"Yardım et bana Kerem. Eskisinden daha güçlü olmam için yardım et."
"Bunu neden istiyorsun Nefes?"
"İntikam için! Yiğit Kozan'ı mahvedeceğim. O beni canımdan vurdu,bende onu kalbinden vuracağım!" dedim içimde yanan intikam ateşiyle.
Yiğit'in canını yakmak istiyordum. Yaşadığım acıyı o da yaşasın istiyordum. En derinlerinde benden aldığı darbenin acısı olsun istiyordum.
Ona yaşattığım acı, içimi soğutmayacaktı aksine daha çok yok olacaktım. Onu severken, ona zarar vermek benim için kolay olmayacaktı. Ama kendimi ve yaşadıklarımı bir nebzede azaltmak için buna ihtiyacım vardı.
Düşüncelerimden sıyrılıp, Kerem'e baktım.
"Ben kararlıyım Kerem. Senden başka bana yardım edecek kimse yok. Lütfen kendimi sadece bu şekilde toplayabilirim. Hayatıma bundan sonra devam edemem belki ama hiç değilse öfkemi biraz olsun dindirebilirim." dedim istediğimi kabul etmesini içimden dileyerek.
"Nefes, bunları sonra konuşalım olur mu? Şimdi geç oldu eve gidelim." deyip koluma dokunmuştu. Benimle birlikte arabanın yanına gelip kapıyı açtı. Ben içeri bindikten sonra kapıyı kapatıp, kendi tarafına geçmişti.
Akşam olmuştu. Arabanın camından dışarıyı izliyordum. Dışarıdaki insanlara baktım.
Gözlemlemeyi her zaman severdim. Şakalaşan gençleri gördüm önce. Ardından kavga eden bir çifti görmüştüm.
Sokakta kulaklığındaki müziğin ritmine kendini kaptıran genç kızı..
Herkesin acısı vardı aslında..
Ama yine de herkes ayakta durmanın bir yolunu buluyordu. Ben neden yapamayayım ki?
Sonunda eve geldiğimizde arabadan indim. Kerem de yanıma gelip evin kapısına doğru yürümeye devam ettik.
Kapı aniden açılınca korkmuştum. Karşımda hem merakla hem de sinirle bakan Gökçe'ye çevirdim bakışlarımı.
"Neredesiniz siz ya! Ne kadar merak ettim biliyor musunuz? " dediğinde haklı olduğunu bildiğimden ses çıkarmamıştım.
Evden çıkarken telefonumu da almamıştım yanıma.
"İçeri geçelim konuşuruz bunları." diyerek kurtarmıştı Kerem beni.
İçeri geçtiğimizde koltuklardan birine oturdum. Gökçe de yanıma gelmişti.
"Nereye gittin Nefes? Seni evde bulamayınca çok korktuk." dediğinde gözüm karşımdaki koltuğa oturan Kerem'e takılmıştı.
"Kardeşime gittim." dedim Gökçe'ye dönerek. Yüzündeki sinir silinirken yerini üzüntüye bırakmıştı.
" Konuşmanıza sonra devam etseniz. Ben fazlasıyla acıktım da. Hadi masaya geçelim de yemeğimizi yiyelim. " diyen Kerem'e baktık Gökçe'yle.
Tam itiraz edecekken Kerem, benden önce davranmıştı.
"İtiraz istemiyorum." Başımı olumlu anlamda sallayıp onların arkasından ilerledim.
Yemek masasına oturduğumuzda gözümün önüne Yiğit'e söylediklerim gelmişti.
'Kim bilir onunda canı yanmıştır?' diyen iç sesimi susturmak istemiştim ama haklıydı.
Aslında onunda canını ben yakmıştım.
Onsuz olmak beni yaralarken ben de kendi ağzımla onu yaralamıştım."Hiç birşey yemedin Nefes? " diyen Kerem'e baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Esiri
Ficção AdolescenteHayatta hangisi daha acıydı.. İstemediğin bir hayatı yaşamak zorunda kalmak mı yoksa o hayatla seni tehdit eden insana aşık olmak mı? Benim, yaşadıklarımın bunların hepsiydi. Ya içine düştüğüm karanlığa teslim olacaktım, yada o karanlığa ışık.. Aşkı...