İnsanoğlunun en yaygın özelliklerinden biridir, kaybedince değerini anlamak. Oyuncağımızla oynamaz, onu bir kenara atarız. Ardından başkası onu alınca özler, üzülürüz. Bize değer veren kişilerin kıymetini bilmeyip, o bizden gidince anlarız değerini mesela. Ama en kötüsü de, biz onun değerini biliyorsak, onsuz yapamayacağınızın farkındaysak, yanımızdayken bile onu özlüyorsak, ve o yine bunun farkında olduğu halde gidiyor, biz engel olamıyorsak...
Hepimizin kırılma noktası vardır. Bu noktaya zor ulaşır, ulaşınca da ayrılamayız. Bu öyle bir noktadır ki, her şeyi bitirir. Kendimizden çok sevdiğimiz kişiden bile uzaklaştırır bizi. Bazen öyle kırıldığımız anlar olur ki, belli birisine değil, herkese kırılırız. Herkese, her şeye, her olaya, her güne kırılırız. O an en çok da kendimize kırılırız. Bizi üzen şeylere engel olamadığımız için, ve hala üzenlere şans verdiğimiz için. O şansı vermememiz gerektiğini biliriz, ama kıyamayız. Bize kıyanlara, kıyamayız. Beni hayatta ilk kıran insan, babam. Güvenimi kıran ilk adam, babam. Beni ağlatan ilk adam, babam. Ve bunca olaya rağmen ondan nefret edemediğim için kendimden nefret etmemi sağlayan adam da babam. Çok güzel sözler söylerdi bana, hatırlıyorum. Keşke bakışlarına da yerleştirseydi o sözcükleri. Belki bir gülücük, belki bir sarılma yeterli olurdu o zamanlar. Çok uzak değil, Metehan'ın hastanede yattığı güne kadar onu affetmek için bahane aradığımı şimdilerde anlıyordum. Onu özlediğimi, ona olan kırgınlığımın içimde gün geçtikçe büyüyüp de beni parçaladığını şimdilerde anlıyordum. Ve o bunların farkında değil, benden uzaktaydı. Belki de hayallerimde yaşatmalıydım onu. Evet, gerçek bir babaydı o. Annemi öldürmeye teşebbüs etmemiş, aldatmamış, bize üvey anne getirmemiş, benim taciz edilmeme göz yummamış, en değer verdiğim insanlardan birini bıçaklamamış, hayatımı griye çevirmemişti. Benim babam yıllar önce ölmüştü, ve ben onu hatıralarımda yaşatacaktım. Ben onu seviyordum. Onun mezarı benim zihnimdi. Her an benimleydi, beni seviyor, önemsiyordu. Ve bize bu kötülükleri yapan adamı da tanımıyordum. Beni kıran ilk adamı artık hatırlamıyordum. Seni seviyorum babam, sevdiğim ilk insan..
****
-'Asya'da saçları kesmek, geçmişi unutmak ve yeniden başlamak demektir.' mükemmel, değil mi?
Metehan'ın telefonundan okuduğu haber makalesi çok dikkatimi çekmişti. Benim de geçmişi unutmaya, yeniden başlamaya ihtiyacım vardı. Yeni bir sayfa değil, yeni bir defter lazımdı bana. En başından başlayacaktım.
Ayağa kalktım, ve ellerimi birbirine vurup birleştirdim.
-Saçlarımı keseceğim!
-Sahiden mi?
Banyoya koştum, ve çekmeceden makası alıp aynanın karşısına geçtim. Metehan da peşimden gelmişti. Saçlarımı kesmeye başlamıştım. Bir yandan gülümsüyor, bir yandan da o gülücüğü yüzümde tutmaya çalışıyordum. Her tutamı kesişimde daha da hafifliyordum. Akan gözyaşlarım bana huzur veriyordu artık. Saçlarım omzumdaydı ve ben, yeni bir defter açmıştım. Ben en başından başlamıştım hayata. O gün benim miladımdı.
Metehan elimdeki makası aldı, ve beni kenara itti.
-Çekil bakalım. Sen kesiyorsan ben de keseceğim. Ben de yeniden başlıyorum hayata.
Sözlerini tamamlar tamamlamaz saçlarını çok kısa olmamak suretiyle kesmeye başladı. Gülümseyerek onu izliyordum. Saçlarını çok önemsediği için öyle dikkatli davranıyordu ki, bu dikkati beni güldürüyordu. Gözlerini kısmış, kaşlarını çatmıştı. Saçlarını kesmeyi bitirdiğinde bana döndü ve ellerini iki yana açıp, 'ta-daa' dedi.
-Mükemmel oldu!
-Seninki de idare eder işte.
Ben suratımı asınca eliyle saçlarımı karıştırıp yerdeki saç tutamlarını toplamaya koyuldu, ve ben de ona yardım etmeye..
Artık geçmişin yükleri değil, saçlarım omuzlarımdaydı. Geçmişteki üzüntüler, yerdeki saçlarımızda kalmıştı artık. Geçmiş, geçmişti...
****
Her şeye yeniden başlamalıyım...
Bu sabah her zamankinden değişik olmalıyım.
Farklı kalkmalıyım yataktan,
Ve aynaya baktığımda sımsıcak bir yüz görmeliyim.
Pencereyi açmalıyım gün doğmadan.
Sonra güneşin evimize teşrif etmesini beklemeliyim.
Bu gün çok mutlu olmalıyım...
Annemin o pamuk yanaklarından öpmeliyim.
Ve babamın o yemyeşil gözlerine bakınca içim huzur dolmalı.
Dışarı çıkıp gördüğüm ilk çocuğun başını okşamalıyım.
Sonra bir papatya görmeliyim, yol kenarında.
Kulağına eğilip çok güzel olduğunu fısıldamalıyım.
Ardından kendimi ödüllendirmeliyim
Tüm bunları yaptığım için.
Gidip bir kitap almalıyım
Okumalıyım; delicesine okumalı
Ama arkadaşlarımı da unutmamalıyım
En sevdiklerime gönül dolusu sevgiler sunmalıyım,
Ardı arkası kesilmeyen
Bugün bambaşka olmalıyım, bambaşka...
Elemleri bir kenara atmalıyım.
Çirkinliklerin içinden güzellikleri ayıklamalıyım
Bugün kendimle barışık olmalıyım
Geleceğe umutla bakmalıyım ve hep gülümsemeliyim hayata
Bugün yeni bir gün olmalı.
Yeniliğimin ilk günü!
Ve ben, her şeye yeniden başlamalıyım...
(mutluluk için)- Şair Sonbahar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEDEN BEN?
Ficção AdolescenteBir yardım elinin bana uzanmasını, bir sihirli değneğin bana dokunmasını, bir iyilik perisinin yanıma gelmesini, her ne olursa olsun bir şeyin beni bu karanlıktan çekip çıkarmasını istiyorum. Ama ne yazık ki bir filmde değiliz. Kızın en ihtiyaç duyd...