ABİS: Bölüm 32

286 33 42
                                    

Sabahın hafif gürültüsü kulaklarıma dolarken yavaşça araladım gözlerimi. Gün yeni doğuyor, dışardaki hayat tam hız ilerlemeye devam ediyordu. Kafamı yavaşça kaldırıp yanımda hâlâ uykusunun en derin yerlerinde olan koruyucu meleğime baktım bir süre. Ne kadar da güzel uyuyordu öyle. Sanki cannet yüzünde kendine yer bulmuş, baktıkça bana huzur veriyordu.

Bir süre, baktıkça ömrümün uzadığını hissettiğim adamın yüzünü seyrettim. Yüzünün her miliminde bir parça huzur, bir parça cennet vardı. Aşık olmak işte tamda böyle bir şeydi. Sevdiğin adamın yüzü, senin gözlerinin cenneti olabilecek kadar güzel bir şeydi.

Bakışlarımı ondan çekip yavaşça yanından sıyrıldım ve üzerini örttüm. Normalde Rüzgar'ın benim bu hareketimle uyanması gerekirdi ama tam tersine gözü bile kıpırdamamıştı. Onu uyandırmayıp yavaşça uyuduğumuz odadan çıkıp spor salonunun içerisinde anılarımı yad etme kararı alarak dolaşmaya başladım.

Bu salonun her bir köşesinde annemle harika anılarımız vardı. Burnumun direği sızlarken bakışlarımı salodaki voleybol filesinin demirine çevirdim. Elimi saçımın içindeki yıllar öncesinden kalma yara izine götürerek zihnimin takvimlerinde yolculuğa çıktım.

"Derin, kızım koşma!"

"Ama anne koşunca saçlarım uçuşuyor." dedi 7 yaşındaki halim ve elleriyle saçını savurdu. Ardından tekrar koşmaya başlarken nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde düşmüş ve başımı filenin direğine vurmuştum. Annem çabucak koşup yanıma geldiğinde elimle kanayan başıma tutup annemden özür dilemiştim. Annem beni kaptığı gibi hastaneye götürürken sadece ağlayıp annemden onu dinlemediğim için özür diliyordum.

Elim başımdaki yara izindeyken o günden kat ve kat daha büyük bir acı hissettim. Ama hissettiğim acı başındaki yarada değil, kalbimdeydi.

Derin bir nefes alıp koridora ilerledim ve o anda gözüme salonun tuvaletinde yapayalnız duran motorum çarpınca hızla koşup benzinini kontrol ettim. Beni biraz gezdirmeye yetecek olan motoru çıkışa doğru ilerletirken içimdeki çocuksu heyecanı bastıramıyordum. Dışarı çıkar çıkmaz motoruma atlayıp gazı körükledim.

"Özledim seni Aşgar'ım." diye mırıldandım 21. yüzyıl Aşgarına. Motor hızla hareket ederken ne üzerimdeki pijamalara ne de yüzümü yakan soğuğa aldırış ediyordum. Sadece ben, saçımı savuran bu soğuk rüzgar ve de altımdaki bu bebek vardı. İçimdeki bu heyecan sokağın başında gözleriyle beni takip eden Savaş'ı görünceye kadar sürse de bu kısacak heyecan bile beni mutlu etmeye yetmişti.

Yavaşça motoru durdurup inerken adımlarım kararsız ve korkaktı. Belki de durdurmamalıydım ama şuanda burda ne işi olduğuna dair bir açıklamaya ihtiyacım vardı. Başımı spor salonuna çevirip Rüzgar'ın uyanıp uyanmadığını -ki uyanır ve dışarı çıkarsa muhtemelen bu hiç iyi olmaz- kontrol ettim. Ardından adımlarımı kendi motoruna yaslanmış ve bana anlamlı bakışlarla bakan Savaş'a yönlendirdim.

"Ne işin var burda?" diye sorduğumda Savaş, önce bakışlarını vücudumda gezdirdi. Sonra da motora bakıp "Ne kadarda ortak noktamız var böyle." dedi.

Savaş'ın söylediğini duymazdan gelerek başka bir soru sordum.

"Bizi mi takip ediyorsun Savaş?"

Savaş, motoruna yaslanmış bedenini dikleştirerek bana doğru bir adım attı.

"Biraz öyle gözüktü galiba. Kusura bakma. Sadece bunu vermek istemiştim." dedi cebinden bir takı çıkararak. "Babamın ofisinde düşürmüşsün galiba?"

Takıya daha dikkatli baktığımda Savaş'ın elindeki bilekliğin gerçekten benim olduğunu görmüş ve eline temas etmemeye özen göstererek bilekliği alıp koluma takmaya koyulmuştum. Bilekliğin kancası takılmış olacak ki tek elimle bilekliği takmakta zorlanınca Savaş, " Dur yardım edeyim." diyerek bilekliğe atılınca bilekliği takmaya çalışan elimi çektim. Savaş, bilekliğimi koluma takarken aklımdan türlü türlü şeyler geçiyordu. Savaş ve Rüzgar'ın akıbeti hakkında birçok bilinmezlik vardı kafamda. Bütün bu bilinmezlikler beni her defasında aynı sonuca ulaştırırken bakışlarımı Savaş'a dikip "Geçen günkü konuşmalarımızı hatırlıyorsun dimi? Yani... Seninle benim arkadaş olamayacağımızı?"

ABİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin