Merhaba,bölüme geçmeden önce ÖNEMLİ BİR DUYURU: 14 Kasım da vizelerim başlıyor ve benim ders çalışmam lazım.Bu yüzden "DİĞER YENİ BÖLÜMÜMÜZ 24 KASIM PERŞEMBE" GELECEK. Gecikme için üzgünüm ama sınavlarıma çalışmam lazım ve bu süre zarfında maalesef bölüm yazamam.
O yüzden sizlere heyecanı bol bir bölüm getirdim. OYLARINIZI BEKLİYORUM.
Keyifli okumalar! Bölüm sonunda da gelecek bölümden bir KESİT var sorulardan sonra.:)
*-*-*-*-*-*
"Onu bilmiyorum ama kadında bir miktar gariplik olduğu aşikar. Onunla çalışmak istediğimden o kadar da emin değilim."
Güneş ona kızarak bakıyor çocuk gibi davrandığını düşünüyordu. Kadının bakışlarından çok da güven vermediği doğruydu ama bu kadar peşin hükümlü davranılmayı da hak etmiyordu. Açıkçası Güneş onu sevmiş bile olabilirdi. Üstelik,Baran'ın kadına olan bakışlarından da daha çok seveceği su götürmez bir gerçekti.
Karşılarındaki kadın İdil Bektur, bir proje için onlarla birlikte çalışmak istiyordu. Bu gece düzenlenen yemeğe Baran tesadüfen katılmıştı ama kadınla tanışmaları tesadüf değildi. Baran sanki kadınla inatla daha önce tanıştıklarını söylerken kadının onu bir gram bile umursamaması görülmeye değerdi. Aslında başka bir zaman olsa bu Ateş'in de hoşuna giderdi ama onun aklı buraya odaklanamayacak kadar doluydu. Ramiz Tunçeri Namı Değer Haluk Derviş, hayatının en boktan anlarını ona yaşatan adam dün gece karşısına çıkmıştı. Gözünün hiçbir şeyi görmediği ve açık bir meydan okumayla karşısına geldiği kesindi. Dün gece Güneş bir an da fenalaşmasa onu orada öldürecek kadar gözü dönmüştü. Ancak adamın da arzu ettiği buydu zaten. Güneş'i hastaneye götürüp iyi olduğunu öğrendikten sonra Baran,Barış ve o bu konu hakkında konuşmuşlar ortak bir karar almışlardı. Ve o kararın mimarı olan başka bir arkadaşları şimdi ona mesaj atmıştı. Beni ara diyordu.
"İzninizle." diyerek telefonunu gösterip masadan uzaklaştı. Güneş arkasından kaşları çatılı bir şekilde ona bakarken Baran'ın sözlerini duymasıyla yeniden ona odaklandı.
"İdil lütfen. Şu erkek düşmanı gibi davranman seni olduğundan daha sert yapmıyor. Ayrıca her iki cinsin de birbirine ihtiyaç duyduğu bir gerçek öyle değil mi?"
"İdil Hanım diyeceksiniz Baran Bey."
Genç kadın simsiyah saçları ve masmavi gözleriyle ona yukarıdan bakıp bu sözleri söylese de Baran'ın umursamadığı açıktı. Güneş ise bu ikilinin önceden nasıl ve nerede tanıştığını anlamıştı.
"Erkek düşmanlığının sebebi ne? Gerçi sen düşmanlıktan ziyade bizi küçük görüyorsun. Sebebi sadece aldatılmak olamaz. Aptal varlıklar olduğumuzu düşünüyorsun."
"Yanılmıyorum da. İnatla bana siz diye hitap etmemeniz bunun arkasını yeteri kadar dolduruyor."
"Biraz sakinleşsek mi?" Araya girme ihtiyacı duyan Güneş kadının sakin olmaya çalışan tavrına inat, içinde alevler patladığını görmüş ve önlem almak istemişti. Baran'a uyarı dolu bir bakış atsa da genç adam onu umursamadı.
"Güneş Hanım bakın."
"Güneş deyin lütfen."
"Pekala, o zaman sen de bana İdil diye hitap et."
"Ben neden bu şekilde konuşamıyorum? Ki biz çok daha yakinen tanışıyoruz."
"Baran Bey! İçin de bulunduğunuz aptal ırktan niye nefret ettiğimi anlıyorsunuz değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ VE GÜNEŞ (Tutku ve Tehlike Serisi-1)
Lãng mạn(FİNAL YAPILDI) Suroğlu Şirketler Grubu'nun CEO'su Ateş Suroğlu'nun henüz iki haftadır asistanlığını yapan Güneş, oldukça naif olmasına rağmen cesurdur ve en dikkat çeken özelliği sivri diline hakim olamadığı o kıvrak zekasıdır. Öyle ki birinin daha...