"Derin nereye gideceksin akşam akşam?"
Rabia'nın sabır dilenir gibi çıkan sesine karşılık üzerimi giymeye devam ettim. Bu gece Rüzgar'ı bulup onunla konuşacaktım. Gerekirse özür dileyecek beni affetmesini istiyecektim."Derin dursana!"
"Beni durdurmaya çalışma. Rüzgar'la bu akşam konuşacağım."
"Tamam konuşursun. Ama şimdi değil. Biraz sakinleşsin. Sana bir zarar vermesinden korkuyorum."
"Ben korkmuyorum!"
Rabia sabır dilenir gibi hareketler yapıp beni yatağa sürükledi ve oturttu.
"Toprak'ı arayalım. Soralım Rüzgar evde mi değil mi diye. Ne dersin?"
Başımı olumlu anlamda salladım.
Rabia telefonunu çıkarıp Toprak'ı aradı ve hoparlörü açtı.
"Efendim." dedi Toprak telefonu açıp.
"Müsait misin?" diye sordu Rabia. Yanakları al al olmuştu. Ne oluyordu bu kıza?
"Sen ararsında da müsait olmaz mıyım?" dedi Toprak gülerek.
Rabia kızarıp bozarırken ona tip tip bakışlar atıp telefonu elinden aldım.
"Rüzgar evde mi Toprak?" diye sordum.
"Derin?"
"Evet benim. Rüzgar nerde?"
"Berabersiniz sanıyordum. Seninle değil mi?"
"Benimle olsa sana sorar mıyım Toprak?"
Endişe kat sayım giderek artıyordu. Nerdeydi bu adam? İyi mi değil mi bilmek istiyordum. "Akşam bizi dağ evinden kaçırdılar. Rüzgar bacağından vuruldu. Şimdi de nerde olduğunu bilmiyorum.""Vuruldu mu?" diye bir mırıltı döküldü dudaklarından. Hızla kendine gelip "Sen nerdesin? Gelip alıyım seni." dedi.
"Alamazsın. Ben bir süre babamın evinde kalacağım." dedim. Bunu Toprak'a söylemek ne kadar doğru bilmiyordum ama söyleyivermiştim işte. Belki Rüzgar'ın kulağına gider ve gelip beni buradan alır diye düşündüm.
"Babanın evinde misin? Nasıl gidersin oraya Derin! Hemen buraya gel. Rüzgar duyarsa..."
Toprak'ın konuşmasının ortasında birden telefon kapandı. Sanki biri telefonu Toprak'ın kulağından çekip kapatmış gibi hissetmiştim. Acaba bu kişi Rüzgar olabilir miydi?
"Rüzgar evde," dedim kafamı sallayarak. "Evde."
Rabia'nın beni durdurmasına izin vermeden hızla koşup odadan çıktım. Peşimden bağırsa da durmamış çoktan çıkış kapısına yönelmiştim. Bu gece her ne olacaksa olacaktı. Rüzgar'la konuşup ona ne kadar üzgün olduğumu anlatmaya çalışacaktım. Ben anlatmaya çalışacaktım tabi ama bakalım Rüzgar beni anlamaya çalışacak mıydı?
Babamın evinin olduğu sokağı ana yola bağlayan yöne doğru hızla ilerliyordum. Gözlerim dolu doluydu. Havanın soğuğu göz yaşlarımı sanki dondurmuş dışarı çıkartmıyordu. İçimdeki mutsuzluk kalbime basınç yaparken elimi göğsüme koyarak koşmaya devam ettim. Bu gece hiçbir şey benim Rüzgar'a gitmeme engel olamayacaktı.
Ana yola indiğimde binmek için taksi bakındım ama gecenin bir vakti taksiler neden boş boş gezsin ki? Birkaç arabaya otostop çeksem de duran olmamıştı. En sonunda uzaklardan bana doğru gelen bir motorun önüne attım kendimi. Artık biri durmalıydı!
Motorcu zorda olsa firene basıp durmayı başardı. Kalbimin ritimleri kulaklarımı tıkarken hızla motorunun arkasına atladım. Adamın motordan inmesine kaskını çıkarmasına bile fırsat vermemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİS
RomanceŞiirin naiflik kattığı bir hikaye Abis. ♡ "Sevgiden kaçmak, sevmekten korkmak, ölümlü insanların yapması gereken son şey bile değildi. Sayılı günlerde misafir oldukları bu dünyada sevgiden kaçmak ve sevmekten korkmak kadar gülünç bir şey olabilir mi...