MERHABA. ÖNCELİKLE SİZE ÇOK TEŞEKKÜR ETMEK İSTİYORUM. YAKINDA 5.000 OLACAĞIZ. İYİ Kİ VARSINIZ!
BİR DE YENİ HİKAYEM SANA BİR SIR VERECEĞİM'İ OKURSANIZ ÇOK MUTLU OLURUM.
VEE MULTİMEDİA'DA SOPHİE. İYİ OKUMALAR!
''Ne kadar uyuşuksun! Kalksana kızım yardım et!'' diye bağırdı annem yukarıdan. Yüzümü ellerim arasına aldım ve sıktım. Ben.Yemek.Yapmak.İstemiyorum.İSTEMİYORUM! Sadece yatıp televizyon izlemek, bilgisayarımda takılmak istiyorum. Kısacası tembellik yapmak istiyorum! Bu benim işim. Yemek yapmak değil.
''Kalkmadığını biliyorum. Kalk dedim sana.'' dedi annem bağırarak. Oflayarak ayağı kalktım. Mutfaktan içeri girdim. Ne yapacağım diye düşünüyordum. O sırada buzluğa baktım. Tavuk olduğunu gördüğümde gülümsedim. En basiti olacaktı. Tavuğun üzerine baharatını yağını koyduktan sonra fırına koydum. Sıcaklığını da ayarladım. Tamamdır! Ellerimi yıkadım ve yeniden salona geçtim. Annem yavaş adımlarla aşağı inmeye başladı. Gözleri beni bulunca kaşları çatıldı.
''Ben sana yemek yap dememiş miydim?'' dedi annem bağırarak. Ben hiç takmadım. Annem sinirle mutfağa gitti. Ben ise sırıttım. Elimde kumandayla kanalları değiştiriyordum. Annem mutfaktan çıktı.
''Tamam üzgünüm.'' dedi. Bazen beni çok sinir etse de ona kıyamıyorum. Gülümsedim.
''Kabul edildi.'' dedim. O da gülümsedi ve bahçeye çıktı. Bir kaç dakika sonra annem bana seslendi.
''Sophie. Buradaki bir çocuk seni soruyor.'' dedi annem. Kim acaba? Yerimden kalktım ve bahçeye gittim. Bahçe kapısında dev gibi boyuyla bir Isaac gördüm. Gözlerim bir anda büyüdü. Annem tam yanımdaydı.
''Ayrıca yakışıklı bir çocuk.'' dedi kulağıma eğilerek. Gözlerimi kısarak ona döndüm. Sırıtarak Isaac'e bakıyordu.
''Ayarlayayım istersen anne?'' dedim sinirle. Bana dehşetle baktı.
''Bana ne ayarlıcan be. Sen kendine ayarla yeterli.'' dedi yeniden sırıtarak. Gözlerimi devirdim ve Isaac'e doğru ilerlemeye başladım. Kapı bel boyundaydı. Çitlerde öyleydi. Kapıyı çektim ve arkamdan kapattım. Ona soru soran gözlerle bakmaya başladım.
''Acil durum.'' dedi sesini kısarak. Gözlerimi anneme çevirdim. Çiçekleri sularken arada bize bakıyordu. Yeniden Isaac'e döndüm.
''Ne var? Evimde ne güzel oturuyordum.'' dedim. Yalan. Düpedüz yalan.
''Şey ... sanırım kadını bulduk.'' dedi gözlerini bana dikerek. Gözlerimi büyüttüm. Biraz daha yakınlaştım Isaac'e.
''Kim? Kimmiş?'' dedim kısık sesle.
''Bilmiyoruz tabii ki. Hep beraber öğreneceğiz. Herkes toplandı. Bir tek seni bekliyoruz.'' dedi. Dudaklarımı düz bir hale getirdim ve anneme döndüm.
''Anne. Biz bir yere gidiyoruz. Gelirim ben sen beni merak etme.'' dedim gülümseyerek. Annem bana baktı ve sırıtarak göz kırptı. Gözlerimi devirdim. Isaac'e döndüm.
''Hadi gidelim.'' dedim. Yürümeye başladık. Tam yola çıktığımızda önümüzde bir araba durdu.
''Yürüyerek gelmeyi düşünmüyorsunuz değil mi?'' dedi Stiles kafasını arabadan çıkartarak. Sağol çok yardımcı oldun. Biz sürünerek gelmeyi düşünüyorduk ama napalım artık.
***
''Eve girmeyi planlıyor.'' dedim fısıltıyla. Kadın Derek'in evinin önünde durdu. Hızla içeri girdi. Etrafımızın sarılı olduğuna yemin bile edebilirim. Ama çaktırmamaya çalışıyorlar. Bende o göz var mı? Saklandığımız ağacın arkasından çıktık. Herkes içerideydi fakat biz sonradan geldiğimiz için yine dışarıda kaldık. Yavaş adımlarla kapıya ilerledik.
''Bakın. İçeride birşeyler olabilir. Ben savunma dersleri aldım ve kendimi savunabilirim. Isaac'i zaten işin içine almıyorum fakat Stiles. Lütfen dikkatli ol.'' dedim Stiles'a bakarak. Gülümseyince benimde yüzümde bir gülümseme oluştu. Derin bir nefes aldım ve içeri girdik. İçeri girdiğimizde bir anlık şok geçirdim diyebilirim. Derek şaşkın gözlerle kadına bakıyordu. Kadını tanıdığı besbelliydi.
''Paige?'' dedi şaşkınlıkla yeniden Derek. Kim bu kadın?
''Derek. Seni görmeyeli uzun zaman oldu değil mi? Beni özlemediğin yüzünden okunuyor. Ama ben seni çok özledim.'' dedi kadın sinir bozucu bir gülümsemeyle.
''Paige neler oluyor?'' dedi Derek. Paige Derek'in tam dibine girdi. Gözlerini gözlerine sabitledi.
''Neler mi oluyor? Bir şey oluyor Derek! Beni orada bırakıp gittin. Beni kurtarabilirdin. Ama gittin. Arkana bile bakmadan. Annen bu işin içindeydi. Beni senden uzaklaştırıp bu hale gelmeni istiyordu. Sığınacak bir yer arayacağını biliyordu. Deucalion anneni bir şekilde kandırmış. En başından beri seni istiyordu aptal. Senin bir şekilde Alfa olacağını biliyordu.'' dedi Paige bağırarak. Derek gözlerini ondan ayırmayarak duruyordu.
''Sen ölmüştün.'' dedi Derek buruk bir sesle. Paige somurtuk bir suratla ona bakmaya devam ediyordu.
''Evet öldüm ve bu yüzden buradayım.'' dedi sinir bozucu bir sesle.
''Bana önceden neden söylemedin?'' dedi Derek. Paige gülümsedi ve iki adım geriye gitti.
''Dostlarımla da tanıştırmak istedim seni.'' der demez camlardan içeri bir sürü dolusu kurt girdi. Gözlerim açıldı. İlk Isaac'e sonra Stiles'a baktım. Isaac çoktan yanlarına gitmişti. Bizim arkadaşlar Derek'in yanına gitti. Diğerleri de Paige'nin arkasında toplanmıştı. Matt tam Paige'nin yanında duruyordu. Pislikler! Adiler! Tam içimden böyle sayarken birbirlerine dalaşmaya başladıklarını gördüm. Stiles'in kolundan tuttuğum gibi ilerlemeye başladım. Bir kurt peşimize takılmıştı. Hızla koşuyorduk. Tam dibimize gelmişken ona bir tekme savurdum. Pek bir işe yaramadı. Yeniden koşmaya başladık.
''Stiles ayrılıyoruz!'' diye bağırdım. O sağ tarafa ben de sol tarafa gittim. Hızla koşarken burasının yolun sonu olduğunu fark ettim. Ve kurtta benim arkamdan gelmişti. Duvara bön bön baktıktan sonra arkama döndüm. Kurt yavaş adımlarla üzerime geliyordu. Şimdi öldüm işte. Beni kurtaracak bir Isaac bile yok. Geriye adımlar atmaya başladım. Sırtım duvara yaslandığında gözlerimi kapadım ve hamlesini bekledim. Biraz geçtikten sonra hiçbir şey yapmamıştı. Gözlerimi ürkeklikle açtım. Tam karşımda Chris vardı. O kurt Chris'miş. Yavaş adımlarla üzerime gelmeye başladı.
''Bana yaklaşma.'' dedim düz bir sesle. Olduğu yerde durdu.
''Hep seni kendime aşık etmeye çalıştım. Hep çalıştım. Ama olmadı işte. Olmadı. Sen hala o Isaac'i seviyorsun. Artık beklemeyeceğim. Ben gidiyorum Sophie. Mutlu bir hayat sür.'' dedi ve arkasını dönerek hızlı adımlarla uzaklaştı.
***
''Neler oldu anlatacak mısın?'' dedi sinirli bir sesle Stiles. Başımı olumsuz anlamında salladım. Derin bir nefes aldı ve yeniden etrafında dönmeye başladı.
''Söylemessen nasıl yardımcı olabilirim?'' dedi sesini yükselterek.
''Bana yardımcı olmanı istemiyorum. Sadece beni yalnız bırakmanı istiyorum.'' dedim boğuk bir sesle. Başını salladı ve uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen Wolf (Brand New Friend)
Fanfic''Beni dikkate alıyor musun? Tanrım almıyorsun! Hadi ama kim bilir kaç günden beri tanışıyorsunuz ve ... ve ... '' daha fazla konuşamamıştım. Çünkü tam da karşımda tişörtünü çıkarmıştı. Kısacası yarı çıplaktı. Sesli bir şekilde yutkundum ve gözlerim...