Okurken Teen Wolf Season 3 Episode 11 soundtrack yazıp ilk şarkıyı dinlerseniz daha iyi olur :d İyi okumalar!
''Bugün okula gitmek istemiyorum dedim. Anne lütfen ısrar etme.'' dedim yorganı kafama daha çok çekerek. Bir yanından annem,diğer yanımdan ben yorganı çekiştiriyorduk. Ama annem yine yapacağını yaptı ve elimden yeniden çekti.
''Yok öyle kaytarma.Bugün okula gideceksin.'' dedi yorganı sandalyenin üzerine bırakırken. Yerimde doğruldum ve anneme baktım.
''O kimdi?'' dedim keskin bakışlarımla anneme bakarak. Yerinde duraksadı ve bana baktı. Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi ve işine koyuldu.
''Neyden bahsettiğini bilmiyorum tatlım.'' dedi. Hızla yerimden kalktım ve yanına gittim.
''O çocuk neden beni önemsiyor ve evimize kadar geldi?'' dedim burnumdan soluyarak. Yerinde doğruldu ve yüzümü elleri arasına aldı.
''Bunu şimdi bilmesen,daha iyi. Ama ileride öğreneceksin. Güven bana.'' dedi ve alnımdan öperek hızla dışarı çıktı. Burada acayip bir şeyler dönüyor ve benim en ufak bir fikrim bile yok. Herkesin bildiği ama benim bilmediğim şey NE!
***
Koridorda çantama daha çok asılmış bir şekilde ilerliyordum. Ne mi oldu? Sabah okula gelirken okul otobüsünü kaçırdım ve bütün yolu yürüdüm! Yanıma hiç para almadığımı da görünce yeniden ve yeniden lanetler savurdum. Okuluma tıpış tıpış geldim. Bahçeden içeri girer girmez duyduğum zil sesiyle de gözlerimi pörtletip sınıfa koşmam bir olmuştu. Tam da gıcık olduğum hocanın dersi olduğu için bir güzel azar da yedim. Şimdi dersten çıkmış dolabıma gidiyordum. Ne kadar da rahatım anlatamam (!)
Dolabıma vardığımda yorgunlukla kitaplarımı çıkardım. O sırada yanımda bir kıpırdama hissettim. Kapağı kapattım ve ne olduğuna baktım. Bana şaşkın gözlerle bakıyordu. Ve gerçekten tatlıydı! Diğer insanlar gibi çok çekici,ya da kasları olan birisi değildi. Sadece ... tatlıydı. Yüzünde gülümseme oluştu ve bana hızla sarıldı.
''Geleceğini biliyordum. Her zaman biliyordum. Onları kurtarıcaz. Biliyordum.'' dedi bana sıkı sıkı sarılarak. Neler döndüğünü bir tek ben bilmiyordum burada. Sadece ben. Benim dışında herkes herşeyi biliyor bir tek ben bilmiyorum. Neden? Gözümden bir damla yaş düştü. O sırada çocuk benden ayrıldı ve yüzümü elleri arasına aldı.
''Neden ağlıyorsun Sophie?'' dedi gözlerimin içine bakarak. Ağlamam daha da şiddetlendi.
''Ben kim olduğumu bilmiyorum. Neden herkes bana Sophie diyor? Neden?'' dedim derin nefes alırken.
''Çünkü sen Sophie'sin. Bizim Sophie'miz. Bizi kurtaracak kız.'' dedi. Başımı sağa sola salladım.
''Ben Clara'yım. Sophie değil.'' dedim gözlerim kan çanağına dönerken. Alnını alnıma yasladı ve gözlerini kapattı.
''Sen her zaman bizim Sophie'miz olacaksın Sophie.'' dedi ve yavaşça kayboldu. Ne olduğunu anlamadım. O bir halüsinasyon muydu? O çocuk aslında hiç olmamış mıydı? Kitaplarımı dolabıma tıkadım ve hızlı adımlarla bahçeye gittim. Oradaki banka oturdum. Bu bank benim içime bir huzur veriyordu. Nedenini bilmiyorum fakat sanki burada önemli bir şey olmuş gibi hissediyordum. O sırada yanıma biri oturdu. Başımı döndürüp kim olduğuna baktım. Turuncu saçları olan bakımlı bir kız.
''Sophie. Bugün alışverişe çıkmaya ne dersin?'' dedi yüzündeki gülümsemeyle. Yüzümdeki gülümsemeyle ona bakmaya devam ettim.
''Sophie değilim ben. Ben Clara.'' dedim gülümsememi yüzümden silmeyerek. Ama bu sefer onun yüzündeki gülümseme silindi.
''O yaptı değil mi?'' dedi ve kız yeniden buharlaşarak kayboldu. Yeniden mi halüsinasyon? Neden ben Tanrım?! Hızla yerimden kalktım ve bahçede yürümeye başladım. Bugün neden kimse bahçede değildi? Tam o sırada arkamdan birisi koşarak koluma çarptı. Kolumu tutarken çocuk bana döndü.
''Sophie? Aman Tanrım dönmüşsün.'' dedi yüzündeki kocaman gülümsemeyle. Derin nefesler alarak ona sinirle baktım.
''Ben Sophie değilim! Ben Clara'yım!'' dedim sinirle. Yüzündeki gülümseme söndü.
''Neyden bahsediyorsun? Şaka mı yapıyorsun?'' dedi gülerek.
''Hayır! Ben Clara'yım! Senin kim olduğunu bile bilmiyorum! '' dedim bağırarak. Çocuğun yüzünde bir hayal kırıklığı yaşandı.
''Annelerimiz. Aynı hastanede çalışıyordu. İlk tanıştığın kişi bendim. Beni unuttun mu?'' dedi ve toz olarak yeniden gitti. Artık alışmıştım. Halüsinasyon olduğunu biliyordum. Yüzümdeki buruk gülümsemeyle park yerine ilerledim. Orada bir araba bana neredeyse çarpıyordu. Hızla geri çekildim. İçerideki kız hızla dışarı çıktı.
''Çok özür dile... Sophie? Sen...dönmüşsün.'' dedi ve hızla bana sarıldı. Ona sarılmadım. Benden yavaşça ayrıldı.
''Ne oldu Sophie? Bana kırıldın mı?'' dedi üzgün bir şekilde. Yüzümdeki buruk gülümsemeyi bozmadım.
''Hiç tanımadığım biriyi nasıl üzebilirim?'' dedim baygın gözlerle. Şaşkın gözlerle bana baktı.
''Nasıl? Sophie ben Alison. Beni nasıl hatırlamazsın?'' dedi üzgün bir şekilde. Başımı iki yana salladım.
''Üzgünüm. Ben Clara olarak tanımıyorum.'' dedim. O sırada da toz olup gitti. Başımı öne eğdim ve ilerlemeye devam ettim. Önümde birisinin durduğunu farkettim. Başımı kaldırıp kim olduğuna baktım. Bir erkekti. Yüzündeki üzgün ifadeyle şunları söyledi;
''Ben halüsinasyonlarından biri değilim. Ben gerçeğim ve sana yardım edebilecek tek kişi benim. Tek kişi.''
Yeni bir bölüm! Herşey ortaya çıkacaaahhh!! :D Bu bölümden birkaç şey kafanızda canlandı gibime geliyor :D Neyse iyi okumalar! :D <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen Wolf (Brand New Friend)
Fanfiction''Beni dikkate alıyor musun? Tanrım almıyorsun! Hadi ama kim bilir kaç günden beri tanışıyorsunuz ve ... ve ... '' daha fazla konuşamamıştım. Çünkü tam da karşımda tişörtünü çıkarmıştı. Kısacası yarı çıplaktı. Sesli bir şekilde yutkundum ve gözlerim...