16. Bölüm

7.6K 596 314
                                    

Mehmet okula geldiği gibi soluğu hemen okul müdürünün odasında aldı. Orada kızını bulacağını sanırken, Pınar'ı görmek tüm sinir sistemi hareketlendi. Kendine engel olmayıp Pınar'ın üzerine doğru yürürken, "Sana kızımdan uzak dur dedim," diye ortalığı inletircesine bağırdı.

"O benim de kızım! Onu görmemi engellemeyeceksin," diye normal bi sesle konuşmaya çalıştı Pınar da.

"Onu yıllar önce görmek istemeyen sendin Pınar, asabimi bozma benim."

Okul müdürü Mehmet'i zar zor sakinleştirirken, Pınar'la nazik bir dille konuşup şu anda Beliz'in durumunu da göz önünde bulundurarak gitmesi gerektiğinin doğru bir hamle olacağını açıklamıştı. Neyse ki Pınar da olayın bu kadar büyümemesini istediğinden gitmeyi seçti. Ağlayarak odadan çıktığında okul bahçesinde Gaye'yle karşılaşmak daha da kanına dokunmasına sebep oldu. Hiç duraklamadan çekip gitmeyi seçti, şu anlık.

Gaye kadınla göz göze gelmeyi hiç düşünmediğinden öylece kaldı bahçesinin ortasında, kadının ağlaması ciddi anlamda sinirine dokunuyordu. Onun bu hallerine özellikle Mehmet'in anlatımından sonra hiç de etkilenmiyordu. Beliz aklına hızla yeniden düştüğünde koştur koştur okulun içine girip o sırada Mehmet'i arayıp nerede olduğunu sordu. Mehmet'ten öğrendiği kadarıyla okul müdürünün odasına ilerledi. Kapıyı tıklayıp içeriye girmesiyle, Beliz'i babasının yanında buldu. Başını öne eğmiş için için ağlıyordu. Bu Gaye'nin canını öyle bir yaktı ki, kimseye tarif edemeyeceği bir duygu kabardı içinde.

Pınar'ın gitmesiyle okulun rehber öğretmeni Beliz'in elinden tutup hemen babasının yanına getirmişti. Beliz babasına sarılıp birkaç dakika öyle kaldıktan sonra onun yanına oturup beklemeye başlamıştı. Gaye'nin yanında olmasını o kadar çok istiyordu ki, kimseye de diyemediğinden öyle için için ağlıyordu. Ta ki Gaye odaya girene kadar...

Beliz'le göz göze geldiklerinde, onun yerinden kalkıp "Annem geldi işte!" diyerek hemen Gaye'nin bacağına dolandı. Gaye çantasını yanına indirip hemen Beliz'i kucakladı. "Bebeğim," diyerek ona sarıldığında Beliz kendisini güvende hissetti. Tıpkı babasına sarıldığı an hissettiği güvenle eşdeğerdi. Mehmet onları öyle görünce yüreği daha da ezildi, Beliz'e gerçekleri nasıl açıklayacağını dahi bilmiyordu. Ama Gaye'nin burada tam yanlarında olması kendisine güç veriyordu.

Gaye Beliz'le odadan çıkıp onu sakinleştirmeyi seçerken, Mehmet de rehber öğretmenle ve daha sonra dahil olan sınıf öğretmeniyle birazcık konuşmuşlardı. Rehber öğretmeni daha sonra özellikle bu konu hakkında konuşmalarını istemişti. En azından Beliz'in okuldaki tavırları için gerekli olduğunu savunuyordu. Ki zaten sınıf öğretmeni Gaye'nin de psikolog olduğunu Gül Oya sayesinde bildiğinden bir nebze olsa da rahattı. Zaten bunu rehber öğretmeniyle de paylaşmıştı.

Mehmet Gaye'nin yerdeki çantasını ve kızının da sırt çantasını alıp odadan çıktığında kızıyla Gaye'yi göremedi. Giriş koridorunun oradadır düşüncesiyle o tarafa ilerlerdi. Ve onları kocaman bir resim panosunun önünde buldu. Beliz Gaye'nin boynuna sıkıca sarılmış bir halde Gaye'nin sorduğu sorulara cevap veriyordu. Beliz'in kış resmini öğretmeni çok fazla beğendiği için panoya asmıştı. Gaye de ne kadar da güzel yaptığı hakkında konuşurken, onu öpücüklere boğuyordu, tıpkı bir anne gibi onla ilgileniyordu.

Beliz'in kime ihtiyacı olduğu öyle çok anlaşılıyordu. Mehmet kendisini gerçekten de köşeye sıkışmış gibi hissediyordu. Pınar'ın bu işten vazgeçmeyeceğini biliyordu, onla mücadele etmek Mehmet için sorun değildi, ancak kızının yıpranmasını göze alamazdı. Hele de bu iş mahkemelere kadar giderse, Beliz'in çok üzüleceğini adını gibi biliyordu. Bu tür bir olaya hazırlıklı olmalıydı. Can'la konuşabilirdi, zaten Gaye Beliz'in psikolojik olarak sorunları için her zaman hazır ol da bekliyordu. Mehmet onun yokluğunu öyle çok hissetmeye başlıyordu ki bir kadına bu denli özlem duyabileceğini hiç düşünmemişti. Her şey üstüne üstüne gelirken, yine ayakta kalmak için direniyordu.

AŞK MEŞK SAÇMALIKLARI VESAİRE (#3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin