20. Bölüm

6.4K 493 205
                                    

Bölüm şarkısı; Beethoven - Moonlight Sonata

Nazlı şirkete geldiğinde kısa bir toplantıya katılması gerektiğini son anda hatırladı. Mazhar kafasını öyle bir karıştırmıştı ki, hayır sinirlense mi gülse mi bilemiyordu. Tamam kıskanması gerçekten hoşuna gitmişti. Üstelik bunu haklı bir şekilde yapması da takdirlikti. Hani abisi gibi onu bunu ön sürüp kıskançlık etmiyordu. Hakan kesinlikle kıskanılacaklar listesindeydi. Ne var ki Mazhar Nazlı'nın kalbinin içini okuyor olabilseydi şayet, kesinlikle ne Hakan'ın ne de diğer Hakanların asla kıskanılacak bir yanı olmayacağını anlardı. Bir diğer yandan da sinirlenmesi normaldi, çünkü Mazhar'ın telefonu tam iki haftadır kapalıydı. Şirket hattını kullandığını düşünüyordu, ki zamanında kendisinin bir şirket hattı vardı. Ancak işi bırakınca hepsini teslim etmişti. Tabii o zamanlar Mazhar'ın numarasını ezberlemek aklına gelmemişti. Başına bunların geleceğini bilseydi, ah keşke bi' bilseydi... O zaman bu işe Gül Oya'nın karışmasına dahi müsaade etmezdi.

Ne yapacağını ciddi anlamda bilmiyordu. Ama bugün bu konuya çözüm bulacak gibi bir hissi vardı. Yani nedense bunu baya yürekten hissediyordu ki pek fazla hisse kapılıp hayal kuran biri değildi.

"Resmen Mazhar'dan önce ve sonra olarak ikiye ayrıldım. Elimde olsa şimdi ayaklarımı popoma çarpa çarpa Mazhar'a gideceğim."

Kendine gülerek odasına geçti. Toplantı hazırlıkları yaparken, kısa bir saniyelik Mazhar'ın Facebook'daki güncellemelerini merak etti. Zaten hızla da bakınmaya başladı. Mazhar'ın profiline girip incelemeye başlamadan evvel gözüne ilk çarpan şey, onun fotoğrafının değişmiş olduğuydu. İtalya'da Nazlı'nın, Mazhar'ın haberi yokken çektiği fotoğraftı bu. O mükemmel yan profilini açıp incelemeye başladı. Şahane burnu, yamuk gülüşüyle şekillenen dudakları... Nazlı derince bir nefes alıp verdi. Mazhar'ın bulunduğu fotoğrafın arkasında işlek bir cadde vardı. Fotoğrafı çektiği saat günbatımı olunca da ışıklarla birlikte çok hoş bi görüntü elde etmişti. Nazlı telefonunu bir başka sevdi.

Fotoğrafa tatlı bir gülümseme eşliğinde bakarken, Mazhar'a ulaşmanın en etkili yolunu buldu. Ona Facebook'tan mesaj atacaktı. Aklına gelen muzip cümlelerle hızla alıştığı klavyenin üzerine dokunmaya başlarken, gülmeden edemedi. Seven erkek kıskanırsa, kadın köküne kadar kıskanırdı.

Yaklaşık olarak yirmi dakika sonra toplantı odasındaki yerini aldı. Bu hafta şirkete iki yeni eleman başlamıştı. Biri satış kısmında, bir diğeri de pazarlama kısmında olacaktı. Ancak yine de Nazlı onların üstü sayılacaktı ve hep birlikte hareket edeceklerdi. İki elemanları da gençti ve henüz yeni mezun olmuşlardı. Genç insanlarla çalışmanın her zaman çok daha kolay olduğunu bilirdi Nazlı, ki zaten bu iki genç adama da kanı şimdiden ısınmıştı.

"Ben diyorum ki artık sales analinizi yapmalıyız. Purchasing gücünü genişletmeliyiz. Çünkü içecek olarak her yaş grubuna hitap ediyoruz, neden sadece büyükleri kapsayacak bannerlarla yetiniyoruz ki? Acaba brand communication için yeni channel arayışına mı girsek?"

"Kesinlikle! Çocukların ilgi alanları bizim work force'umuza daha çok katkı sağlıyor. Görselleri çok iyi ve açıkçası, özellikle meyve suyu şişelerinde onlara özel bir şey yapılmalı. Target market olarak çocuklar en iyisi. Ayrıca artık çok fazla fraud dolanmaya başladı, bunların arasından sıyrılmak lazım."

Nazlı, Kerim'le Sinan'ı dinlerken başını keyifle sallıyordu. Ki onların dediklerini de biraz haklı buluyordu, satış ve pazarlama alanında artık geri de kalmamaları gerekiyordu. Çok daha ileriye dönük şeyler yapmalıydılar. Nazlı bu reklam işi için abisini zaten ayarlamayı düşünüyordu, tabii öncesinde kendileri bir kitle oluşturmak istemişlerdi ve toplantı da bu yüzden oluyordu.

AŞK MEŞK SAÇMALIKLARI VESAİRE (#3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin