13. Bölüm

7.2K 528 220
                                    

Mazhar bugün şirkete geç geldi. Fuat'ın yüzünden gece dışarı çıktıklarından geç dönmüşlerdi ve sabah da uyanamamıştı. Fuat sürekli daldan dala atlayıp kızlarla gecesini renklendirirken, Mazhar bir köşede oturup Nazlısal düşüncelere dalmayı seçmişti yine... Öyle ki bu arkadaşlarının da dikkatinden kaçmamıştı. Masanın en eğlenceli adamı birdenbire en çekilmez adamı haline gelmişti. Herkes onun neyi olduğu konusunda üstelemişti. Ne var ki Mazhar onlara durumundan bahsedecek değildi. Bu nedenle de onların alaycı yaklaşımlarına biraz sert tepki vermek zorunda kalmıştı. İçmeye devam ederken de konu değişmiş ve katlanabilir bir ortam oluşmuştu.

Mazhar'ın kafası bir dünyaydı. Sert kahve bile onu kendisine getirmemişti. Starbucks bile derdine çare olamıyordu. Belki de derdinin çaresi mırradır? Acaba şu anda ona mırra getiren biri olur muydu? Yüzüne alaycı bir gülümse yerleşti. Bir Urfalı tanıdığı yoktu, aslında olsaydı pek güzel olurdu. Bu aşk mırrayla, acı isotla eş değerdi ne de olsa...

İşler beklediğinden daha da karmaşık oluyordu. Ciddi anlamda ne yapacağını bilmiyordu. Nazlı'ya cesaretli konuşuyordu lakin adım atamıyordu. Nazlı kendisini fena halde geri çekiyordu. Son konuşmalarının üzerinden birkaç gün geçmişti. Mazhar yine ona adım atmak için aramıştı, yemeğe bile davet etmişti. Ne var ki Nazlı böyle bir şeyin olmayacağını dile getirmişti. Duyulmasından ve ailesinin kulağına gidebilirliğinden bahsetmişti. Nazlı'nın bu halleri Mazhar'ın delirmesine sebep oluyordu. En fazla ne olabilirdi, kısmında fena halde tıkanıyordu. Mert'le yüz yüze gelirlerdi, eğer konuşurlarsa anlaşabileceklerine bile inanıyordu. Bu işin kan davasına dönüşeceğini düşünmüyordu.

Asansöre bineceği sırada Fuat'ın asansörden çıktığını gördü. Fuat hemen o haylaz gülümsemesini yüzüne taktı. "O prensim gelmiş. Nasılsın bebişim?" diye vıcıklamaya başladı.

Allah'tan etraflarında kimse yoktu da bu adamın bu dengesiz sözlerini kimse duymuyordu. "Ya benle doğru düzgün konuş oğlum. Sen bu vıcıklığını kızlar üzerinde dene," diyerek güldü Mazhar.

"Tamam, sustum. Nasıldı gecen, Aylin sana iyi geldi mi?" derken başını sallayarak bu sefer de 'Seni gidi seni' bakışları atmaya başladı Fuat.

Aylin Mazhar'ın gruptaki arkadaşlarından biriydi. Genelde geceleri takıldığı ve aşırı sarhoşluktan kimseyle kapanış yapamadığı sıralarda, mekândan Aylin'le çıkarlardı. Önceleri bu normaldi Mazhar için. Hoş bu normalliği hala yapan arkadaşları da vardı. Mazhar onları da garipsemiyordu. Sorun şuydu ki Mazhar Nazlı'dan başka hiçbir kadınla olmak istemiyordu. Nazlı'ya duyduğu aşkı değersiz hiçbir bedende kirletemezdi. Zaten bu nedenle de gözü hiçbir kadını görmüyordu. Aklı, fikri ve tüm iradesi Nazlı için yanıp tutuşuyordu.

"Saçmalama oğlum ya, ne Aylin'i? Sen gittikten birkaç dakika sonra ben de çıkıp eve geçtim," diye açıkladı Mazhar.

"Nazlı'nın aşkını kirletmekten korkuyorsun değil mi?" dedi Fuat parmağını abisine doğru sallarken. Aşırı bilmişliği de gözlerinden okunuyordu. Mazhar da başını sallayıp onayladığında "Aynı ben ya!" diye abisinin yanağından sıktı.

Mazhar hemen kardeşinin eline vurdu. "Defolup gitsene sen! Ya da dur sen hangi cehenneme gidiyorsun yine?" diye sinirle söylendi.

"Fuldenciğimi fabrikaya götüreceğim, oradakiler tanısın yeni mühendisimizi," dedi Fuat. Özellikle yeni mühendis kısmını bastıra bastıra söylemişti. Abisini deli etmeye bayılıyordu. Kardeşle uğraşmak hep çok daha farklı oluyordu ne de olsa.

"Ne ara Fuldenciğin oldu kadın ya? Hem sana mı kaldı fabrikaya götürüp tanıştırmak?"

"E hatırladığım kadarıyla Nazlı geldiğinde sen de onu götürmüştün, tanıştırmak koklaştırmak için?"

AŞK MEŞK SAÇMALIKLARI VESAİRE (#3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin