Bölüm 8

2.9K 157 27
                                    

MERHABA EVERYONE!!!! BEN GELDİİİM!! UZUN SÜREDEN BERİ YAZAMADIĞIM İÇİN ÇOOOKK ÖZÜR DİLERİM. BİLİRSİNİZ... SINAV HAFTASI... UYKUSUZ KALMAK... ÖKÜZ GİBİ ÇALIŞMAK... KENDİME BİLE BAKMAMAYA BAŞLADIM YAHU. G

GEÇEN BÖLÜMDE HİÇ YORUM GELMEDİ NASIL ÜZÜLDÜM. DEDİM ''ACABA KÖTÜ MÜYDÜ?'' KAFAMDA BİNBİR TÜRLÜ SORULARR... UMARIM BU BÖLÜMDE YORUM GELİR DİYORUM VE GERİSİNİ SİZE BIRAKIYORUUMM!! :D

MULTİMEDİA STILES VE SOPHIE!!

NEYSE SİZİ TUTMAYAYIM AY LAV YU SO MAAAÇÇÇÇ!! İYİ OKUMALAAARR!! :D <3 :*

"Biraz uyuyamaz mısın? Bütün gece yerinde durmadın." dedi Isaac somurtarak. Belimi saran ellerini çektim ve yerimde doğruldum.

"Uyuyamıyorum." dedim bitkin bir sesle. Başımı önümdeki dolabın aynasına çevirdim. Gözlerimin altında uyumadığımı gösteren siyah halkalar vardı ve gözlerim ufak da olsa kanlanmıştı. Sonra başımı yeniden yatakta yatan Isaac'e çevirdim. Gözlerini yüzüme dikmiş, bakıyordu.

"Sadece korkuyorum." dedim başımı öne eğerek. Isaac yerinde doğruldu ve yanıma geldi. Kalçalarımdan tutup kaldırarak beni kucağına otutturdu. Bacaklarımı da iki bacağı arasına alıp sıkıştırdı. Kollarıyla belimi sararken yüzünü boyun girintime soktu. Ufak bir öpücük kondurduğunda baştan aşağı titredim.

"Korkma yanındayım." dedi. Yüzünü boynuma gömdüğü için sesi boğuk çıkmıştı. Zorla da olsa gülümsedim.

"Okula gitmeliyiz." dedim yorgun bir sesle. Yüzünü boynumdan çıkartıp aynadan yüzüme baktı.

"Sanırım bugün gitmesen iyi olur. Çok yorgun görünüyorsun ve uykun olduğuna da eminim." dedi şefkatli bir sesle. Bende isterdim güzel bir tatili fakat imkansız. Chris yeniden gelmişti ve ben kendimi diken üzerindeymişim gibi hissediyorum. Gelmesi iyiye işaret değildi.

"Hayır iyiyim. Merak etme şimdi kendime gelirim." dedim. İyi olduğuma dair güven verici bir gülümseme yolladım. O da gülümsedi ve ayağı kalktı. Ben de yana kaydım.

''Ben gidiyorum. Okulda görüşürüz o zaman?'' dedi tek kaşını kaldırarak. Başımı olumlu anlamda salladım. Gülümsedi ve geri adımlarla odamdan çıktı. Hızla dolabımın önüne geçtim ve giyecek bir şey aramaya başladım. Güzel siyah,vücuduma yapışan bir pantolon ve bol omuzlarıma kadar açık bir bluz çıkardım. Bluzümün altına da sporcu atleti aldım. Bluzümün üzerinde kuru kafa resmi vardı. Kuru kafanın rengi siyah,bluz beyaz rengindeydi. İçine giydiğim atlet de siyah renkteydi.

Çantamı alıp hızla çıktım. Okula vardığımda hızla okula girdim. Yanımdan geçen kızların konuşmalarını duydum.

'Yeni gelen çocuğu gördün mü?'

'Evet çok tatlı!'

'Selly sana yeni hedef çıktı. Hahaha'

Kıkırdayarak yanımdan geçerken arkalarından baktım. Gözlerimi devirdim ve sınıfıma gittim. İlk ders Edebiyattı. Sınıfıma geçip sıraya oturdum. 5 Dakika içerisinde bütün öğrenciler içeri doldu. Sınıfa giren Lydia'yı görünce gülümsedim. O da hızlı yanımdaki sıraya oturdu.

''Stiles beni deli edecek!'' dedi sıkıntıyla. Yüzümdeki gülümseme daha çok genişledi.

''Yine ne yaptı?'' dedim tatlı bir ifadeyle. Gözleriyle bana ''Gerçekten mi?'' bakışı attı. Ne yapayım? Stiles'ı seviyorum.

''Onu bırak da yeni çocuğa çok taş diyorlar.'' dedi kitabını açarken. Gözlerimi bir kere daha devirdim.

''Umrumda bile değil.'' dedim umursamaz bir sesle. Gözlerini kitabından bana çevirdi.

''Tabii hanımefendimizin bir sevgilisi var.'' dedi dirseğiyle koluma vurarak. İstemsizce gülümsedim. Dün akşam benimle beraber uyumuştu. Açıkçası Chris'in gelişi beni ürkütmedi değil. O da bunu fark edince yanımda kalmayı teklif etti. Ben de dünden hazırmış gibi 'Evet!' diyerek zıplamıştım. Ne yapayım? Annem hastanede nöbetçi ve beraber uyuyabileceğim bir anne yoktu! Uyumadığım gerçeğini de bir kenara fırlatıyorum.

Ben tam bunları düşünürken içeri Bayan Mary girdi. Tam derse başlayacakken kapı tıklandı. Ardından kapı açıldı ve okulumuzun müdürü kafasını kapıdan uzattı.

''Üzgünüm Bayan Mary fakat...'' sonrasını dinlemedim. Çünkü ne zaman okulun müdürü gelse ya bir etkinlik vardır ya da okul takımımızın maçının saat kaçta olacağını söylerdi. Gözlerimi sıramdaki kitaptan ayırarak Lydia'ya baktım. Gözlerini kırpmadan ve ağzı bir şekilde tahtaya bakıyordu. Kaşlarım çatıldı ve gözlerimi Lydia'dan ayırarak tahtaya baktım. Gördüğüm şeyle gözlerim açıldı. O da gözlerini kırpmadan bana bakıyordu.

''Umarım yeni arkadaşınızla iyi zaman geçirirsiniz.''

Yeni arkadaş mı? Müdür gittikten sonra ağır adımlarla bana doğru gelmeye başladı. Yerimde istemsizce gerildim ve gözlerimi kaçırmaya çalıştım. Çantasını yanımdaki sıranın üzerine bıraktı ve sıraya oturdu. Yüzünü bana çevirdi ve gülümsedi.

''Merhaba tatlı kardeşim Sophie.'' dedi bana bakarak. Yüzündeki gülümseme gitmeden bana bakıyordu. Ondan gözlerimi ayırmadan konuştum.

''Merhaba.Jason.''

Teen Wolf (Brand New Friend)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin