|15|

529 35 6
                                    


🛒

Fotoğrafı görür görmez arka cebime sıkıştırdım. Ne yapabilirdim ki? Noah'a hesap mı soracaktım? Veya onunla arama mesafe mi koyacaktım, hatasını anlaması için?

Anlamsızdı...

Onunla sevgili değildik. Aranızda henüz resmî bir ilişki yoktu. Onu sadece sahipleniyordum. Mona ve Rachella takılmasını istemiyordum, evet. Ama ona aşık değildim. Onu seviyordum ama aramızda bir şeylerin değişmeyeceği bir şekilde seviyordum. Onun için her zaman iyi olan şeyi istiyordum. Bu yüzden Rachel ve Mona ona karşı iyi olmayan bir şey olurdu ancak.

"O da ne?" Kafamı Noah'a çevirdim. Kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu. Açıklama bekliyordu ama gerçeği anlatmaya hiç de niyetim yoktu. Mona'yla veya Rachel'la kavga edebilirdi. Gerçi, ne için kavga edecekti ki? Sevdiği kıza dün yanlış bir pozisyondayken fotoğrafını çekip onu gizlice verildiği için mi?

Yapacak en mantıklı şey bence bu fotoğrafı görmemiş gibi davranmaktı. Elbette sonradan konuşacaktım onunla ama şu an hiç sırası değildi.

"Hiçbir şey, sadece bir not. Sanırım Patrick'ten." Omuz silktiğimde bana yaklaştı. "İzin ver ne yazmış bakayım." dediğinde geri çekilip sırtımı dolaba yasladım.

"Önemli bir şey değil." Yüzünü bana yaklaştırdı ve elini bel oyuntuma koydu. "Merak ediyorum, çünkü sana inanmadım." dediğinde kalçamı dahi vücudumun her bir kısmını dolaplara yapıştırdım.

Yüzümü buruşturdum ve gülümsedim. "Yalan mı? Ben-" cümlemi tamamlamadan elini mavi kot pantolonumun arka cebine doğru, yavaşça sürterek indirdi. Çelik mavisi gözlerinin kenarları, yeşil kazak giydiğinden gözlerine yansımıştı, yeşildi.

Dudaklarıma baktığında istemsizce iç çektim. Beni en sonunda öpecek miydi?

Dudakları benimkine değdiğinde karnım kasıldı. Kendimi berbat hissediyordum. Tıpkı Calum'a ihanet etmiş gibi. Ona olan sevgim, hatta ona olan duygularım beni, hep bir ağızdan beni suçluyordu.

Alt dudağım, iki dudağının arasında girdiğinde, sinirden titreyen ellerimi omzuna koydum. O gece Calum'u öptüğümde vücudumda olan tepkilerin hiçbiri şu an gerçekleşmiyordu.

O gün kalbim yüksek bir binadan atlayacakmışım gibi heyecandan neredeyse duracaktı. Kulaklarıma kadar kalbimin atış sesi vuruyor, Calum'un sıcak dudakları mantıklı düşünmemi engelliyordu.

Şu an Calum'u öptüğümde hissettiğim gibi hissetmiyordum. Sorun Noah'da değildi. O çok tatlı ve centilmen birisiydi. Ama ben duygularımı değiştiremezdim. Daha önce zaten birine tutulmuş kalbim, bir başkasını istemiyordu.

Bana bitmeyecekmiş gibi gelen ama kısa bir süre zarfında dudaklarını çekmişti. Tanrı'ya şükürler olsun ki kapı açıldığında Noah bir anda geri çekildi. İçeri Calum'un geldiğini gördüğümde pozitif düşünmeye çalıştım bizi öpüşürken görmemişti en azından. "Burası bir market."

Yaşadığım dejavuyla midem kasıldı.

"Evet bunu sen mi söylüyorsun?" Noah demek istediğim şeyi söylediğinde alt dudağımı ısırıp Calum'a baktım. "Siktir git." Deyip kapıyı sertçe çekip çıktı.

🛒

Kartonları marketin arkasındaki çöplüğe attıktan sonra geri döndüm. Market arabasına doldurduğum yeni ürünleri Noah'a dizmesi için teslim ettim.

Supermarket //c.hHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin