|13|

632 30 7
                                    


🛒

'Bilmeden yapılan hata yanlışlıktır ,bilerek yapılan hata ise ihanet.'

'Bilmeden yapılan hata yanlışlıktır...' Eğer Mona'nın Calum'u sevdiğini bilmeseydim onunla ilişki yaşamam yanlışlık olurdu. Ama en yakın arkadaşımın sevgilisiyle ilişki yaşamam hainlikti ve bilinçli yapılmıştı. O benim başıma gelmiş en güzel hataydı. Ve ben de bilerek bu hatayı yapan haindim. Peki ya pişmanlık? Belki bu benim kötü biri olduğumu gösterirdi ama değilim.

"Şimdi, şunu oku. Ben de, sana anlatacağım şeyi tekrar edeyim." Elindeki defterde yazılanları dikkatimi vererek okudum. Arada bir taktığım, dinlendirici, kare kemik gözlüğümü burnumun üstünde biraz daha yukarı çıkardım.

"Ah, bakın burada kim varmış!" Duyduğum sesle, sulanan beynime rağmen, gözlerimi devirdim. "Seni burada beklemiyordum," Monalisa, Rachel'a sarıldığında gözlüğümü çıkardım ve ayağa kalktım. "Hoş geldin, Rae." Gülümsedi,en az şeytan kadar pis bir gülümsemeydi, Monalisa'dan ayrılıp bana sarıldı. "Hoşbulduk, canım."

Rachel; masum göründüğü gibi bir o kadar da iblis. Gülümsemesiyle, her erkeğin aletini harekete geçirebilir, her ezik kıza istediğini yaptırabilirdi. Okuldan uzaklaştırılmasına rağmen geri dönmüş gibi görünüyordu, bu hiç iyi bir şey değildi, eğer öyleyse gerçekten -kelimenin tam anlamıyla- sıçmıştım.

"Okula geri döndüm, ve duydum ki üniversiteli, çikolata çocukla çıkıyormuşsun." Omzundaki çantayı, masanın bir kenarına bırakıp bir sandalyeye oturdu.

Monalisa yamuk bir şekilde gülümsedi, "Calum Hood, benim erkeğim." Gözlerimi önümdeki notlara çevirdim. Son dört saattir çalışıyorduk ve sınava hazırdım. En azından öyle hissediyordum. "Ya sen September? Hala sap mısın? Ya da dur..." etrafını, çok gizli bir şey söyleyecekmiş gibi kolaçan edip eğildi. "Bakire?"

Mona, "Hayır, Rae. Sen çok geride kalmışsın! Onun da sevgilisi var." dedi ve bana bakıp göz kırptı. İnsanların benim hakkımda, ben yanında yokmuşum gibi konuşmasından nefret ediyordum.

"Bana kalırsa hala derslerine çalışıp bakireliğini kocasına saklıyormuş gibi," Memnuniyetsiz bir şekilde bana baktığında dayanamadım.

"Rahibe değilim ben, Rachel. Senin kadar hızlı da değilim. Ama ortasında bir yerlerdeyim işte." Rachella karşı karşıya gelirseniz adınız lekelenmiş demektir. Nazik davranmakta çalışıyordum, ya da ne denir... uyumlu. Bana kalırsa bir sürtükten farkı yoktu.

Üzgünüm Rachel.

"İnanasım gelmiyor, ben ve Mona üniversitelilerle takılıyoruz. Sen...", "Dur orada, Rae," Mona benim yerine konuşunca, defterimin kapağını kapattım ve çıkardığım notlarımı defterimin arasına sıkıştırdım.

"Noah adında biriyle çıkıyor. Lisede de değil. Hemen kızımın günahını alma. Rahibe değil o, buna izin vermem." Sıkıntıyla üfledim ve elimi yumruk yapıp çenemin altına koydum.

"İyi öyle olsun," Omuz silktiğinde defterlerimi sırt çantama koydum. Kahvemin son yudumunu içerken, gözüm kapıdan içeri giren Calum'a takıldı.

Beni görmeden kafamı çevirdiğimde, benden sonra bana baktığından, adımın September olduğu kadar emindim.

"Selam," Calum'un o tanıdık, kalın ve boğuk sesini duyduğumda Rachel'dan performans bekledim. Kendisini göstermezse mutlu olamıyordu.

"Selam, sen Calum olmalısın," Ayağa kalktı ve elini Calum'a uzattı. "Senden çok bahsettiler. "Calum, Rachel'ın elini sıktığında, Rachel boş durmayıp dudaklarını yaladı. "Ben Rachel,"

Supermarket //c.hHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin