Bölüm şarkısı; İlyas Yalçın - Sadem
****
O gün kendisine izin veren Şeker Hanım, arkadaşlarının da istediği üzerine kuaförüne gitmeye karar vermişti. Henüz tatil sezonunu açmamışlardı, Temmuz ayı itibarıyla yazlığa geçme kararı almışlardı bu yıl eşiyle. Zaten oğluyla konuştuklarında, onlarında ancak Temmuz ayı ortalarında gelebileceklerini öğrenmişlerdi. Tabii kızı işinde yeni olduğu için, bu sene yıllık izni olmayacaktı ancak o da hafta sonları muhakkak gelirdi. Hoş Nazlı bunu söylememişti ama Şeker Hanım kesin gözüyle bakıyordu. Aslında bir hafta sonu oğlu, geleni, kızı ve biricik torunu kaçamak yapıp gelsinler çok istiyordu; ama onların hayatlarına artık müdahale etmeyeceği için susuyordu. Yine de içi gidiyordu ya, minnoş oğlunu üzmek istemiyordu, hele de minnoş oğlu saçma sapan insanlarla takılsın asla istemiyordu. İnşallah kızı da aklı başında biriyle evlenirdi, şöyle aileye uygun beyefendi biriyle...
Kuaföre geldiğinde kendisini karşılayan tatlı kızı selamlamış, akabinde de hemen saçlarındaki kırıklardan bahsetmişti. Sevimli kız gelmişken dip boyasının yapılmasından bahsedince tüm gününü kuaförde geçireceğini anlamıştı. Arkadaşının yanındaki boş sandalyeye oturmuş ve yardımcılardan biri hemen şekersiz kahvesini hazırlıyor oluşundan bahsetmişti. Şeker Hanım bu kuaförde fazla popülerdi. Kendisini ziyadesiyle önemsenmiş hissediyordu. Kahvesi hazırlanıncaya kadar hemen saç kesme işlemi de başlamıştı. O sırada fazla elit olan arkadaşı Dilruba Hanım, kendisiyle koyu bir sohbete başlamıştı bile... Kadın kocası sayesinde birçok sosyetik aileyle görüştüğü ve Şeker Hanım'ı da fazlaca sevdiği için elinde olmadan dedikodusunu had safhaya yükseltmişti.
Kahvelerini içip sularını yudumlarken, bir diyet hakkında konuşmaları devam etmişti. Dilruba Hanım, Mert'le Gül Oya'nın yeni evliliklerinin nasıl gittiğinden bahsetmişti, Şeker Hanım öyle bir övmüştü ki insanın imrenesi gelmişti. Tahtalara vurulmuş, bin bir nazar duaları üzerlerine armağan edilmişti. Şeker Hanım'ın kesim işi bittiğinde ıslak saçları kurutulmuş ve daha sonrada dip boyasına eş, saç uçlarını azıcık açtırası gelmişti. Boya işi başlarken de Dilruba Hanım'ın gözüne çok ünlü magazin dergisi çarpmış ve onu okumak için kuaför salonunun misafir bölümüne geçmişti. O dergiyi en ince detayına kadar izlerken, Şeker Hanım da kuaförü olan tatlı kızla konuşmasına devam etmişti. Kız Nazlı'yla yaşıttı ve maşallah evlenmiş iki tane de çocuğu olmuştu. Nazlı'yla tanışmışlıkları vardı, bu nedenle de Nazlı'nın neler yaptığını sormasını garipsememişti Şeker Hanım. Ki kızının yaptığı işini, hayatını ballandıra ballandıra anlatmak bir anne göreviydi Şeker Hanım'ın için. Yine de Nazlı da bir an önce evlensin diye içi gitmişti.
Şeker Hanım kızını övmelere doyamadığı tam da o anlar da Dilruba Hanım şok verici, bir magazin haberi edasıyla flaş haber olduğunu belirten nidalar eşliğinde koştur koştur Şeker Hanım'ın yanına gelmişti. Hiç de çekinmeden konuşmuştu.
"Ah Şekerciğim, bu Mazhar Türkdoğan sizin gelinin eski nişanlısıydı değil mi?"
Şeker Hanım birden irkilmiş ve hiç de istemediği o soruya zoraki "Evet oydu... Da hayırdır?" demişti.
"Bak dergiye çıkmıştı adam ve yanında da Nazlı var. Burada yazıldığına göre Mazhar Türkdoğan Nazlı için bir adamla kavga etmiş ve akabinde de kızın elini tutup arabasına bindirdikten sonra gözden kaybolmuş." Dilruba Hanım'ın sesi zehir gibi gelmişti Şeker Hanım'a. Ki Dilruba Hanım gerçekten de Şeker Hanım'a zehir akıtırcasına konuşmuştu.
Saçları boyalı bir halde yerinden kalkıp hemen Dilruba Hanım'ın elinden dergiyi alıp incelemişti. Kızının fotoğrafı pek net değildi, ne var ki Şeker Hanım kızını bilmem kaç kilometre öteden tanırdı. Hemen yazılanları okumaya başlamıştı. Yazılanlar doğru olamazdı, Nazlı yengesinin eski nişanlısıyla birlikte olamazdı. Kesinlikle bir yanlış anlaşılma vardı. Ama bu adam kızı için neden adam dövmüştü, ya da elini tutup neden götürmüştü onu? Kalbi küt küt atmaya başladığında herkesin kendisine baktığını anlamış ve utanma hissine gizlice kapılmıştı. Ve o fotoğraftaki Nazlı'yı inkâr etmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK MEŞK SAÇMALIKLARI VESAİRE (#3)
General FictionBir masalda olmayan her şey bu hikâyede. Çünkü Aşk Meşk gerçek dünyanın ta kendisi. Duygusallığı göz yaşartan, romantikliği kalp hızlandıran, komedisi çene ağrıtan bu dünyada artık her şey vesaireden ibaret. Şimdi son defa yaslanın arkanıza. Bu...