🛒Çiftlik evine geldiğimizi Calum'un beni uyandırmasıyla anladım. Navigasyonu kapatmış ve kapısını açmıştı. Arkama döndüğümde Noah'ın telefonla oynadığını, Mona'nın ise hala uyuduğunu gördüm.
Noah kafasını kaldırdığında göz göze geldik. "Yanımdan ayrıldığını fark etmedim. Neden yer değiştirdiniz ki?" Sesinde birazcık kızgınlık vardı.
"Mona uyumuştu. Calum'un da uykusu gelmişti. Benim uykum kaçınca ben de Mona'yla yer değiştirdim işte." dedim ve arabadan indim.
Kar yağmıştı. Oldukça yüksek bir yerdeydik çünkü aşağısı ormandı. Her yerde rahatlatıcı bir görüntü vardı. Bu da demek oluyordu ki boynumu kırmadan önce pencereden dışarıyı izleyebilirdim.
Noah'ın, Mona'yı uyandırdığını gördüm. Ardından ikisinin de arabadan indiğini gördüm.
"Calum, arabayı garaja koyabilirsin," Calum, Mona'nın önerisi doğrultusunda arabaya döndü. Mona, evin anahtarlığı olduğunu düşündüğüm, tek anahtar ve bir küçük bagaj kumandasını çantasından çıkardı. Bagajı açtığında Calum, çalışmakta olan arabayı garaja park etti.
Mona, "Güzel bir haftasonu olacak." deyip el çırptığında gözlerimi devirdim ve kollarımı Noah'a sardım. Biz eve adımlarken Mona kapıyı açmıştı bile.
Buralara kar yağacağından haberim yoktu. Ama getirdiğim kıyafetler de absürt değildi. Sonuçta Şubat ayındaydık ve askılı getirmemiştim işte. Eve girdiğimizde evin dışarıdan biraz daha az soğuk olduğunu fark ettim.
Dişlerim, üstümde şişme mont olmasına aldırış etmeden her zamanki gibi titremeye başladığında, az önce Noah'dan ayırdığım kollarımı kendi bedenime sardım.
Küçüklüğümden beri olan bir huyumdu bu. Ne zaman üşüsem -hava o kadar soğuk olmadığında da- vücudum titremeye başlar, dişlerim birbirine çarpardı. Ben de buna ek olarak mırıldanmaya başlardım. Eğleniyordum.
Calum da eve girdiğinde Mona, "Noah ve Calum garajda odun var. İkinizden biriniz kaslı kollarını kullanıp odun getirirse ve diğeriniz de ateşi yakarsanız, sevgili September donma tehlikesini atlatır." dediğinde güldüm.
"Gel September, sana Noah'la kalacağınız odayı göstereyim." dediğinde henüz gitmemiş olan Calum'un tepkisine baktım. Kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Bunu en başından beri kabullenmesi lazımdı zaten. O Mona'yla kalacaktı.
Omuzlarımı kaldırıp indirdiğimde Mona elimden tuttu ve Noah'la odamızı göstermek için merdivenlerden yukarı doğru beni çekiştirdi. "Yarın akşam fena olacak," Heyecanını bastıramamıştı. Calum'la oynaşma fikri ona aşırı mutluluk veriyordu çünkü yanakları bir santim bile olsun gülmekten düşmemişti.
"Hiç şüphem yok," diye mırıldandım oldukça keyifli görünmeye çalışarak. Kapıyı açtığında içeriye göz atmak için odaya girdim. Çift kişilik yatak ve odaya ait banyo vardı. Makyaj masası ve büyük bir gardrobu olan oda ağırlıklı olarak ahşaptandı.
"Annen mi dizayn etti." Dediğimde kafasıyla meraklı sorumu onayladı.
"Zevkli bir kadın." Cevap verdiğinde, "Kesinlikle." kısa bir karşılık verdim ve bavulumu almak için aşağı indim.
Mona arkamdan gelirken salona ilerledim. "Ben yemeğe başlayayım. Sen de kıyafetlerini yerleştir, sonra ben yukarı çıkarım sen devam edersin." Kafamı aşağı yukarı salladım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Supermarket //c.h
ФанфикÖğlen en yakın arkadaşımın sevgilisini düşünerek sildiğim market zemininde şimdi onunla sevişiyordum.