Merhaba Canlarım,yeni bölümle karşınızdayım.Multimedyaya Baran ve Barış karakterlerini de koydum bakabilirsiniz. Bu bölüm onlarda var. Gelecek bölümümüz ise haftaya PERŞEMBE.Bölümler hafta da 1 geliyor.
Sizi Facebook grubumuza davet ediyorum "Casablanca'nın Kaleminden". Vote ve yorumlarınızı da bekliyorum,keyifli okumalar! :)
*-*-*
"Benimle gel ve bu gece ne olup bittiyse öğren."
Güneş başta cevap vermedi.İçinden itiraz etmek geçiyordu ama buna rağmen yapamadı.Bir şeyleri öğrenmeliydi.Bu gece çok yanlış bir yer de yanlış bir zamanda bulunmuştu bulunmasına ama ortada çok daha kötü bir durumla karşı karşıya kalmış,gitmekten başka şansı yoktu. Her ne kadar bekar ve yalnız bir adamın evine,patronunun evine,gitmesi hiç etik değildi ama zaten şu an da doğru bir şey de yaşamıyorlardı değil mi?
"Tamam" diye mırıldandı ve yolun geri kalanında bu geceyi düşündü.Ne olurdu sanki evinde otursaydı.Sabah erkenden kalkar,gelip o dosyayı düzenler sonrada patronuna verirdi. Belki de bu gece patronu o adamlara yakalanmadığı için işe bile gelmezdi. Ona içinden teşekkür bile borçlu olurdu böylelikle. Ama öyle olmamıştı. Aptal gibi gecenin bu saatinde kalkıp holdinge gelmiş ve bu koltuğa oturma bileti almıştı. Gerginlikten titreyen ellerini birbiriyle birleştirip geriye yaslandı.Bakışları sabit bir şekilde parmaklarına odaklıydı. Kimseyi göresi yoktu.
Ateş ise bu belayı nasıl bitirebileceğini düşünmekle meşguldü.Gerilmiş ve sabırsızdı. Arka koltuktaki kadın ise tam anlamıyla belaydı.Bu gece holdingte ne işi vardı merak ediyordu.Gelmeyip evinde otursaydı şu an düşünmesi gerektiği tek şey bunu yapanların kim olduğunu öğrenmek olacaktı. Ama işte! Şimdi arkalı önlü oturuyorlardı. Tek eliyle yüzünü sıvazladı. Asistanına benimle gel ve öğren demişti ama bu sadece bir ültimatomdu.Onu evine tek başına göndermek istememişti. O gelen adamlar kimin adamıydı henüz bilmiyordu,onlar Ateş için gelseler dahi yanındakinin kim olduğunu öğrenmeleri o kadar uzun sürmeyebilirdi.
Baran "Barış'ı aradım" dediğinde dikkatini ona verdi.
"Ne zaman geldi?"
"Bir saat oldu.Galeri'den sana geçecek."
Ateş başını sallarken dikiz aynasından gözleri ona kaydı. Arka koltukta oturan kadın,ona sadece beş dakika kadar önce sivri diliyle cevap veren kadın halinden çıkmış,uzun boyuna rağmen şimdi küçücük kalmıştı. Hala korktuğu belliydi. Çocuk gibi ellerini kucağına birleştirmiş önüne bakıyordu. Gerçekten kötü görünüyordu. İçinden içlerinde bulunduğu duruma küfretti. Az önce ona sert davrandığı içinde kendine biraz kızdı. Ama bunun için ondan özür dileyecek değildi. Üstündeki gerginlik hala hat safhadaydı.
Güneş'in aklından milyon tane düşünce geçiyordu hala daha. En büyük sorunuysa o eve gittiklerinde duyacağı cevaptı. Kim neden patronunu öldürmek için holdinge gizlice girmiş olabilirdi. Patronunun başarılı olması yüzünden rakipleri tarafından tehdit aldığını bilmek için kahin olmasına gerek yoktu,bunu biliyordu ama ölüm? Bu çok korkunçtu. Bir an için ona üzüldüğünü fark etti. Kim olursa olsun ölümü hak etmezdi.
Araba yavaşladığında geldiklerini düşününce midesinin ağzına geldiğini hissetti. Bu korkudan ve gerginlikten hala kurtulamamıştı.Başını kaldırdığı sırada gördüğü demir kapı ilk şeydi. Evin bahçesine girdiklerinde çok geniş bir park yeri olduğunu gördü. Manzarası geniş,evin önü daima açık ve ferah duruyordu sanırım. Baran denilen adam arabayı garaja sokarken,çelik bir kapı otomatik olarak açılmıştı.Tepede ki kamerayı o an fark etti.Kamera arabanın plakasını ve yaydığı başka bir sinyali okuyarak kapıyı otomatik açıyordu. Ürperdi.Güvenliğinin sıkı olduğunu görmek onu bir an da hoşnutsuz hissettirmişti.Neden bu önlem diye sormamak için kendini zor tuttu.Gözleri etrafta dolanınca burasının da çok büyük olduğunu ve içeride iki tane daha lüks araç olduğunu gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ VE GÜNEŞ (Tutku ve Tehlike Serisi-1)
Romance(FİNAL YAPILDI) Suroğlu Şirketler Grubu'nun CEO'su Ateş Suroğlu'nun henüz iki haftadır asistanlığını yapan Güneş, oldukça naif olmasına rağmen cesurdur ve en dikkat çeken özelliği sivri diline hakim olamadığı o kıvrak zekasıdır. Öyle ki birinin daha...