Umut

26.7K 1.5K 158
                                    

Merhaba Canlarım.Güzel bir bölüm oldu,özellikle ortasından itibaren sonuna kadar.Ee,Güneş hanım artık bazı şeylerin farkına varsındı,değil mi?O farkına varmadan hikaye ilerlemeyecekti çünkü.Dilerim bu bölümü beğenir ve OYLARSINIZ.Geçen bölüm şahane beğeniler ve yorumlar gelmişti.Bunun için gerçekten çok teşekkür ederim.Karşılığını da çok güzel vereceğim. :) 

Artık güzel şeyler yaşayıp göreceğiz özellikle bu bölümden de sonra.Bu bölüm başlangıç oldu. DİĞER YENİ BÖLÜMÜMÜZ PERŞEMBE GELECEK.O vakte kadar bu bölümü de OYLAMAYI ve yorumlamayı eksik etmeyin lütfen.keyifli okumalar!:)

*-*-*

<<BİRKAÇ AY SONRA>>

 "Birbirinize çok benziyorsunuz.Hayatın size insafsız davrandığından yakınıp duran mızmız iki çocuksunuz.Belki fark etmemiş olabilirsiniz ama hayat adil değil!"  

"Bilmediğimi mi sanıyorsun?"

Başını salladı genç kadın.Yılların vermiş olduğu tecrübe ve dayanılması zor acı onu olduğundan çok daha güçlü bir kadın haline getirmişti.Onun başına gelen şeyler şimdi Ateş'e oluyordu.Daha doğrusu olmaması için çabalıyorlardı ancak izlenilen metod yanlıştı.Ateş,o kıza aşık olduğundan beri duyguları onu ele geçirmiş,hatalar yaptırmıştı.Böyle giderse de devamı gelecekti.Siniz bozucu derece de ki ifadesizliğine kızdı.

"Zayıfsın."

"Değilim."

"Kanıtla o zaman!Duygularını kontrol et."

Adamın başını çevirmesiyle dişlerini sıktı.Olduğu yerden kalkıp önüne diz çökerek ellerini kendi avuç içlerine sardı.İhtiyacı olan şey arkadaş dayanışmasıydı. 

"Bundan daha güçlüsün sen.Hiçbir şey hissetmiyormuş gibi yapıyorsun,bu seni yoldan çıkarıyor.Duygularını kontrol edemiyorsun.Konuş onunla.Ve üzülmüyormuş gibi yapmaktan da vazgeç! Acıyı bir süreliğine uyuşturmak,sonunda onu hissettiğinde daha büyük acı verir. Sen bunları hak etmiyorsun."

<<GÜNÜMÜZ>>

Pişmanlık..

Öyle fena yakıcı bir duygudur ki o sende var oldukça,sen artık var olamazsın.İleriye bakamaz,geçmişin zifiri karanlık sayfalarını yeniden yazamazsın.

Güneş'in de bir şey yazmaya hali yoktu zaten.O,az önce nişanlısının parmağından çıkarıp masanın üzerine bıraktığı yüzükteydi hala.Kıraç'ın kalp kırıklığıyla giderken alnına bıraktığı öpücükteydi.Adamın hala daha gizleyemediği sevgisindeydi.

Çok aptaldı..Çok pişmandı.Ne yapacağını düşünemiyor şu oturduğu sandalyeden dahi kalkacak gücü bulamıyordu kendinde.Vicdan ve pişmanlık öyle yapışmıştı ki ona kaybolmak istiyordu.Ah Kıraç..Neler söylemişti ona.O kadar haklıydı ki.Bazı şeyleri bu kadar geç fark etmesi hiç iyi olmamıştı.En başından beri olan fakat göremediği şeyleri Kıraç yüzüne yüzüne vurmuştu.Onu hiç sevgili gibi görememiş öyle sevememişti.Şimdi bunu daha iyi anlıyordu..

Ve onu en çok acıtan da buydu.Ne sanmıştı ki?Geriye dönüp baktığında onunla mutsuz olduğu tek bir günü bile hatırlamıyordu.Ama..onun sevgisine hak ettiği karşılığı veremediğini bazen düşünür,sonradan bunun doğru olmadığını ve geçeceğini söylerdi kendi kendine.Nasıl görememişti,nasıl bu kadar dikkatsiz olabilmişti.Kıraç bunu görmüştü en son.Görmüş ve yüzüğü çıkarıp bırakmıştı masanın üzerine.

Onu çok kırmıştı.

Ağladı.Oracıkta,o küçük sandalye de oturarak ağladı.Kıraç bunları hak etmemişti.Onu neden sevememişti sanki!O çok..çok iyiydi.Onun için dünya üzerindeki en doğru erkek oydu belki,neden onu sevememişti!Nedenler aklında uçuşuyor,onu üzmekten öteye gidemiyordu.Bedenini kaldırıp odasına girdi.Tıpkı bir saat öncesinde olduğu gibi ayaklarını karnına çekip yattı.Pişmanlığı ağır geldiği için hıçkıra hıçkıra ağladı.

ATEŞ VE GÜNEŞ (Tutku ve Tehlike Serisi-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin