Dört Taraflı Karanlık

9.7K 433 88
                                    

İyi okumalar...


"Öl lan o zaman sen de öl!!" 

Yiğit'in söylediği sözler kulağımda tekrarlanırken gözümden bir damla yaş düşmüştü. Söylediği şey yaralamamıştı beni...

Ona yaşattığım acı beni yaralamıştı asıl olan..

Şuan namlunun ucunda olmak beni korkutmuyordu. Ben onsuz ölürken onun beni öldürme isteği beni mutlu bile ediyordu...

Nefretle bakan gözlerine kendimi kaptırmıştım şuan...

Zaten nasıl kaptırmazdım kii...

O mavi gözler bana her duyguyla bakmıştı bu güne kadar...

Bugün de nefretle bakıyordu işte...

Kendimi gözlerine teslim etmiştim ben ama şimdi o gözlere bakarak yalan söylüyordum..

İçimdeki fırtına beni ileri itiyordu sanki...

Kendime engel olmayacaktım..

İleriye doğru yavaş adımlarla ilerlemeye devam ettim.

Yiğit'in doğrulttuğu silahın önünde durmuştum. Anlımı silaha dayadım.

Gözlerimi Yiğit'ten almamıştım. Ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyordu.

"Vur hadi.. " dedim fısıldayarak.

Fısıldamak istememiştim ama sesim en öyle çıkmıştı. Gözyaşlarım ardı ardı akmaya devam ediyordu.

" Nefess.. " diye devam edecekken araya girip susmasını sağlamıştım Yiğit'in.

" Vur hadi!  Karşındayım. Bas şu tetiğe artık! " dediğimde sesim biraz daha yüksekti.

Elimle silahın ucundan tutup daha da yaklaştırdım.

Beni öldürmesini istiyordum. Belki bu delilik gibi geliyordu insana ama artık dayanacak gücüm kalmamıştı.

" Yeter Nefes yeter!! " diye bağırmaya başlamıştı Yiğit.

Silahı indirip beline taktıktan sonra bana yaklaşıp kollarımdan kavradı.

Kendime gelmemi ister gibi sarsmaya başlamıştı.

" Ne istiyorsun sen benden?  Sen az önce o şerefsizi sevdiğini söylemedin mi? Şimdi niye ölmek istiyorsun!! "

Yiğit sorularını ardı ardına sıralarken öfkesiyle beni sarsıyordu.  Ona onu sevdiğimi söylemeyi o kadar çok istiyordum ki..

Yiğit'e bunların bir oyun olduğu söylemeyi kalbimin sadece onun olduğunu...

Düşünceler aklımı karıştırırken bakışlarım bir an Asya'ya kaymıştı.

Ama gördüğüm şeyle korkuyla tekrar Yiğit'e bakıp rolüme devam etmek olduğunu anlamıştım.

"Ayaz'a zarar verme Yiğit. Bu-bunun için öyle söyledim. Onu se-seviyorum ve zarar görmesini istemiyorum. " dedim gözyaslarım akarken.

" Allah belanızı versin! BİR DAHA ASLA KARŞIMA ÇIKMA!! " diyip beni geriye doğru itmişti.

Sendeleyerek geriye düşerken iki kol beni sarmıştı.

Ayaz olduğunu anladığımda ellerini itmiştim. Bana dokunmasını istediğim en son şey bile değildi..

Yiğit'in gidişini izlerken yere oturmuştum. Artık onu kaybetmiştim.

Beni ittiğinde içimden bişey kopmuştu sanki...

Mafyanın EsiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin