Merhaba arkadaşlar. Şimdi çoğunuz diyorsunuzdur ki, ülkede olaylar var, bu kız hâla yeni
**************************************************************************************************
Kapının önünden kalkıp ellerimin tersiyle gözyaşlarımı sildim. Emre gitmişti. Ama nereye? Neden? Kalbimdeki dev boşluk hissi geçmiyordu. Geçmemekle kalmayıp, beni çıldırtıyordu. Ellerimi yüzüme götürdüm ve yüzümü ovuşturdum. ellerim yüzümdeyken hafifçe öne doğru eğilip tiz olmayan bir çığlık attım.
-Ooooff!
O anda anahtarla, kapı açıldı ve kızarık burnunu çekerek başını kaldırdı ve kan çanağına dönmüş olan gözleriyle bana baktı kırgın kırgın. Anlaşılan beni yeni fark etmişti.
-Ebrar? Sen uyumuyor muydun?
Derin bir iç çektim. Ben sormadan bir açıklama yapacak gibi görünmüyordu. Bu bencillikti. Beni ne kadar korkuttuğunun, ne kadar üzdüğünün farkında değildi belli ki...
-Bir şey sorulması gerekiyorsa bunu senin değil, benim sormam gerekiyor. sence de öyle değil mi?
-Ben yatıyorum. İyi geceler Ebrar.
Emre tam odasına doğru gidecekken kolundan yakaladım onu.
-Konuşacağız. Senin bir şeyin var, ve bana anlatacaksın.
-Neden?
-Çünkü... Çünkü merak ediyorum. Seni ne kadar merak ettiğimden haberin var mı Emre? Konuşacağız dedim sana.
-Tamam. Konuşalım. Ne konuşacağız? Ne soracaksın?
-Seni. Seni soracağım Emre. Neyin var? Neden ağladın? Neden gittin? Nereye gittin?
-Önce, biraz sokakta dolaştım. Sessiz ve karanlıktı, benim gibi. Birazcık sokakta dolaştım. Neden gittim, çünkü gerçekten biraz içimi boşaltmaya ihtiyacım vardı. Ve, diğer soruları da sorma lütfen. neden ağladığımı ve neyim olduğunu boşver. Beni düşünmeyi bırak ve gidip uyu. Tamam?
-Hayır. Tamam felan değil. konuşacağız!
Deyip onu da aşağıya çekerek yere oturdum onunla beraber. Ve bu kez yumuşak bir sesle sorumu tekrarladım.
-Neyin var Emre?
-Anlatamam. Geçmişimi sana anlatamam.
-Tek sorun geçmişin mi?
-Değil. Bir sorun daha var. Gitgide büyüyen bir sorun..
-Anlat öyleyse. Geçmişine çözüm bulamayız belki ama, gitgide büyüyen sorununa çözüm bulabiliriz.
-Bir kız var. Onu seviyorum. Hatta o benim ilk aşkım. Küçüklüğümden beri onu seviyorum ben. Bıkmadan. Usanmadan. Ama o beni sevmiyor. Bundan eminim. Bu yüzden onu sevmek istemiyorum. Ne yapmalıyım?
Kalbime bir sancı girmişti. Demek başkasını seviyordu...
-Nasıl emin olabiliyorsun? Ona sordun mu?
-Sormadım. Sormalı mıyım? Ya onu kaybedersem?
-Sormalısın. Denemeye değer.
-Tamam. Soruyorum.
-Peki öyleyse ben yatayım.
Ayağa kalkıp arkamı döndüğüm anda gözlerim dolmaya başlamıştı bile. Kolumdan tutup beni durdurdu, ama kendine çevirmedi. Ona arkam dönükken konuşmaya başladı, sesi titreyerek.
-Seni seviyorum Ebrar. Sen de beni sever misin?
Donup kalmıştım. Keşke o an zaman da dursaydı. İlk kez o an iki saniyeliğine de olsa bütün kötü şeyler aklımdan uçup gitmişti. İlk kez o an gerçekten mutluydum. İlk kez o an, yaşıyordum.
-Emre... Sen benim ilk aşkımsın. Seni seviyorum.
****
Uzaktan seviyorum seni. Kokunu alamadan,
Boynuna sarılamadan,
Sesini duyamadan,
Sadece seviyorum.-Cemal SÜREYA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEDEN BEN?
Teen FictionBir yardım elinin bana uzanmasını, bir sihirli değneğin bana dokunmasını, bir iyilik perisinin yanıma gelmesini, her ne olursa olsun bir şeyin beni bu karanlıktan çekip çıkarmasını istiyorum. Ama ne yazık ki bir filmde değiliz. Kızın en ihtiyaç duyd...