(FİNAL YAPILDI) Suroğlu Şirketler Grubu'nun CEO'su Ateş Suroğlu'nun henüz iki haftadır asistanlığını yapan Güneş, oldukça naif olmasına rağmen cesurdur ve en dikkat çeken özelliği sivri diline hakim olamadığı o kıvrak zekasıdır. Öyle ki birinin daha...
Merhaba! Şahane bir bölümle karşınızdayım. Gerçekten güzel bir bölüm oldu.Beğeneceğinize eminim o yüzden lütfen OYLARIMIZI EKSİK ETMEYELİm olur mu? Ben onlarla çok motive oluyorum. :)
DİĞER YENİ BÖLÜM CUMARTESİ GELECEK. Keyifli okumalar! :)
*-*-*
"Afiyet olsun."
Güneş, karşısındaki üç adamın da yemeğe başlamasını izledi. Bu akşam Ateş onu,Baran ve Barış'ı aynı yemekte buluşturmuştu. Tabi ki yemekleri hazırlayan Güneş'ti. Bu fikir bir gün önce ortaya atılmış Güneş seve seve kabul ederek yemekleri Ateş'in evinde yapmayı da istemişti. Ve şimdi buradalardı. Ateş'ten Baran ve Barış'ın hangi yemekleri sevdiğini öğrenerek onları yapmış üç adamında yemekler konusunda gönlünü fethetmişti. Ateş onun yemeklerine alışkın olsa da Baran ve Barış değildi ve ikisi de yemeklerini keyifle yiyorlardı.
Güneş bu üç erkeği de yemekleriyle doyurmanın keyfiyle yemeğine başlamıştı ki Baran gözleri gülerek "Uzun zamandır böyle güzel şey yemedim ben. On parmağında on marifet galiba." dedi ve göz kırptı.
"Teşekkür ederim, afiyet olsun."
"Ateş mi söyledi bunları sevdiğimizi?"
"Evet. Hep beraber ilk kez oturup yemek yiyecektik, ben de sizin seveceğiniz şeyler yapayım istedim."
"Teşekkür ederiz de..." dedi Baran suyundan bir yudum aldıktan sonra. "Sizli bizli konuşmanın bir anlamı yok. Sevgilinin en yakınlarıyla aranda resmiyet olması saçmalık. Bana şirket dışında Bey diye hitap etmene gerek yok."
O çapkın bakışlarıyla yeniden göz kırptığında Güneş de gülerek "Tamam." dedi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ateş ise bu durumdan memnun olmuştu. Uzanıp Güneş'in elini tuttu. Avuç içine sıcak bir öpücük kondurup "Her şey çok güzel görünüyor. Ellerine sağlık." derken Baran yüzünü buruşturmuştu.
"Gözümüzün önünde yapmayın."
Masadaki herkes, Barış hariç, onun bu haline gülerken Güneş Barış'ın neden bu kadar suskun olduğunu anlamaya çalışıyordu. Aslında aralarında en az konuşan bu adamın hallerine alışıyordu ama güzel bir ortam da da somurtması Güneş'i biraz üzmüştü. Bu gece Ateş tarafından, o ve arkadaşları vakit geçirsinler diye düzenlenmişken Barış'ın bu durumdan pek hoşnut olmamış gibi görünmesi üzücüydü.
Bunu fark eden Ateş ise onun elini sıkarak "Her zaman ki hali. Düşünme. " dese de Güneş yine de üzülmüştü. İçinden Karaca'ya sabır diledi. Adı kadar emindi ki o kız Barış'tan fazlasıyla hoşlanıyordu ve işi çok zordu.
Yemeğin geri kalanında Güneş ana yemekleri koymak için Ateş'in yardımıyla mutfağa indi. Tabaklara üç adamında sevdiği yemekleri doldururken Ateş'in belini kavramasıyla irkildi. Az kalsın tabağı düşürecekti.
