Merhaba,öncelikle bu bölümü çok beğenerek ve ÇOK UZUN yazdım.Şiir gibi akıcı ve güzel oldu.Artık hikayemizin 2.yarısına girdik.Sizden ricam çok beğeneceğinize emin olduğum bölüm için OYLARINIZI istemek.Onları gördükçe çok mutlu oluyorum çünkü.:)
23 Mayıs'ta finallerim başlıyor ve ben daha çalışmadım bile.Geç kalmak istemiyorum zira bir önceki sınavımda çalışmak için yeterli vaktim olmadı.O yüzden diğer "YENİ BÖLÜMÜMÜZ SINAVLARIMDAN ÖTÜRÜ 1 HAZİRAN PERŞEMBE GÜNÜ GELECEK." Ara için gerçekten üzgünüm ancak ders çalışmak zorundayım.Yine de çok güzel bir bölüm olduğu için 3 haftayı telafi edeceğini düşünüyorum.
Ve DİPNOT:Bu bölümden sonra özellikle bir şeye dikkat edeceğim.Eğer o durum hala devam edecek olursa Yeni Bölümde bir Açıklama yapacağım.İşin aslı bir kusurum olmamasına rağmen kimsenin bana haksızlık etmesini istemiyorum. (Hikayemiz bitmeyecek kast ettiğim kesinlikle bu değil.)
Keyifli okumalar.:) xoxo
*-*-*
Saçlarını tararken aynadan kendini izliyordu.Yüzündeki solgunluk günlerdir ona yapışmış ve eksilmiş bir iki kiloyla elmacık kemikleri daha bir belirgin durmuştu.Ancak dünden beridir bunları görmüyor,daha doğrusu görse de düşünmeyecek kadar ilgilenmiyordu.Solgunluğu gitmişti.Verdiği bir iki kilo ise kısa zamanda ona geri dönecekti.Tarağı yerine bıraktı.Bu Pollyanna'cılık yeni bir şeydi.Olumsuzluklarla mücadele eden ruhu dünden beridir artık bunları istemiyor,her şeyi iyisiyle kabul etmeyi istiyordu.Ancak bu da en fazla bir kaç dakika sürebiliyordu.
Dün..Dünden beri bir çok şeyin değiştiğinin farkındaydı.Vicdan hala daha üzerinde bir gölge gibi geziniyordu ancak pişmanlık duygusu şaşırtıcı bir şekilde kaybolmaya yüz tutmuştu.Sebebi aşikarken reddedemezdi.İçinde bir şeyler sıkışır gibi oldu aklına onun gelmesiyle.Tuhaf bir mide boşluğu ve utanç sarmıştı şimdi de.Onu düşünmek güzeldi galiba.Dün kaçar gibi gitmişti gerçi. Kaçar gibi mi? Bariz kaçmıştı.
Ama bunlar o kadar yeni ve korkutucuydu ki onun için bir an ne yapacağını bilememiş çözümü kaçmakta aramıştı.Hoş şimdi de bir çözümü yoktu ancak kaçamayacağını biliyordu.Bir ara izin almayı bile düşündü birkaç gün.Fakat nereye kadar izin alacaktı.İşe yarayacak mıydı,hayır.Ayrıca kaçmak bir çözümde değildi.Değildi değil olmasına ama bir çözümü de yoktu ki.Of! Kendini lisede hissediyordu.Ergenlik dönemindeki gibi saçma bir çaresizliğin içine düşmüştü sanki.Ayağa kalkıp odasından çıktı.Birazdan her zamanki gibi onun evine gidecek,kahvaltı hazırlayıp birlikte şirkete geçeceklerdi.Ama o kendini her zamanki gibi rahat hissedemiyordu.
"Günaydın!Bugün daha iyi görünüyorsun sanki."
Gülümsedi genç kız.Çiğdem gerçekten bugün daha iyi olduğunu görebiliyordu.En azından solgunluğu gitmişti.Buna sevinerek ikisi birlikte evden çıktılar.Güneş biraz heyecanlı çokça da gergin gitti patronunun evine.Anahtarla kapıyı açıp doğrudan mutfağa attı kendini.Bugün Mayıs ayının sıcak günlerinden olduğu için ince giyinmişti.Hemen bir önlük alıp masayı hazırlamaya girişti.Çay demleyip adamın sevdiği şeyleri hazırladı.Bir aralık buna kendini çok kaptırdığını fark ettiğinde aklına gelen şey Kıraç için bu kadar hazırlıkla uğraşıp uğraşmadığıydı.Tebessümlü dudakları gerildi.Sahi, hiç böyle özenmiş miydi?
"Günaydın."
İrkildi.Adama döndüğünde gerilmiş dudakları küçük tebessümü kucaklarken adamın gözleri onu inceliyordu.Korkutmak istememişti.Aslında onu burada görmeyi de beklemiyordu.Dün ki garip tavrı düşündürücüydü.Bir anda gidişini geceden beri sorgulamış ancak bir cevap bulamamıştı Kıraç'tan başka.O adamı sevdiğini biliyordu.Adamın ondan ayrıldığı üzüntüsünden belliyken bir de onu kalkmış sahile götürmüştü.Onu yanlış anlamamasını diledi ve kızı belli etmeden baştan aşağı inceledi.Bugün bu aya yakışan sıcak bir turuncu elbise giymiş,o sevdiği saçlarını açık bırakmış ve yüzüne tatlı bir makyaj yapmıştı.Günlerdir yüzünde olan solgunluktan cildi uzaktı.Dudaklarındaki küçük tebessümse günler sonra Ateş'e verilmiş hediye gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ VE GÜNEŞ (Tutku ve Tehlike Serisi-1)
Romance(FİNAL YAPILDI) Suroğlu Şirketler Grubu'nun CEO'su Ateş Suroğlu'nun henüz iki haftadır asistanlığını yapan Güneş, oldukça naif olmasına rağmen cesurdur ve en dikkat çeken özelliği sivri diline hakim olamadığı o kıvrak zekasıdır. Öyle ki birinin daha...