|26|

574 22 2
                                    



🛒

Gözlerimi kırpıştırdım. Yanlış hissetmemiştim. Sanki daha fazla odaklanabilecekmişim ya da silüeti net görebilecekmişim gibi, gözlerimi kıstım. Ardından sırtımı duvardan ayırdım ve silüete doğru yürüdüm. Annemi gördüğümde derin bir nefes verip Calum'a kısa bir bakış attım. Dikkatlice bana bakıyordu.

Anneme geri dönüp "Seni Mona sandım." dedim dehşetle fısıldayarak. Kalbimin ne kadar hızlı attığını duyabildiğine emindim. Aynı şekilde bana cevap verdi. "Daha dikkatli olmalısınız bunları arkadaşların evindeyken değil de yalnız olduğunuzda yapmanız daha mantıklı." Kızaran yüzüme karşılık dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Ah,özür dilerim. Hepsi benim hatam." dedi Calum bize doğru yaklaşarak. "Siz biliyor muydunuz?" dediğinde bakışlarımı stabil tutarak Calum'a baktım. "Annemden saklayamazdım."

Annem geldiği yolu geri döndü ve mutfağa ilerledi. Calum ve beni, Lizzy'nin aksine destekliyordu ama tepkisiz kalması beni şaşırtmıştı. Tamam, bize bağırıp çağırmayacağını elbette biliyordum. Sanırım her ne kadar beni ve yaptıklarımı yanlış olduğunda desteklese de Calum'un yanında pek de yumuşak durmak istemiyordu. Annemin korumacı davranmasını anlıyordum. "Kız kardeşin de biliyor mu?"

"Evet."

Calum, "Dün bana söylediklerinden sonra bilmediğimi sanıyordum." dedi. Tepkisine gülmeden edemedim. Kendi kendini nasıl anlamadığını sorgular gibi bir hali vardı. "Kız kardeşinin bana ucubeymişim gibi davranmasına şaşırmamalıyım." diyerek homurdandı ve devam etti. "Önceden kızlar bana erkek orospusu olduğumu söylediği zaman onlara -onların deyimiyle- bir orospuyu tercih ettikleri için kendilerini suçlamalarını söylerdim. Umursamazdım ama şimdi sikik bir ucube davranışına takıldığıma inanamıyorum."

Elimi omzuna koydum ve omzunu sıktım. "Calum, tuvalete gir de birine daha yakalanmayalım." Bir şey söylemeden tuvalete girdiğinde ben de odama gittim. Telefonumu şarja takıp hepsi kolilere yerleştirilmiş eşyalarıma baktım. Aşağıdaki inleme seslerini duymamaya çalışıyordum. Odamın kapısı açıldığında arkamı döndüm, gelen kişiye baktım.

"Çabuk gelmediğinde meraklandım. Burada ne yapıyorsun?" Kaşlarımı çattım."Sadece çılgın komşularımızı özleyemeyeceğimi düşünüyordum." Kaşlarını kaldırıp bana anlamsızca baktığında beni yanlış anladığını anladım. Sesleri dinlemek için falan geldiğimi düşünmesi gibi." Ayrıca telefonumu şarja taktım." Elimle şarja takılı telefonumu gösterirken.

Gülümseyerek kapıdan dışarı çıktı. İtiraf etmeliyim ki beni şaşırtmıştı. Yanıma gelip beni tek yakalandığı için Calum gibi öpmesini bekliyordum. "Salona geliyor musun?"

"Hayır," Davranışlarıma anlam verememesini normal karşılıyordum ama tepkilerim pek de normal sayılmazdı. Kabul ediyordum. "Yani geleceğim ama şimdi değil birazdan." Onayladı ve odadan çıktı. Odamın içine biraz düşünceli bir şekilde dolandım. Salona gitmek yerine burada biraz uyumak bana daha cazip geliyordu. Odamdan dışarı çıkıp salona ilerledim.

Lizzy ve Mona'nı görünce yanlarına ilerledim. Konuşmalarına ayak uydurmak veya dinlemek veya dinliyormuş gibi yapmak için yanlarında durdum. Şu an herkesin gitmesini istiyordum. Calumla beraber yatağımda uyumak, onun kokusuyla sarmalanmak ve terleyene kadar ona sarılmak istiyordum. Yorulmuştum. Bir şeyleri saklamaktan, gizli gizli iş çevirmekten, görmezden gelmekten ve yalan söylemekten.

Bayık bakışlarımı Mona'ya çevirdiğimde düşüncelerimi birer birer gömdüm. Belki yalnız kaldığımda tekrardan çıkarır, yüzleşirdim.

Supermarket //c.hHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin