🎶Amanda Seyfried - Little House🎶
🎵I am here to stay (kalmak için buradayım)🕯
*
Yağmurun yağışını odasındaki boydan boya olan camlardan izlerken, birkaç dakika önce çıktığı toplantıyı düşünüyordu. İtalya'daki ortakları yüzde beşlik hisselerine bir yenisini daha eklemek istiyorlardı. Ancak bu konu daha anlaşma aşamasında konuşulmuştu. Hisselere en fazla bu kadar sahip olabilirlerdi. En son üretilen üzüm taneli Uve Rosse ismini verdikleri şarapları beklenenin de üzerinde tercih edilmişti. Bu nedenle de şarapları dünya çapında büyük bir unvana sahip olmuştu. İtalya'daki ortaklar da bu yüzden yüzdelerini artırtmak istiyordu. Ne var ki Mazhar Türkdoğan'ın ciddi ve sert tavırla bu işin olmayacağını, eğer ısrar ederlerse ortaklığı sonlandıracaklarını dile getirmişti. İtalya'daki ortaklar da elleri boş geri dönmek zorunda kalmışlardı.
Mazhar Türkdoğan çapkınlığının ün yaptığı sıralarda bile iş kariyerinde inanılmaz ciddi ve sert bir yapıya sahipti. Genellikle sorunsuz bir iş hayatı vardı. Herkes tarafından saygı duyulan biriydi ve onu sinirlendirmemek için bayağı uğraşırlardı.
Elindeki kahveyi içerken şehrin akışını izlemeye devam ediyordu. Akşam aile yemekleri için ailesinin kaldığı eve geçecekti. Mazhar bu tip günlere çok önem verirdi. Özellikle annesi öldükten sonra babasının tek başına kaldığını hissettirmemek için daha da çok uğraşırdı. Annesi öldükten sonra babası zaten Türkiye'de kalmamıştı. Kendine bir uğraş aramak için yurt dışını gezmiş ve sonrasında da evine geri dönmüştü. Şu sıralar da Türkiye'de gitmeği şehirleri keşfetmeye başlamıştı.
Cebinde çalınmaya başlayan telefonun sesiyle bakışlarını camdan ayırmadan arka cebindeki telefonunu çıkarttı. Arayan kardeşi Fuat'tı. Kim bilir yine hangi sorun için arıyordu.
"Efendim Fuat?" diye hafifçe tebessüm ederek açtı telefonunu.
"Ne yapıyormuş bakayım benim tatlı bıdığım?" diye telefonun diğer hattından abisine sevgi sözcükleri sıralamaya başladı Fuat. Belli ki akşam için siparişleri vardı.
Mazhar küçük bir kahkaha atıp "Bu bıdığımı yeni mi keşfettin? Haberin olsun hiç sevmedim," dedi. Çok lakaplara takılan bir adam değildi Mazhar. Genelde ciddi anlamda hoşlandığı kadınlara sevgi sözcüğü söylerdi. O da hani kadının gönlü olsun diye. Özellikle son yaşadığı ilişkiden sonra bu sevgi sözcüklerini bile onunla birlikte tarih etmişti.
"Resmi olarak boşandığım için bu akşam erkek erkeğe dışarıda yemek yiyelim diyorum. Babam da canlanır, ne bileyim biraz ufku genişler adamın. İstanbul'a geldiğinden beri eski plakları dinleyip annemin fotoğrafıyla konuşmaya başladı, yani daha nereye kadar böyle gidebilir ki?" diye hafiften sitem etti. Fuat annesini çok hatırlamazdı. Annesi doğum sonrasında yakalandığı kanser hastalığını atlatamadığı için gözlerini hayata erken vakitte kapatmıştı. Fuat için annesiz büyümek elbette ki zor olmuştu. Özellikle de okul yıllarında bunun acısını çok fazla hissetmişti.
Mazhar annesi öldüğünde henüz dokuz yaşındaydı. Her şeyi gözleriyle gördüğü için annesine olan özlemi çok daha farklıydı. Kardeşi kendisi gibi acı çekmesin diye çok mücadele vermişti. Babasını üzmemek için evin haşarı oğlu rolünü üstelenmişti. Onları güldüren, sorunlarını paylaşmayan biri haline gelmişti. Üniversite yıllarında da çapkınlığı ün yapmaya başlamış ve geçen seneye kadar da devam eden bir şöhrete sahip olmuştu. Üniversitenin ortalarında annesi hakkında asıl gerçeği babasının fazla alkol aldığı bir akşam öğrenmişti. Annesinin babasını aldattığını, boşanmak istediği dönemlerde Fuat'a hamile kaldığını ve daha ağır birçok şeyi babasının ağzından acı bir gerçek olarak öğrenmişti. Fuat ise bu acı gerçekleri salonun kapısında saklandığı yerden öğrenmişti. Henüz on üç yaşındaydı. Her iki kardeş de annesizliğin acısını o gece kalplerinin en uç köşesine göndermişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK MEŞK SAÇMALIKLARI VESAİRE (#3)
General FictionBir masalda olmayan her şey bu hikâyede. Çünkü Aşk Meşk gerçek dünyanın ta kendisi. Duygusallığı göz yaşartan, romantikliği kalp hızlandıran, komedisi çene ağrıtan bu dünyada artık her şey vesaireden ibaret. Şimdi son defa yaslanın arkanıza. Bu...