladık ve bir yerlere dağılmaya başladık.
Çalılıklar arasında büyük adımlarla yürümeye çalışıyordum. Bir şeylerin ters gittiği çok belliydi fakat ben hala daha neler olup bittiğini anlamış değilim. Kafayı yiyeceğim! Bu çok fazla! Ayağımı yere hızla vurduğumda altımdaki toprakta büyük bir delik açıldı ve içine çığlıklarla düşmeye başladım. Avazım çıktığı kadar bağırıyordum fakat sonunda yerle buluşunca susmak zorunda kaldım.
Büyük öksürüklerle yerimde doğrulmaya çalıştım. Ayağımı burkmuştum ve kalkamıyordum. Lanet! Duvara tutunarak zorla ayağı kalktım. Tanrım burası da neresi?! Yeşilliklerin ortasında nasıl böyle bir obruk türü şey oluşabilir ki?
Seke seke ilerlemeye başlamıştım ki ayağıma kum türü bir şey gelmesiyle durdum. Bu ... tahmin ettiğim şey mi? Hızla cebimde bir şeyler arama arayışına girdim. Işık ne olursa. Bir anda elime telefonum geldi. Sevinçle çıkardım ve ışığını açtım. Açar açmaz ''Pili Şarj Edin'' yazısını görünce sinirle kaşlarım çatıldı. En azından işime yetecek kadar ışık vereceğini düşünüyordum. Açıp ışığı önüme tuttuğumda gördüğümle çığlık attım. Dr.Deaton kollarından asılı bir şekilde havada duruyordu. Yanında da yardımcısı olan psikolog kadın vardı.
Kesin kafayı yiyiyorum. Hızla yanlarına gittim. İkisinin de başı kanıyordu ve gözleri baygındı.
''Ne oldu size böyle?'' dedim kısık bir sesle. Dr.Deaton zorla başını kaldırdı ve bana baktı.
''Arkanda.'' dedi zorla. Derin nefes almaktan burun deliklerim büyümüştü ve hala daha derin nefes alıyordum. Arkamda ne vardı? Buna hazırlıklı olmalıydım. Yerimde dikleştim ve yavaşça arkama döndüm.
Gördüğüm şey karşısında yerimde donup kaldım. Nefes almam zorlaşıyordu.
''Sen...?'' dedim yavaş adımlarla ona doğru giderken.
Tam o anda her yer bembeyaz oldu ve gözlerim kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen Wolf (Brand New Friend)
Fanfiction''Beni dikkate alıyor musun? Tanrım almıyorsun! Hadi ama kim bilir kaç günden beri tanışıyorsunuz ve ... ve ... '' daha fazla konuşamamıştım. Çünkü tam da karşımda tişörtünü çıkarmıştı. Kısacası yarı çıplaktı. Sesli bir şekilde yutkundum ve gözlerim...