Gitti

17.9K 1.2K 175
                                    

Güzel bir bölüm oldu.Benim hoşuma gitti sizinde giderse eğer tek ricam LÜTFEN BÖLÜMÜ OYLAYIN olur mu?Hikayemiz böylelikle daha fazla ön plana çıkar ve bende oldukça motive olurum.:)

DİĞER YENİ BÖLÜM PERŞEMBE.

Keyifli okumalar.:)

*++++++**++++++*

"Herkesin kimseye anlatamadığı gizli bir sırrı vardır derdi annem. Sanırım doğru söylemiş."

Çiğdem bu lafları etmişti etmesine ama doğru bir zamanlama değildi. Ateş gideli çok olmuştu. Güneş ise hiçbir şey yapmadan salonda öylece oturuyordu. Çiğdem'e de susmak ve ortalığı toplamak düşmüştü. Ancak susma kısmını başaramadığı ortadaydı. 

Güneş öylece koltukta otururken Çiğdem elindeki cam kırıklarını poşetin içine bıraktı ve ortadaki sehpaya oturdu. Elinde peçetesi, önüne bakarak düşüncelere dalmış olan Güneş hiç de iyi görünmüyordu.

"Güneş, bir şey söylesene. Beni korkutuyorsun."

Bir cevap alamadı. İfade bile görmedi aslında. Bu onu daha da korkuttu. "Bak, dışarıdan nasıl durduğu belli. Şu an ne düşünüyorsun anlayabiliyorum."

"Anlayabiliyor musun gerçekten?"

Sesi titreyerek söylemişti bunları Güneş. Onu kimse anlayamazdı. Aslında o bile olanları tam olarak anlayamıyordu. Ateş, bir ton laf etmişti ama şu kalbi hiç bu kadar kırılmamıştı. Söylediği şeyler.. onlar o kadar gerçek dışı ve gerçeğe yakındı ki ne düşünebileceğini bilmiyordu. 

"Ateş'i senin kadar iyi tanımıyorum ben. Ama anlattıkları o kadar da saçma gelmedi. Bir düşün, adam sana niye yalan söylesin?"

"Ne gördüğümü biliyorum ben."

"Ne bildiğini bilmiyorsun ama. Yapma, içten içe ona inanmak istiyorsun ama gururun izin vermiyor. Doğruyu söylediğini de biliyorsun."

"O gurur dediğin benden geriye kalan tek şey. Şu an kafayı yemeden duruyorsam tek sebebi o. Aptalca konuşmayı kes! Basbayağı kandırdı beni."

"Ne zaman bu kadar peşin hükümlü oldun sen? Aynı teyzem gibi davranıyorsun. Bir de onun bu huyundan nefret ederdin. Şu an çok öfkelisin, biraz sakinleşince bir daha düşün derim."

Güneş hışımla kalktı oturduğu yerden. Mavi gözleri kızgınca parlıyor, hedefi doğrudan Çiğdem'di. "Haddin olmayan şeylere karışma."

Arkasını dönüp giderken Çiğdem kırıldı mı kırılmadı mı umursamadı. Umursadığı tek şey kendiydi. İlk defa bir bencillik yapıyordu ve bunu yapmak içinde kendinde hak görüyordu. Odasına geçeceği sırada durdu. Göz yaşları bir anda gözlerine hücum ederken hangisine ağladığını bile bilmiyordu.

*-*-*

Barış, onun yüzünü en son ne zaman gördüğünü bile hatırlamıyordu. Yiğit'in cenazesinde bir kadının ağladığını anımsıyordu sadece. Yiğit'in son görevinde o yoktu. Ordudan ihraç edilmişti ama cenazesine gelmişti. Hale'nin ne kadar içler acısı bir durumda olduğunu hatırlıyordu sadece. 

"Ateş başka bir şey demedi mi?"

"Hayır."

"Ağzından kerpetenle laf alınıyor. Yiğit'in anlattığı gibisin gerçekten."

Barış bir şey demedi. Yiğit'le iyi anlaşırdı. Kimseye zararı olmayan sevecen bir adamdı. Ateş'le arası çok iyiydi son zamanlarında. Ama Barış ve Yiğit de iyi anlaşırdı. Yiğit'in Hale'ye onun hakkında birkaç şey söylediğinden emindi bu yüzden.

ATEŞ VE GÜNEŞ (Tutku ve Tehlike Serisi-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin