38. Bölüm

6.8K 478 159
                                    

Düğüne bir gün kala evdeki hatta çevredeki herkesi bir telaş almaya başladı. Elbiselerin içine sığmadıkları için olay yapanlar, kız evi olmanın verdiği hüzünle yaşanan duygusallık ve heyecan, aşkla dolu ekstra büyük bi heyecan vardı. Nazlı evlenecek olmanın gerginliğini yaşıyordu düğün üzeri. Stresi kendisini öyle boğuyordu ki üzerine biricik annesinin sıkboğazları da ekleniyordu. Ama ona iyi gelen iki şey hayatındaydı; yengesi ve nişanlısı... Hoş abisinin de hakkını yiyemezdi, kendisi biraz duygusal takılsa da bu süreçte desteğini asla esirgememişti. Mazhar'la arası sandığından daha iyiye gidiyordu. Ne zaman yan yana gelseler fısır fısır konuşuyorlardı ve ne abisi ne de nişanlısı bu konu hakkında tek kelime etmiyordu. Nazlı merakından ölse de ses etmiyordu, aksine onların yakınlaşması hoşuna gidiyordu.

Mazhar'sa bu süreçlerden bir kere geçmişti. Ne olursa olsun bu süreçleri yaşamıştı sayılıyordu, ne var ki hissettiği hissiyatı ilk kez yaşıyordu. Öyle hoş bir duygu içindeydi ki dile getirirse sihrin bozulacağına inanıyordu. Neyse ki gözleri ya da beden dili biricik nişanlısına neler hissettirmesi gerektiğini biliyordu. Onunla aile olmak için can atıyordu, çıldırıyordu. Üç yıl önce bir psikoloğun kapısını çalıp da çapkınlık illetinden kurtulup kadınlara güvenmenin hazzını yaşamak isterken, başına bunların geleceğinden o kadar habersizdi ki, şimdi ondan bunun bozulmaması için dillendirmemeyi seçiyordu. Ama her şey sonsuz bi mutluğuna uzanmıştı, yarın da bu sonsuzluk mühürlenecekti.

Nazlı bugün ne olur, ne olmaz diye gelinliğini tekrardan evde deneyecekti. Pazartesi günü gelinlik üzerine resmen oturmamıştı. Allah'tan ki tek başına denemişti de kimse bu rezilliğe şahit olmamıştı. Ondan sonra annesinin önüne koyduklarını yemeyi reddedip kendi bildiği yoldan ilerlemişti.

Önce odasının kapısını kilitledi, akabinde de elbisesini çıkartıp gelinliğini giymeye başladı. O kadar zor bi model değildi, bu yüzden Mazhar baya şanslı sayılırdı. Gelinliği rahatça üzerine geçirdiğinde hemen göbeğine baktı, tuhaf bir şekilde durmuyordu. Yan dönüp kalçasını da inceledi onda da bir tuhaflık yoktu.

"Aferin size, beni mahcup etmeyeceğinizi biliyordum. Siz de benim tarafımdasınıııız!!"

Kendi bedeniyle konuştuktan sonra gelinliğine sevgiliyle bakıp üzerinden çıkartıp güzelce yerine astı. Yarın evleniyordu! Tam üç yıldır bu adamın aşkından kafayı yemek üzereydi. Aslında kendisini kandırmanın bi manası yoktu, kafayı resmen yemişti, bu nedenle de ülkeyi terk etmişti. Ama işte ayakları yüreğinin sesini dinlemişti ve yeniden ülkesine dönmüştü. Üstelik bu dönüşü sevdiği adamla kavuşmasına vesile olmuştu.

"Nazlı şu kapıyı açsana kızım, ne diye kilitledin kapıyı? Bana bak içeriye Mazhar'ı mı attın yoka? Ya da son kaçamak falan mı yapıyorsun?"

Gaye'nin sesi son zamanlarda yaşadığı o gergin anları unutmuş gibi çıkmıştı. Belli ki akşamki kına için fazla heyecanlıydı, gelinden sonra heyecanlı tek isim olabilirdi. Özgün'ün hızla toparlanması kendisi için pahabiçilemezdi. Uykusuz geceleri, yorulduğu her dakikaya değiyordu. Yine de kızı büyüdüğü zaman bunun intikamını ondan alacaktı, kafasına takmıştı. Bu akşam biraz bebekle eğlenmekte zorlanacaktı ama altından kalkardı. Kadın gibi kadındı, hem eğlenir hem de annelik yapardı. Ki zaten kendisine yardımcı olacak biri de olacaktı.

Nazlı hemen elbisesini giyinip kapıyı açtı. Gaye kızıyla birlikte kapıdan şüpheyle kendisine bakıyordu. "Biraz daha bağırsana ne olur, annemin diline düşür beni tam olsun!" dedi ve annesinin kucağında dudaklarını büzüştüren Özgün'ü kucağına aldı. Onun kendisine has kokusunu içine çekip gülümsedi.

"Bu kadar huzura girmişken, altını da değiştirsene? Bence biraz da Özgün huzura dolsun. Tabii ben de bu sırada elbisemi giyip saçımı yaparım, İsot'un sırası çok olur şimdi," dedi Gaye bitkinlikle. Saat henüz öğlen on ikiydi, ama Gaye cadı kızıyla anca hazırlanırdı. Normalde evde hazırlanıp gelecekti, ama İsot zaten buraya gelecekti ve kendisi de zaten iki adımlık yerde oturuyordu. Evde oturup can sıkıntısından patlamak yerine Şeker'e biraz takılmak daha mantıklı geldi. Hoş onu da laflarıyla kaçırtmıştı ama olsun elbet geri dönecekti.

AŞK MEŞK SAÇMALIKLARI VESAİRE (#3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin