|28|

469 23 0
                                    



🛒

Gözlerimi açmadan önce gerildim ve esnedim. Ardından göz kapaklarımı araladım, bakışlarımı sola çevirdim. Calum'u yanımda görmediğimde yorganı üstümden itekledim. Gözlerimi odanın içinde dolaştırırken dolabın önünde belinde havlu ile Calum'u gördüm. Esmer teni ve yapılı fiziğini görünce midem kasıldı. O gerçekten harikaydı. Sırtı, kaslı poposu ve geniş omuzları arkadan ağzımın suyunun akmasına neden olacak kadar mükemmeldi.

Üzerine dolaptan çıkardığı gri kazağını giydiğinde boğazımı uyandığımı belli etmek istermiş gibi temizledim. Bana döndüğünde gülümseyerek, "Günaydın." dedim. Kazağını aşağı indirirken gözlerim karın kaslarına kaydı. "Duş alacak mısın?" deyip beni vahşi düşüncelerimden ayırdığında yatakta doğruldum. Kasıklarım hafif bir şekilde ağrıyordu. Karşımda duran saate gözüm kaydığında gözlerim irileşti. İlk ders daha yeni bitmişti.

Siktir, okula geç kalmıştım.

Yataktan hızlıca kalktığımda Calum da iç çamaşır giymiş, pantolonunu yukarı çekiyordu. "Geç kaldım." dediğimde ne yapacağımı bilmez bir şekilde yatağın yanında duruyordum. Eve uğrayıp üstünü değiştirmem lazımdı. Kesinlikle duş da almaydım. "Sakin ol güzelim." Dolaptan eşofman çıkarıp bana uzattı. "Bunu giy. Seni eve bırakırım üstünü değiştirip..." Gözleri boynuma kaydı. "...makyaj yaparsın." dediğinde ben de onun boynuna baktım. Morluklar... birinin Calum'un boynunu emdiği o kadar belliydi ki bunu Mona'ya nasıl açıklayacağını bilmiyordum. Elindeki eşofmanı alıp yerdeki kıyafetlerime baktım. İç çamaşırlarımı aldım ve yatağın üstüne bıraktım. Külotumu giydim, eşofmanı da onun üstüne geçirip kazağı çıkardım. Göz ucuyla Calum'a baktığımda elinde telefon olmasına rağmen bana baktığını gördüm.

"Daha fazla geç kalamayız." dediğimde gülümsedi. "Benim için sorun değil hem şimdiden bir dersi kaçırdın yani gitmesen de olur." Sütyeni taktığımda gözerini kısıp yüzüme baktı. "Manzaramı kapatmandan hiç hoşlanmadım." dediğinde gülümseyerek az önce çıkardığım kazağı geri üstüme giydim. "Şansına küs."

Eşofmanın iplerini çekebilirim kadar çekip bağladım. Komik göründüğümü hissedebiliyordum ama giyecek elbisemden başka bir şeyim yoktu.

Yerdeki elbisemi alıp odanın içindeki aynaya doğru yürüdüm. Gözlerimin altındaki akan makyajı elimde temizledim. Sonra boynuma baktım. Boğazlı kazak giymekten başka bir çarem yok gibi görünüyordu çünkü fondöten bile bu kadar taze morlukları yeterince kapatamazdı.

Daha fazla oyalanmadan odadan çıktım. Merdivenle yukarı çıkarken duvarlardaki çerçeveler dikkatimi çekti. Birkaç aile fotoğrafının dışında manzara tabloları gördüğümde tek kaşım kalktı.

"September?" Calum'un sesini duyduğumda hızlıca yukarı çıktım. Calum ayakkabılarını giymişti. Ben de hızlıca çantamı kolumla göğsümün arasına sıkıştırdım. Eşofman altına topuklu ayakkabılarımı giyerken gülüyordum. Eğer bunu Kendall Jenner, Victoria Beckham veya Rihanna yapsa moda olacağına emindim. Ama bunu September Powell olarak yaptığım için moda katliamcısı seçilebilirdim.

Dünkü paltomu da üstüme geçirdiğimde aynaya bakma isteği duymadan evden çıktım. Calum gülmeye başladığında gözlerimi kıstım. "Bu beni ilk ve son böyle görüşün."

Dudaklarını yalayıp omuz silkti. "Belki de bana birkaç kıyafet vermelisin." Dediğinde kalbim hızlandı. Ben ne cevap vereceğimi düşünürken o, "Motorla gidelim, seni yetiştirmem lazım." deyip motora bindi. Kapıyı arkamdan çektim ve yanına ilerledim. Kaskı bana uzattığında taktım. O da kendininkini taktığında arkasına bindim. Çantamı Calum'la arama koydum ve kollarımı beline sarıp ona yapıştım.

Supermarket //c.hHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin