Hızlı adımlarla odama çıktım. Odanın kapısını açıp pencereye yöneldim. Dışarıya baktığımda ön tarafta çok koruma olduğunu görünce bir anda umutsuzluğa düştüm. Ama pes etmeyecektim. Odadan tekrar çıktım. Karsı odalardan birine girdim. Girdiğim an odaya şaşkınlıkla bakmaya başladım. Oda baştan aşağıya siyahtı. Duvar boyunca giysi dolabı, büyük bir yatak vardı. Diğer tarafta calısma masası vardı. Etrafa göz gezdirirken masanın üstündeki fotografa takıldım. Orta yaslarda kumral bir adam vardı. Yanında yine ayni orta yaslarda ama genc görünen şarışın bir kadın ve tanıdık bir yüz... Bu Yiğit'ti. Açık kahverengi saçları, mavi gözleri ve o güzel yüzüyle gülümsüyordu. İlk kez onu boyle gülerken görmüştüm. Mutlu bir ailesi olduğu buradan bile belli oluyordu. Gülmek bir erkeğe ancak bu kadar yakışırdı. Ne diyorum ben yaa... Saçmalıyorum iyice... Ben Yiğit'ten nefrer ediyorum. Neyse artık düşünmeyi bırakıp işime dönmeliyim. Hemen pencereye yöneldim. Dışarıya baktığımda arka tarafta korumaların daha az olduğunu gördüm. Bu beni biraz daha rahatlatmıştı. Çok oyalanmıştım. Artık bu evden çıkıp, Yiğit belasından kurtulmalıydım. Ben düsüncelere dalmışken ensemde sıcak bir nefes hissettim. Bir anda bedenim buz kesti. Kolumdan tutulmasıyla duvara savruldum. Bu Yiğit'ti. Beni duvarla arasına aldı. İki kolunuda duvara koydu. O kadar sert ve bir o kadar da duygusuz bakıyordu. Neden bana bu kadar kötü davranıyorduki... Ben ona hiçbirsey yapmadım. Keske suan karsımda duran adam, o fotoğrafta gorduğum adam gibi baksaydı. Mavi gözlerini oyle bir dikmiştiki üzerime, kırpmıyordu bile. Gözleri sanki bir sonsuz mavilikti. İnsani içine kafseden bir kafes gibi. Boğulacak gibi hissediyorum o sonsuz maviliklerde... Peki şimdi ne yapacaktım. Kapana kısılmıştı. Ona korkulu gözlerle bakıyordum. Zaten bu bakılarından korkmamak mümkün değil. Yiğit kesinlikle beni öldürecek. Düşüncelerimden sıyrılıp biraz da olsa cesaretimi toplayıp konuşmalıydım. Ama nasıl yapacağım bilmiyorum. Ona burada ne yaptığımı açıklayacaktım. Ben tam soze girecekken, Yiğit " Benim odamda ne işin var "dedi sakince. Bu hali daha cok korkmama sebep oldu. Kendimi birazda olsa topladım ve " evde tek başıma sıkıldım, bende biraz evi dolaşayım dedim". Korkudan saçmalamaya başlamıştım am yapacak birseyim yoktu. Buna inanacağını ümit ediyordum. Ben yine düşüncelere dalmışken bir anda saçımdan tutulmasıyla yere savruldum. Kafamı kaldırdığımda korkunç bir Yiğit vardı karşımda.
" Yiğit, açıklayabilirim, lütfen dinle.."
Ne diyeceğimi bilmiyordum. Şimdi ne diyecektim. Ayağa kalktım ve " ben korktum Yiğit, o yüzden kaçmak istedim..." daha sözümü bitiremeden, yüzümdeki acıyla yere düştüm. Yiğit gözü dönmüş gibiydi. Tekrar bir acı daha hissettim. Karnımdaki acıyla yedden kalkamadım. Yiğitin tekmeleriyle canım çok yanıyordu.
" Ne söyledim ben sana lann!! Kaçmaya çalışırsan ölürsün demedim mi? "" Yiğit , yapmaaa.. Lütfen.." artık canım öyle acıyorduki hissetmemeye basladım.
" Seni buna pişman edeceğim. Kacmaya çalışmanın bedelini ödeyeceksin. " bağırıyordu. Göz kapaklarım ağırlaşmaya başladı acıdan...
Gözlerimi açtığımda odamdaydım. Başımda bekleyen bir kadın vardı. Kadın, ona baktığımı görünce, bana doğru eğildi ve " iyi misiniz, ağrınız var mı."
O anda olanlar aklıma geldi. En son Yiğit'in odasındaydım. Yakalanmıştım ve beni öldüresiye dövüyordu. Sonrası karanlık zaten... Kendimi toplamaya çalışarak doğrulmaya çalıstım. Karnıma öyle bir ağrı saplandiki... Basımdaki kadının yardımıyla biraz doğruldum. Odanın kapısı çaldı ve içeri Egemen girdi. Yanıma gelip " iyi misin Nefes, nasıl hissediyosun kendini."dedi. Bende kafamı sallayarak "iyiyim, tabi karnımdaki agrıyı saymazsam."
" Neden böyle bisey yaptım Nefes, sana söyledim böyle biseye kalkışmamalıydım.""Beni burada zorla tutamayacak, buna izin veremezdim Egemen".
"Böyle yapma Nefes, Yiğit hala sinirli. Eğer ben gelmeseydim Yiğit daha kötü seyler yapabilirdi. Bir daha böyle birsey yapma Nefes. Hem kendin icin hem ..."
Egemen sözünü bitiremeden içeriye Yiğit girdi. Hala çok sinirli görünüyordu. Gözlerime oyle bir bakıyorduki suan kafamı yorganın altına sokmak istedim. Bakışlarını benden cekip Egemen'e "aşagıda bekliyorum, gelin!!!" dedi. Egemen yanıma geldi ve koluma girdi. Yiğit odadan çıkmıstı. Niye bu kadar acele etmemizi istemişti. Yine önemli bişey vardı. Ama içimde kötü bir his vardı. Egemen'in yardımıyla yataktan kalktım ve yürümeye başladım. Yavaş adımlarla odadan çıktık. Merdivenlerden inerken Egemen'e
"odada ne söyleyecektin yani Yiğit gelmeden önce.."
Egemen'e cevap beklediğimi belli eder gibi bakıyordum.
"Birazdan öğreneceksin Nefes ama sakın ol ." dedi.
İçimde kötü bir his vardı. Egemen'e daha fazla sormanın bir anlamı yoktu cünkü söylemeyecekti bu halinden belliydi. Zaten birazdan öğrenecektim. Merdivenlerin sonun geldiğimizde, Yiğit'i arkası dönük bir şekilde dışarıyı izlerken gördüm. Kafamı çevirdiğide koltuklardan birinde arkası dönük biri daha vardı. Egemen'in " Yiğit " demesiyle bakışlarımı tekrar Yiğit'e çevirdim. Ama Yiğit diger tarafa bakıyordu. Duyduğum sesle bende o tarafa baktım." Ablaaaa".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Esiri
Novela JuvenilHayatta hangisi daha acıydı.. İstemediğin bir hayatı yaşamak zorunda kalmak mı yoksa o hayatla seni tehdit eden insana aşık olmak mı? Benim, yaşadıklarımın bunların hepsiydi. Ya içine düştüğüm karanlığa teslim olacaktım, yada o karanlığa ışık.. Aşkı...