Supermarket //c.h

|34|

🛒

Enseme çarpan sıcak hava ile göz kapaklarım titreşti. Bilincim yavaş yavaş yerine geldiğinde göz kapaklarını araladım. Belime sarmaşık gibi sarılmış kolun ve bacaklarımı ağırlığıyla ezen bacağın etkisiyle sızlandım. Calum'un sert göğüsü sırtına yapışmış, nefes alıp verdikçe sırtıma baskı yapıyordu. Bacaklarımı bacaklarından kurtarıp yüzümü ona döndüm. Baş parmaklarım, elmacık kemiklerine gelecek şekilde ellerimi yanaklarına yasladım. Baş parmaklarımı hareket ettirip elmacık kemiklerini okşarken pembe dilini çıkarıp etli ve kadife yumuşaklığındaki dudaklarının üzerinde gezdirip onları ıslattı. "September," diye mırıldandı çatallaşmış sesiyle. Yutkunup onun gibi dudaklarımı ıslattım. Uzanıp dudağına kısa bir öpücük kondurdum. Gözlerini açmadan gülümsedi. Bana sarılı kolunu sıkılaştırdı ve beni kendine daha fazla çekti. Vücudumun yarısı Calum'un üstüne çıktığında Calum kalçasını sağa kaydırıp yatağın ortasına kaydı. Üzerinde olan sağ bacağını biraz daha çekip göbeğinin üzerine getirdi, bacağımın kırılmasına neden oldu. Elimi çıplak sert göğüsüne yasladım.

Çekik gözlerini araladığında çikolata kahverengisi gözleriyle karşılaştım. Yeni uyandığından dolayı biraz şiş duruyordu. "İyi misin?" Dedikten sonra gözleri yüzümde dolandı. Cevap vermek için boğazımı temizledim. "İyiyim biraz sızlama var sadece." Sesim beklediğime göre daha sakin ve sessiz çıkmıştı. Calum sol elini, saçlarımı yüzümden çekmek için kullandı. Aklıma nedense Mona'nın pubda saçlarıyla oynadığı geldi. "Advil ister misin? Kalkıp getirebilirim." İşaret parmağımı göğsünde hayali çizgiler çizmek için dikleşirdim. Bu evde ben oturmama rağmen düşünceli konuşması midemdeki sıcaklığın kendini belli etmesine neden oldu. "Birazdan kahvaltı yaptığımızda alırım."

Yukarı doğru çekik bacağımı Calum'un göbeğinden çekip aşağı indirirken sert ereksiyonuna çarptım. Calum sertçe inleyip gözlerini kapattığında bacağımın temasını hemen ondan ayırdım. "Pardon." Mırıldanıp rahatsızca yerimde kıpırdandım. Göğsüm uçlarım üzerimde tişört olmasına rağmen ona değiyordu. "Çok fena sertleştim." Dedi boğukça. Göğsünü ıslak bir şekilde öptüm. Baş parmağımı göğsünden sürterek aşağı indirdim. İnce örtünün altından, iç çamaşırına oradan içindeki sert penisini kavradığımda gözlerini sıkıca kapattı.

Elini elimin üzerine koyduğunda şaşkınlıktan kafamı kaldırıp ona baktım. Utanmama rağmen yaptığı şaşırtmıştı. "Bir fikrim var." Elimi penisinden çektiğimde yataktan kalktı. Elini uzatıp "Gel." dedi. Yataktan kalkıp elini tuttuğumda odamın tuvaletine girdi. Onu takip edip ben de girdim. İç çamaşırının içinden çıkıp suyu ayarlamak için duşa kabinin içine girdi Kabinin kapısını benim için açık bıraktığında, dün giydirdiği tişörtü çıkardım. Altımdaki çamaşırı da sıyırıp kabinin içine girdim. Calum saçlarını ıslatırken kenarda onu izliyordum. Su tanecikleri saçlarından, elmacık kemiklerine, çenesine kadar kayıyor oradan omzuna düşüyor ve göğsünden kasılmış karın kasına kadar ilerleyip tenini parlatıyordu. Kenara kayıp bana baktığında kenarda durup onu izlerken yakalanmaktan utandım. Belimden tutup beni hızlıca kendisine çektiğinde göğsüne yapıştım. Ellerim ıslak göğsüne gittiğinde avuçlarım, sonra başımın üstündeki suyla bütün vücudum ıslandı. Kısık gözlerimin arasından Calum'a baktığımda göğüslerime baktığını gördüm. Bir adım daha atıp göğsümü göğsüne dayadım. Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında öpüşmeye başladık. Kalkık penisi oynayıp karnımı dürttüğünde dudakları dudaklarımın üstündeyken gülümsedim. Ellerimi ensesine götürürken belimdeki eli sıkılaştı. Kasıklarını kasıklarıma dayadığında inledim. Aniden sırtımı fayansa dayadı, yüzümdeki saçları geriye gitti. Geri çekildiğimizde bunu daha fazla uzatmamanız gerektiğini düşünüp vazgeçtik. "Hala kasıkların ağrıyor. Yapmak zorunda değiliz." Ona verebildiğim en yumuşak ve en tatlı öpücüğü verdim.