|6|

723 35 2
                                    


🛒

Yaslandığım kapıdan ayrıldım ve kendime kahve yapmak için marketin mutfağına yürüdüm.Henüz başlamadan enerji depolayabilirdim. Tüm gün ayakta olacağımdan ve gece ders çalışmayı düşündüğüm için şimdiden kafeine ihtiyacım vardı.

Kahveyi fincana boşalttım ve Calum'u aklımdan uzaklaştırmaya çalıştım. Her yaptığım işte aklımda olması çok sinir bozucuydu. Dikkatimi farklı yerlere çekmek istesem de sanki uyarıymış gibi sürekli onu hatırlıyordum. Bu yanlıştı. En yakın arkadaşımın sevgilisiydi o, ve ben duygularımı kontrol edemeyecek kadar zayıf hissediyordum.

Derin bir nefes aldım ve birden açılan kapıya hızlıca döndüm. İçeri giren Mona ve Calum'a kısa bir bakış attım ve önüme dönüp kahvemi koymaya devam ettim.

"Noah seni arıyor Sept." Kafamı Mona'ya ağır hareketle çevirdim ve onu onayladım. "Haber verdiğin için teşekkür ederim Monalisa." gülümsedikten sonra bardağımı elime aldım, odadan çıkmak için yeltendim. Mona beni durdurdu ve bu da benim kaşlarımı çatmamı sağladı.

"Bugün Calum'la sinemaya gideceğiz," bakışlarımı Calum'a çevirdim. Onun da bana baktığını fark ettiğimde, bakışmamızı fazla sürdürmedim ve tekrardan Mona'ya baktım. "...ve annemler bir yemeğe katılacak, köpeğim Boody'i sana bıraksam olur mu? Akşam kakasını yapması için yürüyüşe çıkmalı."

Kahve bardağı elimi yakmaya başladığında kulpundan tutmaya başladım. "Tabii."

"Tamamdır, akşam bırakırım sana," dedi ve yanağımı öptü. Zorla da olsun gülümsedim ve yanlarından geçip mutfaktan çıktım. Bir an beni de davet etmesini beklemiştim. Ne aptallıktı ama. Boddye kaka yaptıracaktım. Evet!

Kendimi çok fazla boşlukta hissediyordum, Mona ile eskisi kadar vakit de geçirmiyorduk samimi de değildik. Yani bu kadar soğuk da değildik. Calum büyüsü onu değiştirmişti. Aslına erkek arkadaşı olunca benimle olan mutualist ilişkisini erkek arkadaşıyla gidermeye başlamıştı.

Kahvemden bir yudum aldım ve etrafıma bakındım. Noah'ı gördüğümde yanına ilerledim.

"Noah," Bana döndü ve gülümsedi, "Ah, September. Sana bir şey söylemeliyim," Kaşlarımı kaldırdım ve söyleyeceği şeyi merakla bekledim. "Bugün Fall Out Boy konseri varmış ve ben... sana da bilet aldım. Gidebileceğimizi düşünmüştüm? Emrivaki olarak düşünme sakın bilet kalmama ihtimaline karşı aldım hemen."

Gülümseyip elimdeki kahveye baktım. "Çok isteri-"

"Maalesef gelemez." Calum arkamdan benim yerime cevap verdiğinde yüzümü buruşturup arkamı döndüm. "Çünkü Mona'nın köpeğine bakacak." Yutkunup dilimle dudaklarımı ıslattım.

Ne?

"Kardeşim de bakabilir. Buna sen karar veremezsin," diyerek önüme döndüm. "Bu güzel olur No-" diyecekken, "Ama Mona sana söylemişti." diyerek sözümü kesti Calum.

"Tanrı aşkına ,bu seni ilgilendirmez. İşin yok mu senin?" Kafasını ağır hareketlerle salladı ve arkasını dönüp gitti. Tam bir  bok gibi davranmıştım. Ama bunu yapmam lazımdı.

🛒

Telefonumu cebime koydum ve yaka kartımı düzelttim. Depodan birkaç malzemeyi sepete koydum ve raflardaki boş yerleri doldurmaya başladım. Yeni malzemeler gelmişti ve onları diziyordum.

"Bayan?" Arkamı döndüm ve sesin sahibine baktım. "Efendim?"

"September?" Yaka kartımı kaşlarını çatarak okudu. "Evet, benim." Bir süre bakışları yüzümde oyalandığında kaşlarımı kaldırdım ve diyeceği şeyleri merakla bekledim.

Supermarket //c.hHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin