Bölüm 14

4.7K 249 17
                                    

ARKADAŞLAR MERHABAA :D HİKAYEMİ TAKİP ETTİĞİNİZ İÇİN YENİDEN ÇOK TEŞEKKÜRLER ARTIK UZUN YAZIYORUM NEDEN BİLMİYORUM AMA BÖYLE YAZARKEN GİDİYOR UZUN OLUYOR :D NEYSE BÖLÜMLERİ BEĞENMEYİ UNUTMAYIN VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN! SİZİ SEVİYORUM!!1!!!!11!!1! <3 

O'ydu. Bize saldıran çocuk.

''Anne sen git eve benim ufak bir işim var.'' dedim anneme bakarak.

''Ne işiymiş o?'' dedi annem hesap sorarak.Acilen bir yalan uydurmalıyım.

''Şey şu kaşımdaki pamuk acıtıyor yaramı da. Doktora göstereyim belki başka bir şey koyar.'' dedim. Orta dereceli bir yalandı fakat annem inanmıştı.

'' Peki ama doktordan çıkar çıkmaz eve gel.'' dedi. Başımı olumlu şekilde salladım. Normal adımlarla hastaneden çıktı. Ben de hızla onu rahat görebileceğim bir yere geçtim. Endişeli gözüküyordu. Ne oldu acaba? Telefonumu çıkarttım. Ya Scott'ı ya da Isa... tek seçeneğim Scott. Scott'ı rehberden buldum ve ara tuşuna bastım.

'Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.' kadını boğmak istedim o an. Ne işler çeviriyorsun yine? Kimi arayacağım ben şimdi? Mecburen Isaac'i aradım. Bir kaç çalıştan sonra açtı.

''Sophie?'' dedi. İlk defa onu arıyorum tabii ki şaşırcak.

''Acil bir durum var.'' dedim fısıltıyla.

''Ne oldu?'' dedi endişeyle.

''Şu anda tam karşımda bize okulda saldıran aptal var.'' dedim.

''Neredesin sen?'' dedi.

''Hastanede.'' dedim bıkkınlıkla.

''Hastanede ne yapıyorsun ki sen?'' dedi. Daha ne olduğundan bile haberi yok. Aptal! Onun pisliğini temizleyelim o sallamasın bile. Ne güzel (!)

''Gelince görürsün.'' dedim ve telefonu yüzüne kapattım. Hastanenin neresi olacağını tahmin edebiliyordur umarım. O kadar aptal olamaz değil mi? 5 dakika olmuştu ve hala gelmemişti.

''Nerede kaldı bu aptal?'' dedim fısıldayarak.

''Buradayım.'' dedi. Yerimden zıpladım ve arkamı döndüm. Sandalyede yan durduğum için görmemişim.

''Ne zamandan beri buradasın sen?'' dedim kaşlarımı çatarak.

''3 dakikadır.'' dedi.

''Niye bana söylemedin? Zaman kaybı başa beladır. Bilmiyor musun?'' dedim ve köşedeki duvarın oraya sindim. Buradan daha iyi gözüküyordu. O da yanıma geldi.

'' Hiç bilmiyordum. '' dedi. Gözlerimi devirdim.

''Bu arada tebrikler.'' dedim gözümü çocuktan ayırmadan.

''Neyi tebrik ediyorsun?'' dedi.

''Sen ve Allison. Sanırım berabersiniz.'' dedim umursamaz gibi davranarak. Aslında o kadar çok umursuyorum ki.Sırıtmaya başladı. Gözümü ona diktim.

''Neden gülüyorsun?'' dedim kaşlarımı çatarak.

''Senin bu kıskançlıklarınla ne yapacağım ben?'' dedi sırıtarak. Gözlerimi büyüttüm.

''Kim kıskanıyor? İnsan gibi tebrik ediyorsun sen ne çıkartıyorsun?'' dedim. (Yalan söyledi.) Tam o sırada çocuk hızla ayaklandı ve onun yanına gelmekte olan doktora gitti. Bir şey konuştular. Çocuk rahatlanmıştı ve gülümsemeye başladı. Sonra doktor yanından ayrıldı. Bize doğru geldiğini gördüğümde gülümsedim. Üzerimi temizledim ve doktorun tam karşısına dikildim.

''Şey doktor bey arkadaşım bize anlatmıyor da kim yaralandı? Durumu nasıl?'' dedim yaratıcı olmaya çalışarak.

''Arkadaşınızın kız arkadaşı sanırım yaralanan. Karnına bir yara almış. Bir hayvan saldırısı olduğunu düşünüyoruz.'' dedi doktor.

''Teşekkürler.'' dedim gülümseyerek. O da gülümsedi ve hızlı adımlarla yanımızdan ayrıldı.

''Hadi gidiyoruz.'' dedim. Yürümeye başladım o da arkamdan geliyordu. Hızla dışarı çıktım.

''Akşam kim olduğunu öğreniriz. Sabah olmaz.'' dedim. Başını salladı. Yeniden ilerlemeye başlayacaktım ki beni kolumdan tutup çevirdi.

''Gerçekten benim Allison ile çıktığıma mı inanıyorsun?'' dedi.

''Neye inanacağımı bilmiyorum Isaac. Bir şeye, birisine inanmaya o kadar çok ihtiyacım var ki. '' dedim. Tam dibime geldi. Ellerini çeneme koydu. Dudakları bir saniyeliğine dudaklarımı öpüp çekildi.

''Buna inanıyor musun peki?'' dedi.

''En çok buna inanmak istiyorum.'' dedim. Sonra geri çekildim. Hızla evime doğru gitmeye başladım.

***

Tanrım onu seviyorum! Annemi gerçekten seviyorum! Sonsuza kadar da seveceğim! Eve geldiğimde anneme bir şey olmadığını söyledikten sonra odama çıkmıştım ve odama girer girmez masamdaki çikolatayı görmem bir olmuştu. Annem bana çikolata almış! Şu anki halim ise çikolatanın son parçasını da ağzıma atp ağlamak istemek.Tanrım çikolata dünyanın en güzel şeyi!

***

Kapı şiddetle çalmaya başladı.

''Tamam tamam açıyorum!'' diye bağırdım ve kapıyı açtım.Kapıdaki kişiyi görünce gözlerim kısıldı ve kaşlarım çatıldı.

Teen Wolf (Brand New Friend)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin