Rüzgar'dan;
Evin önüne geldiğimde her zamankinin aksine sanki önüme aniden biri çıkmış gibi sertçe bastım firene. Teker sesi mahallede yankılanırken hızla arabadan indim. O kadar hızlıydım ki tekerin sesinin yankısı bitmeden çoktan kapının önüne gelmiş ve kapıyı yumruklamaya başlamıştım.
Çok geçmeden hizmetli açtı kapıyı."Amcam odasında mı?"
"Evet efendim."
Ona hiçbir şey söylemeden hızla amcamın odasına yöneldim. Konuşacaklarımız vardı. Daha doğrusu bana açıklaması gereken çok şey vardı. Odanın önüne gelince her zaman yaptığım gibi kapıyı çalmadan girdim içeri. Amcam camdan dışarıyı seyrediyorken içeriye dalınca hızla bana döndü. Yaşlı yüzünde, yorgunluğun belirtileri diğer günlere kıyasla daha belirgindi. Gözlerindeki ifade öfkeden çok korku barındıran cinstendi. Derin bir nefes alıp bir süre sesini dizginlemeye çalışır gibi hareketler yaptı ve pek beceremese de sakin konuşmaya çalıştı.
"Nasıl yaparsın böyle bir şey?"
Asıl hesap sorması gereken benken amcamın bunu yapıyor olması beni sinirlendirmişti. Bende onun gibi derin bir nefes alıp sakin kalmaya çalıştım. Kendimi dizginlemeyi başarıp sakin ve alaycı yanımı sürdüm oyuna.
"Bakıyorum da haberler benden önce gelmiş."
"Dalga geçilecek zaman mı şimdi Rüzgar? Sen o adamı nasıl vurursun?"
Kaşlarımı çatıp saçları kırlaşmış adamın gözlerinin içine baktım. "Sen nerden biliyorsun?" diye sorduğumda hızlı adımlarla masanın üzerinde duran telefonunu alıp bana doğru gelmeye başladı. Burnundan soluyordu. Telefonu bana verince birinin beni videoya çekmiş olduğunu gördüm. Sokakta kamera yok diye düşünürken bu videoyu görmek beni bir anlığına gafil avlamıştı.
"Ben... Ben fark etmedim," diye gevelemeye başladım. Peşimdeki adamı yakaladım derken oyuna getirildiğimi anlamak kendime olan güvenime büyük bir darbe indirmişti.
"Aklın nerdeydi?"
Bu sorunun amacını anlamamıştım. Amcam bana telefonundan başka bir resim daha gösterip "Bu kızla olan planlarını iptal et. Bu iş olmaz!" dedi. Derin'le benim aynı karede olduğumuz resme bakıp "Bu plan için çok uğraştım. Asla!" dedim. Derin bana intikamım için lazımdı. Ona ihtiyacım vardı. Bunu görmüyor muydu?
"O savcıya bulaşmanı istemiyorum Rüzgar. Ben halledeceğim." Amcama doğru bir adım atıp karşısına dikildim. "Şu zamana kadar neyi hallettin amca! Nerde dedem? Nerde babam? Toprağın altında. Onları öldüren it nerde? Karısıyla kızıyla krallar gibi yaşıyor." Sanki mümkünmüş gibi biraz daha yaklaştım amcama. "Ben intikam istiyorum amca! Anladın mı beni? Babama ve dedeme bunu yapanlardan intikam istiyorum. Beni durdurabileceğini mi sanıyorsun? Ben o herifi öldüreceğim. Tıpkı bugün o herifin adamını öldürdüğüm gibi."
Odadan çıkmak için harekete geçtiğimde amcam ardımdan bağırdı. "Bugünkü adam savcının adamı değildi!" Durdum. Ona doğru dönüp bir şey diyecekse adam gibi lafı gevelemeden söylemesini bekledim. Ama gözlerindeki kararsızlık bir an onu vazgeçirebilecek kadar güçlü göründü gözüme. Amcam bu hissi yutkunarak benim bilmediğim bir yere yolladı. "Bizim tek düşmanımız Çağrı Bulut değil." dedi. Sesinin tonu kısılmış ve sakin bir tınıya bürünmüştü. Bunu beklemiyordum. Bize o heriften başka kimse zarar vermemişti. O anda duraksadım. Peki ya bizim zarar verdiklerimiz?
Amcam, bir süre söylediklerini sindirmem için bekledikten sonra devam etti konuşmasına. "Ondan daha ciddi düşmanlarımız var. Ve bugünkü adam, o herifin adamıydı." Sorular ağzımdan ardı ardına döküldü. "Kim bu herif? Ne saklıyorsun benden?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİS
RomanceŞiirin naiflik kattığı bir hikaye Abis. ♡ "Sevgiden kaçmak, sevmekten korkmak, ölümlü insanların yapması gereken son şey bile değildi. Sayılı günlerde misafir oldukları bu dünyada sevgiden kaçmak ve sevmekten korkmak kadar gülünç bir şey olabilir mi...