10 Ay Sonra
''Daha sert vurmalısın Clara.'' dedi bıkkınlıkla kollarını göğüslerinde birleştirmiş,şu işi bitirmemi bekliyordu. İçimden geldiğince en hızlı şekilde önümdeki torbaya yumruğumu geçirdim. Torbanın zinciri koparak yere devrildi. Elimin tersiyle alnımı sildim. Ona soru soran gözlerle baktım. Muzipçe gülümsedi. Ellerini göğsünden çekti ve alkışlamaya başladı.
''İşte böyle.''dedi. Sonra arkasına döndü ve spor odasından çıktı. Hızla boynumdaki havluyu çıkardım ve yüzümü silmeye başladım. Bu spor bazen iyi bazen kötü hissettiriyor. Fakat sanırım bu sefer iyi hissettirenden. Sevgilimden ayrıldım ve gerçekten kötü hissediyorum. Mike gerçekten karizmatik,yakışıklı ve zeki bir çocuktu. Onunla çıkmaya başladıktan sonra herşey iyi gidiyordu. Taa ki düne kadar. Geldi ve karşıma dikilip bana ''Senden sıkıldım.'' demesi ile bendeki bağlar kopmuştu. Yüzüne bir tane geçirmek istedim fakat yapamadım işte.
Hızla kalktım ve mutfağa ilerlemeye başladım. Mutfakta tezgahın üzerinde telefonum çalmaya başladı. ''Babam'' yazısını görünce gülümsedim.
''Hazır mısınız? Sizi almaya geliyorum.'' dedi neşeli bir sesle. Derin bir nefes aldım.
''Evet baba hazırız. Gelebilirsin.'' dedim gülümseyerek. Ve sonra bildiğin telefonu yüzüme kapattı. Telefonu cebime attım ve annemin odasına gittim. Annem yatakta oturmuş düşünceli bir şekilde duruyordu. Hatta gözünden bir kaç damla aktığını gördüm.
''Anne? Ne oluyor?'' dedim hızla yanına giderken. Annem hızla gözyaşlarını sildi ve bana gülümsedi.
''Bir şey yok tatlım. Sadece mutluyum.'' dedi 32 diş gülümserken. Pek inanmamıştım fakat dışarıdan gelen korna sesi herşeyi böldü.
***
''Beacon Hills.'' dedi derin bir nefes alarak babam. Annemin babama attığı kötü bakışları umursamayarak önümdeki manzaraya baktım. Balkondan sokağımıza bakınıyorduk. İçerisi önceden hazırlanmıştı. Sadece eşyalarımızı yerleştirme işimiz kalmıştı.
''Okulun hazır tatlım. En yakın zamanda okuluna başlamanı istiyorum.'' dedi babam gülümseyerek. Annem yerinden hışımla kalkarak içeri girdi. Neler döndüğünü bilmiyorum fakat iyi bir şey olmadığı kesindi.
Babamı sadece başımı sallayarak onayladım.
***
''Evet anne. Bana sarkanlardan uzak duracağım.'' dedim robot gibi. 1534839123.defa tekrarlarken.
''İnsanlar saçmalar,ne derseler de kulak asma onlara.'' dedi. Yeniden başımı salladım ve beni bekleyen okul minibüsüne bindim. Herkes birbirine kalem,silgi ne buldularsa atıyorlardı. Hızla bir yere oturdum ve okula bir an önce gitmemesi için Tanrı'ya yalvardım.
***
''Gir.'' dedi sınıftan bir ses. Müdür ile sınıfa girdik. Sınıfın önünde durdu ve beni yanına alarak konuşmaya başladı.
''Evet çocuklar. Bu yeni arkadaşınız Clara Curie. Kendisi İngiltere'den geldi ve pek arkadaşı yok. Ona yardımcı olursanız,sevinirim.'' dedi ve hızla sınıftan çıktı. Neydi o öyle? Hızla boş olan bir sıraya geçtim ve öğretmeni dinlemeye koyuldum.
***
''Bence de Clara. Gerçekten çok ortak yönümüz var.'' dedi Alisha koluma girerek. Başımı eğerek gülümsedim. O sırada yanlışlıkla birine çarptım.
''Çok özür dilerim şey ben ... '' diye konuşuyordum ki onun bana ağzı açık baktığını fark ettim. Hızla elimden tuttuğu gibi çekiştirmeye başladı. Ne yapıyordu bu? Kim bu? Kafam bulanıklaşmıştı. Beni hızla bir sınıfa soktu ve beni duvara yasladı. Fısıldamaya başladı.
''Sophie.'' dedi ve bana hızla sarıldı. Ne yapıyor bu? Aklını mı yitirdi? Hızla onu ittirdim.
''Ne Sophie'si? Sophie kim? Ben Clara'yım Sophie değil.'' dedim biraz yüksek sesle. Gözlerini kıstı.
''Eğer bu bir şakaysa buna hemen şimdi bir son ver.''dedi. Başımı sağa sola salladım.
''Ben doğru söylüyorum. Ben Clara'yım. Sophie değil.'' dedim ve hızla dışarı çıktım. O da neydi öyle?
***
Odamda kulaklığımla müzik dinleyip dergilerimi karıştırıyordum. Ödevim var ama kim yapmak ister ki şu dergiler varken? Yatağımda yatmış dergime bakarken aşağıdan büyük bir ses geldi. Bir kırılma sesi türü bir şeydi. Hızla kulaklıklarımı çıkardım. Aşağıdan bağrışma sesleri geliyordu. Yatağımdan yavaşça kalktım ve odamdan çıktım. Yavaş adımlarla merdivenlerden indim. Çaktırmadan neler oluyor diye kontrol etmeye başladım.
Salonda bir çocuk ve babam burun burunaydılar. Çocuk ona sinirli bir şekilde bakarken babam muzipçe gülümsüyordu. Annem ise hemen yanlarındaki koltukta oturmuş dehşetle onları izliyordu. Annem hızla ayağı kalktı.
''Bağırmayın! Sophie duyacak.'' dedi. Sophie mi? Ne Sophie'si? Annem bir kaç defa bana böyle seslenmişti fakat bunun bir yanlış söyleyiş olduğunu düşünürdüm. Şimdi neden böyle diyordu?
Çocuk gözlerini babamdan çekip anneme sinirli gözlerle baktı. Bu o çocuktu. Sabah saçma şeyler yapan. Tam o sırada duyduğum cümle ile yeniden kafam bulandı.
''Sophie'ye ne oldu?!''
Mrb mrb dostlarr!! Yeni sezona bir merhabaaa!!! :D Öncelikle bu bölümü okuduktan sonra aklınızda bir kaç soru işaretleri oluşmuş olabilir. Bir kaç aklıma gelen soruyu sizde burada cevaplıyorum.
''Sophie'ye ne oldu?''
-Sophie en son bölümde hatırlarsanız birisini görüp 'sen' demişti ve sonra heryeri beyaz bir ışık kaplamıştı. Bir tür bayılma diyebiliriz. Orada bir şey oldu ve Sophie,kendini Clara diye hatırladı. Bunu söyleyemem ilerleyen bölümlerde öğreneceksiniz. :D Spoilers. :D
''Alisha kim?''
-Alisha'yı aslında tanımıyorsunuz. Ama bu olan olaylarda büyük bir izi var bunu söyleyebilirim. :D Bu da spoilers :D
''Evdeki çocuk kim?''
-Bunu çoğunuz anlamışsınızdır fakat yeniden cevabını vereyim :D O kişi Isaac :D Oh Little Isaac. Poor Isaac :( Sevdi de noldu? Efes Pilsen zengin oldu A:SDFHGF:DF:F:d Şakaydı ve kötü bir şakaydı farkındayım. Ciddiyim ben.
Yeni bölümün tadını çıkartııınn <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen Wolf (Brand New Friend)
Fanfiction''Beni dikkate alıyor musun? Tanrım almıyorsun! Hadi ama kim bilir kaç günden beri tanışıyorsunuz ve ... ve ... '' daha fazla konuşamamıştım. Çünkü tam da karşımda tişörtünü çıkarmıştı. Kısacası yarı çıplaktı. Sesli bir şekilde yutkundum ve gözlerim...